MHP Lideri Devlet Bahçeli, Karabük Belediyesi'ni ziyaret etti. Bahçeli, yeniden başkan seçilen Karabük Belediye Başkanı MHP'li Başkanı Rafet Vergili’yi tebrik etti. Bahçeli, ardından Kemal Güneş Caddesi’nde toplanan kalabalığa seslendi. MHP’yi destekleyen Karabüklülere teşekkür ederek konuşmasına başlayan Bahçeli, MHP’nin mahalli değerlerde marka değeri çok yüksek olduğunu ve bunu Karabük’te kanıtlandığını söyledi.
‘TÜRK MİLLETİNİN SON KALESİYİZ’
Devlet Bahçeli, Türkiye’nin hak ve hukukunun çiğnenmesine tahammül etmediklerini, bundan sonra da etmeyeceklerini ifade etti. MHP’nin önem ve öncelik sırasının belli olduğunu anlatan Bahçeli, “Milli onurumuzu ayaklar altına almak için kuyruğa giren iç ve dış çıkar odaklarına asla tamam demedik, tamah etmedik, boyun eğmedik, taviz vermedik. Bu kapsamda MHP’nin geri adımı olamaz. Çelişkisi olamaz, tereddüttü olamaz, nitekim olmamıştır. MHP’nin önem ve öncelik sıralaması bellidir. Sinesinden doğduğumuz Türk milletinin hem tercümanıyız, hem de düşmeyecek son kalesiyiz. Karabük yanımızda olduğu müddetçe sağlam duruşumuzu da sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Bugün ülkemiz çok cepheli mücadele içindedir. Vicdan sahibi her insanımız bu mücadelenin boyutunu görmektedir. Elimizi bağlamak istiyorlar. Önümüzü kesmek istiyorlar. Geleceğimizi karalamak ve kundaklamak için pusu üstüne pusu kuruyorlar. Bir yanda ABD, diğer yanda AB ülkeleri, ülkemizin sinir uçlarıyla oynuyorlar. Milli sabrı zorluyorlar. İbretle izliyoruz ki egemenlik haklarımızı gölgeleme teşebbüsleri tarihsel hak ve menfaatlerimizi tahrip etme emelleri artmış ve azgınlaşmıştır” dedi.
AB’NİN YAPTIRIM KARARI ELEŞTİRİSİ
Bahçeli, konuşmasının bir bölümünde AB’nin yaptırım kararını eleştirdi. AB’nin bu kararla Türkiye alerjisini gösterdiğini ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
“15 Temmuzda hain FETÖ darbe girişiminin 3’üncü yıl dönümden demokrasi ve birlik gününü idrak ettiğimiz bir süreçte Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyi skandal ve sakat bir kararla Türkiye alerjisini göstermiştir. Biliniz ki AB tarafından seçilen tarih çok düşündürücüdür. Açıkça maksatlıdır, adeta mesaj yüklüdür. Yaptırım kararlarını ihtiva eden paketin 15 Temmuzda onay ve ilanı AB’nin nerede durduğunu kimlere selam gönderip sevimlilik yarışına girdiğini ayan beyan ispatlamaktadır. AB’nin hem bünyesi hem de karar organları hastadır, ağır hasarlıdır. Türkiye husumeti ise gizlenemez düzeydedir. Ülkemiz Doğu Akdeniz'de gerçekleştirdiği sondaj faaliyetlerini gerekçe göstererek eften püften bir dizi yaptırım kararını öngören ucuz paketin AB Dış İlişkiler Bakanlıkları tarafından onaylanması bizim nazarımızda solmuş ve sararmış bir kağıt parçasından farksızdır ve hukuksuzluğun farikasıdır. AB Türkiye’nin stratejik kimliğini sorgulamaya cüret etmiştir. Egemenlik haklarımıza zarar vermeye ahlaksızca teveccüh etmiştir. Bu yanlıştır, hukuksuzdur, adaletsizdir, değersizdir, kokuşmuşluktur. Türkiye Doğu Akdeniz’e sismik ve sondaj gönderdi diye 2020 yılı için Türkiye’ye yapılacak katılım öncesi yardımlarda kısıntıya gidecekmiş. AB tutarsızdır, ikiyüzlüdür, düşmanca yaklaşımını deşifre etmiştir. Karabük’ten AB’ye ve AB beslemelerine açık seçik sesleniyorum, yaptırımlarını alsınlar da başlarına külah diye geçirsinler. AB’nin Doğu Akdeniz’de ne işi vardır? Bu alanda ne hakla, hangi yetkiyle söz söyleyebilmektedir? Mesele hidrokarbon arama faaliyetlerinin ötesine çoktan geçmiştir. Mesele egemenlik meselesidir, mesele Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklüğünün Doğu Akdeniz’deki tarihi ve haklı varlığıdır.”
‘AB’DEN ASLA DOST OLMAYACAKTIR’
Karşılarındaki tablonun çifte standart ve siyasi kumpas olduğunu ifade eden eden Bahçeli bunun da alanen Türk düşmanlığı olduğunu söyledi. AB’nin amacının belli olduğunu anlatan Bahçeli, “Türkiye’ye karşı tenakuzlarla örülmüş tutumu bilinmektedir. Ve de AB asla dost olmayacaktır. Çocuklarını Türkler geliyor diye korkutan bir medeniyet yaralıdır, yozlaşmıştır, manen yıkım içindedir. Rumların 2003’te Mısır’la, 2007’de Lübnan’la, 2011’de İsrail’le imzaladığı tek taraflı Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlama Anlaşmalarının geçerliliği, bu anlaşmalara dayalı olarak Doğu Akdeniz’in parsellenmesi ahlak, adalet ve hukuk ilkelerini yok saymaktır. Rum yönetiminin sözde Münhasır Ekonomik Bölgelerde gaz arama ihalelerini bilhassa Amerikan, Fransız ve İtalyan şirketlere vermesi kurnazlıktır, kurgusu ince işçilikle yapılan alçak bir tuzaktır. Şımarık ve şuursuz Rumların yasa dışı faaliyetlerini sahiplenen AB ve ABD’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinden kaygı duymaları, engel çıkarmak için devreye girmeleri ne müttefiklik anlayışıyla, ne de hayatın ve tarihin gerçekleriyle bağdaşmaktadır” dedi.
‘TÜRKİYE İÇİN DOĞU AKDENİZ EGEMENLİK KONUSUDUR’
Bahçeli, Doğu Akdeniz’de tek yanlı adımlar atmanın ateşle oynamak olduğunu anlatarak, şöyle konuştu: “Türkiye için Doğu Akdeniz egemenlik konusudur. Egemenlik demek devlet olmak demektir, bağımsızlık demektir. Rumların parsellediği alanlar Türkiye’nin kıta sahanlığı ve Kıbrıs Türklüğünün deniz sınırlarıyla çakışmaktadır. AB’nin bu gerçekleri bilmemesi imkansızdır. Buna rağmen Türkiye aleyhine yaptırım kararları alması bayağılıktır, beyhude çırpınıştır, skandal bir çarpıklıktır. Doğu Akdeniz’de tek yanlı adımlar atmak ateşle oynamaktır. Türkiye’yi siyasi ve ekonomik yaptırımlarla terbiye edeceğini zanneden gafiller hadlerini bilsinler, sömürgeci hayasızlığın ağır bedelleri olacağını akıllarından kesinlikle çıkarmasınlar. AB’nin çürük yaptırım kararlarının demokrasiyle alakası yoktur. Özgürlüklerle ilgisi yoktur. Hukukla en ufak bağı yoktur. Türkiye’nin gözü korkmaz, hesap hatası yapıp korkacağını düşünen zalimlerin Türk milletinin kudret ve kuvvetiyle akıllarını başlarına almak zorunda kalmaları da tarihi bir vakıa ve vesikadır. Doğu Akdeniz’de bulunmak hakkımızdır. Hakkımızı çiğnetmeyiz, hakkımızdan vazgeçmeyiz, hakkımız üzerinde pazarlık yapmayız, yaptırmayız. AB aklını başına almalıdır.”
KIBRIS VATANDIR
Kıbrıs Türklerinin yalnız ve sahipsiz olmadığını ifade eden Bahçeli, Türkiye’nin de süratle AB’ye karşı zincirleme yaptırımları hazırlaması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Onursuz bir üyelik süreci, onursuz bir birliktelik hukuku kabulü mümkün olmayan bir alçalma halidir. Kökümüzden koparak, egemenlik haklarımızı devrederek, biz biz olmaktan çıkarak AB’ye gireceksek, diyorum ki, öyle AB de batsın, öyle üyelik de yerin dibine geçsin. PKK’nın arkasında duran bir oluşumun nesine ihtiyacımız vardır? FETÖ’yü koruyup kollayan bir birlik yapısının neyine muhtaçlığımız olacaktır? Milli gururumuzu inciten, milli haysiyetimizi zedeleyen, Türkiye düşmanlığını ruhunda barındıran AB’yle sancılı ve sorunlu üyelik sürecini nereye kadar taşıyacağız? AB’yle bir yol ayrımına gelinmiştir. AB’yle bir karar arifesinde olduğumuz açıktır. Biz bu deveyi de gütmeyeceğiz, bu diyardan da gitmeyeceğiz. Biz Türkiye’yiz. Biz güçlü ve kendi kendine yetebilecek bir devlet ve milletiz. Başkent Ankara’nın vizyon genişliğine ve jeopolitik müktesebatına uygun olacak şekilde hareket edip dünyadaki şerefli, bağımsız ve bağlantısız yerimizi almalıyız. Karabük’ten AB Dış İlişkiler Konseyi’nin 15 Temmuz’da almış olduğu yaptırım kararlarını kınıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türklüğünün uluslararası hukuk temelindeki meşru hak ve çıkarlarının asla yok sayılamayacağını, görmezden gelinemeyeceğini kararlılıkla ifade ediyorum."
‘TÜRKİYE TARİHİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR’
Gelecek yıllarda 2023 hedeflerini yakalamanın mücadelesinin her yönüyle sahneleneceğini hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye Cumhuriyeti milli iradenin hâkimiyet ve heyecanıyla üçüncü evresine girmiş bulunmaktadır. Türkiye tarihi bir dönemden geçmektedir. Yeni hükümet sistemi Türkiye’nin ayağına vurulan prangaları kıracak, devlet mekanizmasındaki tıkanıkları açacaktır. Başka çare de kalmamıştır. Çünkü Türkiye düşmanları sürekli tahkimat yapmakta, sürekli güç toplamakta, sürekli açığımızı ve zaaf anımızı kollamaktadır. 15 Temmuz sonrası Yenikapı ruhuyla temeli atılan, 16 Nisan halkoylamasıyla çatısı örülen, 24 Haziran seçimleriyle genişlik ve derinlik kazanan Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti’nin sistemsel açmaz ve ihtiyaçlarını telafi ederek muhasım odaklara set çekmiş, sur örmüştür. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 96 yıllık Cumhuriyetimizi gelecek asırlara kuruluş esaslarına bağlı kalarak taşıma, daha da güçlendirme ve geliştirme amacına kilitlenmiştir. Yeni hükümet sisteminden geriye dönüş yoktur.”
Bahçeli, konuşmasının ardından Ergenekon Mahallesi’nde yapılan şehir parkının açılışını gerçekleştirdikten sonra kentten ayrıldı.
(AA/DHA)