Çok tartışılan 'Umut hakkı' nedir? Prof. Dr. Ersan Şen açıkladı

MYNET-ÖZEL TBMM'nin yeni yasama yılına başladığı gün DEM Partililerle el sıkışarak ezber bozan Devlet Bahçeli, bugünkü grup toplantısının başında "Muazzez milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin belki de ilk adımını atmış olacağım" sözleriyle başladı. Konuşmasının sonlarında ise terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'la ilgili 'umut hakkı' çağrısıyla gündeme damgasını vurdu. Böylece 'Umut hakkı nedir?' sorusu merak edilmeye başladı. Konuyla ilgili Mynet'in sorularını yanıtlayan ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, "Şehitlerin çocukların annesine babasına ne diyeceksiniz? Sayısız insan kaybetmişiz bu yolda. Onların icazeti olmadan böyle bir yol izlenemez" sözleriyle Bahçeli'yi eleştirdi.

ÖCALAN HAKKINDA İLK ÇAĞRI

Bahçeli geçtiğimiz haftaki grup toplantısında yaptığı konuşmada "Buyursun, örgütün tasfiye edildiğini, terörün bittiğini tek taraflı ilan etsin. Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse hiçbir şart altında aklından bile geçirmesin" demişti.

BAHÇELİ'NİN 'UMUT HAKKI' VURGUSU

Bugün ise MHP lideri, "Tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. Her adımı atmaya kararlı, inançlıyız" diye konuştu.

BAHÇELİ'NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ 'UMUT HAKKI' NEDİR?

Önce idam cezasına mahkum edilen Abdullah Öcalan'ın cezası, Anayasa ve Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilmişti. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen'in "Koşullu Salıverilmesi Yasak olan Öcalan’ın Umut Hakkı" başlıklı makalesinde yer alan bilgiye göre; umut hakkı, hapis cezasına mahkum edilenlerin kanunla belirlenen sürelerde iyi halinden dolayı koşullu salıverilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesine deniyor.

ERSAN ŞEN'DEN ELEŞTİRİ: MİLLETİN DERDİ EKMEK DERDİ, SEN ÖNCE EKONOMİYİ DÜZELT

Prof. Dr. Ersan Şen, Bahçeli'nin gündem yaratan çıkışıyla ilgili Mynet'e açıklamalarda bulundu. Bahçeli'ye eleştiride bulunan Ersan Şen şu mesajları verdi:

• Bir defa bu ülke binlerce şehit vermiş, şehitlerin çocukların annesine babasına ne diyeceksiniz? Sayısız insan kaybetmişiz bu yolda. Onların icazeti olmadan böyle bir yol izlenemez.

• DEM Parti - HDP bu terör konusunda ne diyor? PKK'yı kınıyor mu? Daha da önemlisi üniter yapı hakkında ne düşünüyorlar? Özerklik mi diyorlar, bu iş olmaz.

• Silah bırakmamış terör örgütüyle konuşma olmaz. ABD bu işin içinde, terör örgütüne bastırıyordur onlar. Kandil'i ve Suriye'nin kuzeyini etkisiz hale getirmemiz lazım, bunun anlaşması olmaz.

• Senin birinci sorunun ekonomi! Ekonomide sınıfta kalmışsın. Milletin derdi başka; milletin derdi anayasa, çözüm süreci değil. Silah bırakacaklar, terörü bu ülke bitirecek. Milletin derdi ekmek derdi, sen önce ekonomiyi düzelt.

"UMUT HAKKI DEDİĞİ BU"

• Kanun değiştirmeden zaten tecridi kaldıramazsın. Ceza İnfaz Kanunu'nun 107. madde 16. fıkrası bu Öcalan kanunu. Umut hakkı dediği o. Çağrıyla, davetle bu işler olmaz.

"BEBEK KATİLİNİN MECLİSTE KONUŞMASI NE DEMEK?"

• Elbette sorunların çözümü Meclis bu aşamada. Barışa sonuna kadar evet ama bu işin olmazsa olmazı PKK silah bırakacak. Muhatap PKK olamaz, Mecliste her şey çözülmeli.

• Bebek katilinin Mecliste konuşması ne demek? Binlerce gencecik insanımızı katleden bir örgütün Mecliste konuşması ne demek? Gazi Meclisten bahsediyoruz. Böyle olmaz.

"BİR MİLAT KOYMAYA GEREK YOK, YAPILACAKLAR BELLİ"

• Bu ülkede hepimiz biriz, eşitiz, hepimiz bir bayrak altındayız, kardeşiz, ayrımız gayrımız yok. Bu terör örgütü içeride, dışarıda silah bırakmalı, ondan sonra her şeyin çözümünü Gazi Meclis bulur. Bir milat koymaya gerek yok, konu belli, yapılacaklar da belli. Kendi ipimizi kendimiz keseceğiz.
• Şunu unutmayalım, HDP ve DEM’in varsa yoksa derdi Öcalan’a uygulanan tecrit kalksın, sonra da umut hakkı adı altında serbest bırakılsın. Neden, ne karşılığında, o halde diğer suç işleyenler ne olacak, içeride yatanlar, bu kadar suçlar işlemiş birisini millet affeder mi, böyle bir şey olur mu?

Bu içerik Hazar Gönüllü tarafından yayına alınmıştır