MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye yakın tarihinin en sancılı dönemlerinden birinin yaşadığını, milletin birliği, devletin bütünlüğü, toplumun huzur ve güvenliği ile demokratik rejimin geleceğinin ağır tehditler altında var olma mücadelesi verdiğini belirterek, "Demokratik rejim, toplumsal çatışma alanı haline getirildi. Milletin hakemliğine başvurmaktan başka yol kalmadı" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MYK toplantısının ardından yaptığı yazılı açıklamada, AKP iktidarına sert eleştirilerde bulundu.
"TAHAMMÜL SINIRLARI ZORLANDI"
Milletin derinden yaşadığı yokluk ve işsizliğin neden olduğu tahribatın yanı sıra çok tehlikeli ayrışma ve cepheleşme sürecine giren Türkiye’de gerilimin her geçen gün artarak kutupların keskinleştiğini belirten Bahçeli, “Toplumun tahammül sınırlarının zorlandığı, Türkiye’nin artık kırılma noktasına kadar büküldüğü son derece tehlikeli gelişmelerin bir süre daha devamı halinde bizleri bir arada tutan yapının ayakta kalabilmesinin şartları tamamen ortadan kalkacaktır” dedi.
"TÜKENMİŞ BİR HÜKÜMET"
Yönetebilme imkânı tamamen tükenmiş bir hükümetin sürekli kriz üreten marazi zihniyeti, her yaşanan gün yeni bir gerginliği, gerilimi ve tahribatı hayatın her alanına yaymaya başladığını savunan Bahçeli, bu ağır travmalara direnme gücü tükenmeye başlayan milleti yıkılmaktan koruyan ve şimdilik ayakta tutan bütün değer ve duyguların yerini de kaygılara, korkulara, ümitsizliklere bıraktığını ifade etti. Bahçeli, yalnızca otokrat rejimlerde görülecek bir inatla ve ısrarla sürdürülmeye çalışılan bu çürümüş siyaset algısının değiştirmek ve ilkesiz kadrolarla hesaplaşmak için milletin hakemliğine bir kez daha başvurmaktan başka bir yol ve yöntem kalmadığını belirterek, bir kez daha “erken seçim”e işaret etti.
"DEMOKRATİK REJİME SAHİP ÇIKILMALI"
Bir türlü ders çıkaramayan siyaset körlüğünün devamı halinde bir siyasal çözülme iklimine girileceği konusunda uyaran Bahçeli, devlet krizinden çıkmak ve yaklaşan rejim krizinden kurtulmak için şu önerilerde bulundu:
“Siyaset ahlakının temel alındığı, demokratik olgunluğun hakim olacağı, sivriliklerin ve aşırılıkların terk edileceği, milli ve manevi değerlerimizi ortak payda alan yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç vardır. Bu tehlikeli süreç ne pahasına olursa olsun durdurulmalı, Türkiye’nin milli birliğine, huzuruna, dayanışmasına ve demokratik rejime sahip çıkılmalıdır. Huzursuzluk kaynağı olan bütün sorunlar, karşılıklı anlayış ortamında ele alınıp milli varlığımızın bekasına ve değerlerimizin yüceltilmesine uygun olma koşulu ile kamu vicdanında kabul görecek ve karşılık bulacak köklü çözümlere kavuşturulmalıdır. Karşımızdaki sorun alanlarından biri de devlet kurumlarının bünyelerinde ve aralarında yaşadıkları çatışmalar ve yetki tartışmalarıdır. Devletin fonksiyonlarının dengeli ve uyumlu bir şekilde icra edilmesini sağlamak ve Parlamento’nun yasama yetkisine ve hukukuna sahip çıkmak için, demokratik meşruiyeti tesis etmek TBMM’nin öncelikli bir görevi olarak görülmelidir.”
"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YENİ DÖNEM TBMM KADROLARINA BIRAKILMALI"
Bahçeli, 22 Temmuz 2007 Milletvekilliği Genel seçimlerinden sonra oluşan siyasi tablo ve bu süre içinde yaşanan gelişmelerin, 23 dönem TBMM iradesini yıprattığını, sorunların Türk milleti şuuru etrafında oluşacak ortak akılla çözümü konusunda bütün kapıları kapattığını belirterek, sürekli kendini tekrarlayan siyaset döngüsünün kırılması, üzerinde yüksek bir mutabakatın olması gereken Anayasa değişikliklerinin bu dönemde olgunlaştırılarak, yasalaşmaları tazelenmiş, güç toplamış yeni dönemin TBMM kadrolarına bırakılması gerektiğini kaydetti.
"YIKICI ÜSLUPTAN VAZGEÇİLMELİ"
Devletin temel nitelikleri, demokratik rejim ve ortak değerlerinin siyasi ve toplumsal çatışma alanı haline getirildiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Birbirinden giderek uzaklaşan ve nefret duymaya başlayan bu yapı içinde küçük bir kıvılcımın büyük facialara ve ölümcül yaralara yol açması artık bir an meselesi haline gelmiştir. Bu derin fay kırıklarına yol açarak, çatışma enerjisini içten içe biriktiren ve gerilim üreten ilkel yapı derhal terk edilmeli, bizden sizden, biz ve ötekiler, bizimkiler, sizinkiler gibi yıkıcı üsluptan acilen vaz geçilmelidir. Demokrasilerde siyasetin tıkandığı, hükümetin çaresiz ve etkisiz kaldığı, toplumun bunaldığı dönemlerde seçime gitmek bir rahatlama vesilesi, biriken gerilimin tahliyesi için rejim açısından bir emniyet mekanizmasıdır."
ERKEN SEÇİM
Bahçeli, sonu ve kazananı asla olmayacak kısır ve yapay gerilim ve çatışma siyasetinden beslenerek Türkiye'yi kaosa sürükleyenlerin alışkanlıklarından kurtulamayacaklarını savunarak, şunları kaydetti:
"Hatalarına inatla devam edecekleri tecrübe ile sabittir. Yaşanan sorunlar yapısal nitelik taşımakla beraber, uzlaşma ve hoşgörünün sağlanacağı moral ortamı oluşuncaya kadar yegâne seçenek derhal seçim yapmaktır. Milliyetçi Hareket Partisi özellikle yılbaşından itibaren dile getirdiği Erken Genel Seçim önerisindeki ısrarını tekrarlamaktadır. Aksi halde Türkiye’nin, milleti, devleti ve üzerinde ruh ve vücut bulduğu ülkesinin devamı, bir ve bütün olarak varlığını sürdürmesi, tarihin şahitliğinde mümkün görülmemektedir.”
ANKA