HABER

Bahçeli sert konuştu: Seçim istedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Ankara'da konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 8. Dönem Sertifika Töreni'ne katıldı.

BAHÇELİ SEÇİM İSTEDİ

Bahçeli, töreni'nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Devlet Bahçeli, "Erken seçim çağrınız var mı, aklınızda tarih var mı" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Son gelişmeler ve bu gelişmeler karşısında Türkiye'nin çok ciddi bir kutuplaşmaya sürüklendiği bir ortamda Sayın Başbakan'ın tavrı; kargaşa ve krizi derinleştirecek bir boyut taşımaktadır. Bu sebepten dolayı Sayın Başbakan'ın artık zamanı dolmuştur, bir iktidar yenilenmesine ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.
Böyle bir yolun demokrasi içerisinde açılabilmesi, Sayın Başbakan'ın zamanla üç sandıktan bahsetmesinden geçmektedir. Sandığın kapsamını, zamanını kendisine bırakmaktayız."
EĞİTİMLİ NESİL BİZİ GELECEĞE TAŞIR

Törende konuşan Bahçeli, gençliğinin gelecek umudu, yarınların teminatı olduğunu belirterek, zorlu ve engellerle dolu yıllara derinlikli ve donanımlı şekilde hazırlanılması gerektiğini ifade etti. Eğitimle parıldayan vicdanların Türkiye'nin önünü aydınlatacağını kaydeden Bahçeli, eğitimli nesillerin hak edilen medeniyet seviyesine ve gelişmişlik ligine taşıyacağını söyledi. 15-24 yaş arası gençlerin sayısının 12 milyon 600 bine ulaştığını kaydeden Bahçeli, "Doğru yerde, doğru zamanda ve doğru şekilde kullanıldığı takdirde bu potansiyel gücümüz millet olarak en büyük avantajlarımızdan birisidir. Nicelik bakımından oldukça kalabalık olan genç kuşağın, nitelik bakımından yetersiz kalması ve zorluklar içerisinde kıvranması hepimizi düşündürmelidir. Genç nüfusumuzun beslenmesi, iyi şartlarda barınması, kaliteli eğitim görmesi ve üretici bir fert olarak toplumsal çarka dâhil olması istenilen ölçülerin çok gerisindedir. Siyasi iktidar ne kadar görmezden gelse de, Türkiye'nin belli başlı problemlerinden birisi eğitimdeki ilkellikler, bir diğeri de işsizlikteki fren tutmayan hızdır" dedi. Doymayan, iş bulamayan, kendini ifade edemeyen, sesi duyulmayan ve hatta baskılara maruz kalan gençliğin büyük tehlikelerin kaynağı haline geleceğini vurgulayan Bahçeli, "Eğer bir ülkede işler iyi gitmiyorsa, istikrarsızlık içten içe kaynayan bir kazan haline gelmişse, sistem ve rejimle ilgili çalkantılar ve şüpheler varsa, bunlar ilkönce genç kitleye yansıyacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

-GENÇ NÜFUSUN HAFİFE ALINMASI, GÖRMEZDEN GELİNMESİ BÜYÜK SORUN GETİRİR-

Gençlerin tavırlarının ve davranışlarının toplumun yapı ve işleyişinin sarih bir aynası olduğunun altını çizen Bahçeli, demokrasideki açığın, kişisel hak ve hürriyetlerdeki eksikliğin, otoriter heveslerdeki artışın genç nesilde yankı bulacağını belirtti. Gençlerin önüne örnek alacakları rol modelleri koymanın, koruyup tehlike ve sonuçsuz serüvenlerden esirgemenin önemli olduğunun altını çizen Bahçeli, şu tespitlerde bulundu:

"Genç nüfusun hafife alınması, görmezden gelinmesi, özelinin işgali, beklentilerinin anlaşılamaması, hayallerinin önemsenmemesi, umut ve isteklerinin ertelenmesi büyük sorunları beraberinde getirecektir. Bildiğiniz gibi, küreselleşmeyle birlikte farkındalık ve malumat düzeyi artmıştır. Artık mesafeler anlamsız, uzaklıklar izafi, ekonomik, sosyal ve kültürel sınırlar oldukça geçirgendir. İnsan varlığı pasifliği veya edilgenliği kabullenmemekte, zamanın seyrinden, tarihin akışından ve olayların içinden kendisine daha çok pay istemektedir. Artık insan hak ve özgürlükleri küreselleşmenin nimetlerinden faydalanan global bir vicdan tarafından savunulmakta ve ileri sürülmektedir. Diyebiliriz ki, insanlık son 20 yıldır yeni bir dönemin içinde kulaç atmaktadır. Ne var ki, bireysel temayül ve tercihlerin yükselmesine karşın, kolektif ruhun aynı oranda gelişemediğini ifade etmek sanıyorum çok yerinde olacaktır."

-AKP, DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLERİ SADECE SÖZ VE SATIR ARALARINDA HATIRLAMIŞTIR-

İnternetin, sanal medyadaki ilerleyişinin yerel ve evrensel hareketlerin yönünü ve boyutunu yakından etkilediğini, tepkileri birden bire topyekun hale getirdiğini ifade eden Bahçeli, sosyo-ekonomik gediklerin ve çarpıklıkların sineye çekilmek yerine seslendirilmeye başlandığını, kitlelerin düne kıyasla daha talepkar olduğunu kaydetti. Taksim Gezi Parkı'nda toplanarak bireysel hayatlarına ve özgürlük alanlarına yönelik tahripkâr politikaları reddeden ve anından internet üzerinden organize olan gençlerin Türkiye'nin sosyal, siyasi ve ekonomi yapısını da oldukça etkilediğinin altını çizen Bahçeli, meselenin yalnızca ağaç ya da çevreyi koruma duygusu olmadığını vurguladı. Bahçeli sözlerine şöyle devam etti:

"10 yıl 7 aya yaklaşan süredir iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yanlışları, antidemokratik uygulamaları, baskıcı ve dışlayıcı politikaları ağaç bahanesiyle tepkilerle karşılaşmıştır. AKP'nin kusurlu demokrasi algısı, dayatmacı ve buyurgan üslubu doğal olarak bir kırılma ve çatlamaya neden olmuştur. Başbakan Erdoğan'ın otoriter mizacı, başkanlık beklentisi Taksim'de gençliğin hisarına çarpmış, yurdumuzun dört bir yanındaki malum hadiselere sebebiyet vermiştir. Öncelikle son yaşadığımız olaylar ileri demokrasi iddiasının bir uydurmadan ve kandırmacadan ibaret olduğunu da netleştirmiştir. Her alanda yıkım ve talan siyaseti güden iktidar partisi toplumsal bir direniş ve dirence muhatap kalmıştır. 2002 yılından beridir Türkiye'nin demokrasi dışına kaydığını, milli kimlik ve milliyetçiliğin ağır hasarlar aldığını sağduyulu her kardeşim takdir edecektir. AKP, demokrasi ve özgürlükleri sadece söz ve satır aralarında hatırlamış, gerçek anlamda zorba ve monarşik bir yönetim zihniyetini kurumsallaştırmak için her zorlamaya başvurmuştur."

-TOPLUM SIKIŞMIŞ, BİRİKEN KIRGINLIKLAR VE ÖFKELER GEZİ PARKI'NDA PATLAMIŞTIR-

İktidarla büyüyen gençliğin belirli bir yaştan sonra da olanlara duyarsız kalamadığını dile getiren Devlet Bahçeli, Taksim Gezi Parkı'nda protestolara katılan gençlerin hiçbir siyasi gruba ya da partiye bağlı olmadıklarının sosyolojik saha çalışmasıyla ortaya çıktığını belirtti. Hayatlarına karışılmasına karşı gelen, varlıklarının onaylanmasını, saygı ve ilgi gösterilmesini bekleyen gençliğin mücadelesinin demokratik ölçülerde ve meşruiyet sınırlarında kaldığı sürece hoş görülmesi gerektiğine dikkat çeken Bahçeli, şu uyarılarda bulundu:

"Ancak sokakların büyüsüne kapılıp da kural tanımazlık içine girmemeye, hukuk dışı oluşumlara fırsat vermemeye, yasa dışı örgütlere ve PKK'ya uygun ortam oluşturmamaya da mutlaka itina ve özen gösterilmelidir. Herkesin dikkat etmesi gerek husus şudur; Türkiye'nin idare edildiği, siyasetinin şekillendiği, geleceğinin belirlendiği yer sokak araları olmamalıdır. Demokrasi ve özgürlük savunuculuğu yaparken, tam karşı kutba geçilmesi ahlaken ve vicdanen izah edilemeyecektir. AKP'nin sorumluluk içinde hareket etmesi ve yangın daha fazla genişlemeden makul ve soğukkanlı tedbir geliştirmesi ciddiye alınması gereken bir görevidir. Şüphesiz Türkiye'nin yaklaşık 10 gündür yaşadığı tramva ve kaosun iyi anlaşılması ve gerekli derslerin çıkarılması lazımdır. Anlaşıldığı kadarıyla toplum sıkışmış, biriken kırgınlıklar ve öfkeler Taksim Gezi Parkı'ndan patlamıştır. Başbakan'ın ötekileştirici dili, kırıcı tavrı, kimseyi umursamayan, biz-siz ayrımına dayanan siyaseti sabır taşını çatlatmış, kitlesel infiale zemin açmıştır. Masum ve haklı taleplerin belirli bir eşikte durması, siyasi iktidar tarafından önemsenmesi fitili ateşlenen karmaşanın söndürülmesi Türkiye'nin hayrınadır. Şurası açık bir gerçektir ki, demokrasiyle korku, demokrasiyle baskı, demokrasiyle ben bilirimci tutum taban tabana zıttır."

-AKP'NİN KENARDA BIRAKTIĞI, HİÇ ÖNEMSEMEDİĞİ İNSANIMIZ BUNALDI-

Demokrasilerde halk kurşun asker olmadığını ifade eden MHP Lideri, halkın, tepeden bakılacak, aşağılanacak, azarlanacak, horlanacak, tercihleri bastırılacak ve bir tek sandık ortaya çıkınca sıcak ve samimi yaklaşılacak bir yığın olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. İnsan haysiyeti ve onurunun demokrasinin öznesi olduğunun altını çizen Bahçeli, AK Parti hükümetinin millete rağmen siyaset yaptığını, milletin değerlerini çiğneyerek, gizli gündemlerinin esiri olarak dirliği sabote ettiğini savundu. Hükümetin belirli bir zümrenin, elitin, sosyal yapının ve kaymak tabakanın menfaatini gözettiğini öne süren Bahçeli, "Türk milletini iki yüzde 50'ye bölmesi de, bölücü ve ayırıcı tarzının bir ifşası, bir tercümesi ve bir itirafından başka bir şey değildir. Taksimi ezmekten bahseden kendini bilmezlere sessiz kalması da nerede durduğunu, partisinden olmayanlara nasıl husumetle baktığını delillendirmiştir. Çoktandır biliyoruz ki, bugüne kadar AKP'nin kenarda bıraktığı, hiç önemsemediği muazzam sayıdaki insanımız bunalmış, telaşlanmış ve şikâyetleri artmıştır.

Başbakan Erdoğan kendisini güvende hissettikçe toplumsal dokuyu biraz daha sarsmış, seçim galibiyetleriyle biraz daha kabalaşmış ve çizmeyi aşmıştır. Ve vandallıktan beslene beslene, megolamanlıktan geçine geçine, narsist eğilimler göstere göstere 10 yıl 7 ayı doldurmuştur.

Bu zihniyet sürekli geçmişle uğraşmış, gelecek ideallerini ve hedeflerini küllemiş ve örtmüştür" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın gündem oluşturmak akıl ve sıra dışı açıklamalarda bulunduğunu savunan Bahçeli, bu açıklamaların da vatandaşlar tarafından kaldırılamayacak ağır bir yüke dönüştüğünü kaydetti.

-SİYASİ İRADE YENİLENMELİ-

AK Partinin demokrasisi fiyaskosu olduğunu savunan MHP Lideri, siyasal iradenin yenilenmesi gerektiğini belirtti. İktidarın sağlıklı şekilde el değiştirmesinin mecburiyet halinini aldığını öne süren Bahçeli, tıkanan sistemin önünün açılması için başka bir yol kalmadığını dile getirdi. Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın yüzü eskimiş, gerçek niyeti belirmiş, maskesi inmiş, foyası ortaya çıkmış, heyecanı kaybolmuştur. Başkanlık hesapları suya düşmüş, siyasi hırsları aklının önüne geçmiş, diliyle kalbi arasındaki uçurum inanılmaz derecede büyümüştür. AKP gitmeli, Başbakan Erdoğan bitmelidir. Siyasette başarısızların makûs sonu bellidir. Yapamayanların, yarım yamalak ülke yönetenlerin akıbeti nettir. Bundan dolayı AKP kızağa alınmalı, milletimizin birliğini çözmeden, Türkiye'ye son darbeyi indirmeden milli irade kafasına güm diye inmelidir" dedi. İktidar olan partinin herkesin ortak iradesini temsil etmek ve benimsemek durumda olduğunu ifade eden Erdoğan, demokrasinin iktidar dışında kalanların da haklarını korumaya alan ve teminata bağlayan sistemin adı olduğunu belirtti. Demokrasi değerlerine bağlı bir yönetimin, bireysel hakları, kişisel özgürlükleri ve sivil toplum kuruluşlarının varlığını koruyan ve kollayan bir tavır içinde olması gerektiğinin altını çizen Bahçeli, "Varlık alanını kendisine oy veren kitleyle sınırlayan, dar kafalı ve öteleyici iktidarların başarı şansı, güven uyandırma ihtimali yok denecek kadar azdır. Ayrıca demokrasiyi yok etmek için yine demokrasiyi araç olarak kullanma kurnazlığını hiçbir millet kabullenmeyecek ve onaylamayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

-BAŞBAKAN, DEMOKRASİYİ ÇİĞNEDİĞİNİ İDRAK EDEMEYECEK KADAR CAHİL VE BİLGİSİZDİR-

Demokrasiden çok bahsetmenin demokrasiyi korumak anlamına gelmediğini ifade eden MHP Lideri Bahçeli, "Başbakan ve partisinin durumu demokrasiyi konuşan, ama sıra gereğini yapmaya gelince bahaneler bulan siyaset köhnemişliğine işaret etmektedir. Bireye dayalı yönetimlerin yıkılıp yerine millet iradesinin geçmesini sağlayan esas amil elbette milli-devlet gerçeğidir. Milliyetçiliğin ayaklar altına aldığını ifade eden Başbakan, bir yönüyle demokrasiyi de çiğnediğini idrak edemeyecek kadar cahil ve bilgisizdir" diye konuştu.

Ortadoğu'nun Baasçı zihniyetinin, tek adamlığın teşvik edildiği otokrat sistemlerinin Başbakan ve zihniyetiyle tam anlamıyla çakıştığını öne süren Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve partisinin demokrasiyi kullanarak iktidar olduğunu, ancak demokrasiyle ilk fırsatta yollarını ayırdığını savundu. "Vizyonu yetmeyenlerin ufuklarının tükendiği yerde terk etmeleri, hızlı koşanların soluk almak için duraksamaları ve hatta farklı etkilerin sonucu değişmeleri, dönüşmeleri, yılmaları, umutsuzluk ve yılgınlığa düşmeleri mümkündür ve beklenmelidir" diyen Bahçeli, Siyaset ve Liderlik Okulu'nun sekizinci dönemini tamamlayanlara şöyle seslendi:

"Bilmenizi isterim ki göreviniz ve sorumluluklarınız burada sona ermemiştir. Gideceğiniz her yerde, alacağınız her görevde burada öğrendiklerinize yenilerini katacak, kendinizi gösterecek, emsalleriniz arasından tebarüz edecek bir siyaset ve bilim disiplinini aldığınıza inanıyorum. Dileğim, bugünden sonra Türkiyemizin kötü giden talihini yenmesi konusunda berrak düşüncelerinizle, yapıcı eleştirilerinizle, üreteceğiniz projelerle, dergilerde, gazetelerde yayınlanacak çalışmalarınızla, bizzat getireceğiniz raporlarınızla siyasetimize güç katmanız ve bizlere destek olmayı sürdürmenizdir." (ANKA)

En Çok Aranan Haberler