MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 21 Mart’ta Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında PKK’nın şehre taşınarak, militanlara zafer havası yaşatıldığını belirterek, “Bağımsız, objektif, yalnızca vicdanları ile baş başa olan vatansever hukuk insanları devreye girmek için neyi beklemektedirler?” diye sordu.
Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada geçen hafta Diyarbakır’da kutlanan Nevruz’un her şeyi gözler önüne serdiğini kaydetti. Bahçeli, “Başbakan Erdoğan’ın yardım ve kolaylaştırıcı girişimleriyle İmralı canisinin başına talih kuşu konmuş, PKK paçavraları meydanları kaplamış, bölücülük propagandaları süreç kaporası sayesinde zıvanadan çıkmıştır.” dedi.
Hükümetin terör örgütü PKK’ya şehre taşıyarak, militanlarına zafer havası yaşattığını söyleyen Bahçeli, “Başbakan Erdoğan bu manzarayı olumlu karşılamış ve umut verici bulmuştur. Bu ortam içinde Türk bayrağı inmiş, Türk milleti incinmiş, Türk devleti hafife alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin en bunalımlı dönemlerinde bile krizlerle iç içe geçmiş devirlerinde bile bu şekilde bir çirkinlik, iğrençlik ve kepazelik yaşanmamıştır. Acaba ne zamandan beri kanlı teröristleri övmek, suçun ve suçluların propagandasını yapmak meşru, masum ve olağan görülmektedir.” diye konuştu.
SAVCILARI, HAKİMLERİ SORDU
TCK’nın 215. maddesindeki ‘İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ hükmüne riayet edilmediğini söyleyen Bahçeli, “Terör, cebir, şiddet ve tehditle işlenen suçların veya bu suçları işleyen faillerin övülmesinin, bu övgünün beraberinde kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikeyi ortaya çıkarma ihtimalinin yüksek olacağı gözden uzak tutulmamalıdır.” şeklinde konuştu.
Bahçeli, “Cumhuriyeti savunmakla görevli savcılar, hakimler nerededir, nereye gitmişlerdir? Şayet 21 Mart tarihinde Diyarbakır’da olanlar suç değilse, bundan sonra suç olarak neyi göreceğiz, neler suç diyeceğiz? Bağımsız, objektif, yalnızca vicdanları ile baş başa olan vatansever hukuk insanları devreye girmek için neyi beklemektedirler?” diye sordu.
"AKP'NİN BAŞINA BDP YULARI"
AKP’nin başına BDP yuları geçirildiğini, aralarındaki ilinti, ilişki, illiyet bağının tüm hatları görülecek şekilde yüzeye çıktığını ileri süren Bahçeli, şöyle devam etti: “Başbakan Erdoğan öylesine taviz ve teslimiyet döngüsüne düşmüştür ki, hükümetinin kimi temsil ettiği, kimlerle karanlık diyaloglara girdiği hakikaten de meçhul bir duruma gelmiştir. Acaba Başbakan en başta İmralı canisine neleri vaat etmiş, bölünmüş Türkiye için neleri gözden çıkarmıştır? İmralı canisinin çeyizi, PKK’nın ödülü, BDP’nin kazancı, peşmergenin sabırsızlıkla beklediği ödünler nedir, neleri kapsamaktadır? Vatansever ve mukaddes değerlere bağlı olduklarını bildiğim önemli sayıdaki AKP’li milletvekili arkadaşlarım acaba, PKK’yla el sıkışılmasını, zulme ortak olunmasını nasıl kabullenmektedir? Hükümet bu oyuna nasıl gelmiş, bu tuzağa, bu esarete nasıl düşmüş, bu tutsaklığa nasıl gözü kapalı eyvallah etmiştir? Başbakan lafı dolandırmadan, dolambaçlı yollara sapmadan, dümdüz şekilde ve dobra dobra konuşmalıdır. Başbakan Erdoğan İmralı canisine neyi ya da neleri peşkeş çekmiş, hangi sözleri vermiş, niçin kefil olmuş, halaskarlığını nasıl içine sindirebilmiştir? PKK terör örgütünün galibiyetini tanımıştır da toprak ve tazminat mı vermeyi aklından geçirmektedir? Başbakan’ın çözümü, Başbakan’ın barışı, Başbakan’ın süreci nereye dayanmaktadır, neleri kapsamaktadır? Anlaşılan Başbakan bu sözlerimizden, bu suallerimizden rahatsızdır. Bu kapsamda kendisi, hafta sonunda Eskişehir’de yaptığı bir konuşmasında aynen şunları ifade etmiştir: ‘Muhalefet İmralı’ya söz verdiniz, diyor. Siz bu iddiayı ispat etmediğiniz müddetçe namertsiniz. Bizim oraya verilmiş bir sözümüz yok. Bizim millete verilmiş bir sözümüz var.’ Başbakan Erdoğan millete değil, başkalarına verdiği sözleri bir bir tutmaktadır. Ve herhalde Başbakan, Türk milletine PKK ve canibaşıyla nasıl haşır neşir olacağına dair bir söz de vermiş değildir. Sayın Başbakan, belki unutmuşsundur, belki aklından çıkarmışsındır, belki de hafıza kaybına uğramışsındır. Yine böylesi bir polemiğin içine gömülerek İmralı canisiyle görüşme konusunda şeref bahsini ileri sürmüş, yaptığın müzakere ve temasları inkâr etmiş ve gözlerin yerinden çıkarcasına bizi de şerefsizlikle suçlamıştın. Çok değil, kısa bir süre sonra Başbakan’ın şerefsizliktir dediği iddiamız sabitlenmiş, şereften kimin nasibini alamadığı belli olmuş, böylece kötü söz sahibine faiziyle birlikte aynen iade edilmiştir. Eğer Başbakan Erdoğan, şeref masasında kaybettiklerini namertlik kartını ileri sürmekle geri alacağını düşünüyorsa, çok yakın zaman içinde, yine yaş tahtaya basacağını ve isminin başına yeni bir sıfat ekleneceğini muhakkak ki görecek ve tekrar mahcubiyetten kimselere bakacak yüzü kalmayacaktır.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz