ANKARA (ANKA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ÖTV’deki artış için “güncelleme” denilmesini “saygısızlık” ve “küstahlık” olarak nitelendirdi. Başbakan Erdoğan’ın “Sigara içmezsin olur biter” sözlerini de “Tam anlamıyla çirkeflik” olarak değerlendiren Bahçeli, “O halde milletimiz doğalgazı da elektriği de kullanmasın. Otomobile de binmesin ve ekmek yerine pasta yesin” dedi.
MHP lideri Bahçeli, Meclis’teki grup toplantısında ekonomideki gelişmeleri ve son zamları değerlendirdi. “Tehlike sinyallerini uzunca bir süredir kuvvetli bir şekilde veren cari açığa ilgisiz kalan AKP zihniyeti; şımarıklığının, ihtiyatsızlığının, tedbirsizliğinin ve aşırı özgüveninin vebalini aziz milletimize vergi zamlarıyla fatura etmiştir” diyen Bahçeli, Orta Vadeli Ekonomik Programla ilgili anlamakta zorlandıklarını ifade ettiği şu üç noktaya dikkat çekti:
“Gelecek yıl büyüme yavaşlayarak yüzde 4’lük bir seviyeye gerileyecekken, merkezi bütçe gelirlerinin büyümesi nasıl ve hangi yolla yüzde 13,4’lük bir artış gösterecektir?
Programa göre işsizlik oranının 2011 yılı sonunda yüzde 10,5; 2012 yılı sonunda da yüzde 10,4 olacağı ifade edilmiştir. Peki, büyüme oranı gerilerken, işsizlik oranı nasıl ve bizim bilmediğimiz hangi değerli politika uygulamalarıyla düşecektir?
Madem enflasyon hedefi 2011 yılında yüzde 7,8; 2012 yılında yüzde 5,2 olarak öngörülmüştür; bu durumda yüzde 4’lük büyüme eşliğinde gevşek bir para politikasına neden ve niçin tevessül edilmektedir?”
-“AKP’NİN ÇAPSIZLIĞININ SONUCU, CARİ AÇIK”-
“AKP’nin eseri ve çapsızlığının sonucu olan cari açık vahim gelişmelerin habercisi niteliğinde” diyen Bahçeli, son vergi zamlarıyla hükümetin ön almaya çalıştığını savundu. “Bu zulüm vergilerinin ‘güncelleme’ olarak tevil edilmesi bir saygısızlık ve küstahlık olarak AKP’nin yakasına ilişmiştir” diye konuşan Bahçeli, “Güncellenen hayat pahalılığıdır, eziyettir. Güncellenen zamdan mahrum bırakılan memurumuzun iç çekişidir. Güncellenen teri tezgâha düşen işçimizin çilesidir. Güncellenen ekonomik yıkımdır, afettir. Güncellenen vatandaşlarımızın soluğunu kesmektir, aşını ve işini gasp etmektir. Anlaşıldığı kadarıyla güncelleme rezaletlerine devam edilecek, her şey ateş pahası olacaktır” dedi.
-“SİGARA SAVUNMASI TAM BİR ÇİRKEFLİK”-
Telefondan sigaraya, alkol ürünlerinden otomobil vergilerine kadar zamları da eleştiren Bahçeli, “Başbakan haklıdır ve zam derslerine iyi çalışmışlardır. Ev sahibini bastıran yavuz misali, zamlara yönelik tepkilere hiddetlenen bu zihniyetin; ‘sigara içmezsin olur biter’, türünden açıklamalara sığınması tam anlamıyla çirkefliktir. O halde milletimiz doğalgazı da elektriği de kullanmasın. Otomobile de binmesin ve ekmek yerine pasta yesin. Başbakan ve yandaşları gezsin, yesin, içsin, eğlensin ve fellik fellik dünyayı arşınlayarak israfın dibine kadar batsın; fakat sıra milletimize geldiğinde kimse yerinden kalkmasın, az harcasın ve sesini çıkarmasın. Mantık budur, anlayış bu şekildedir” dedi.
-“AKP’NİN LALE SÜLALE DEVRİ”-
“AKP’nin lale sülale devri yaşaması sorun değildir de; milletimizin temel ihtiyaçlarını karşılama arayış ve beklentisi meseledir ve temelinden yanlıştır” sözleriyle hükümeti eleştiren Bahçeli, Açıkça söylemek isterim ki, Libya muhaliflerine elden para verirken hiç utanmayan ve çekinmeyen AKP hükümetinin; zora düşünce vergi zamlarıyla vatandaşımızı sıkboğaz etmesi kendi karanlık mizacının ve art niyetinin doğal bir sonucudur” dedi.
-“BAŞBAKAN’IN KONTROLSÜZLÜĞÜNÜN GERİSİNDE ‘EVET’ OYLARI VAR”-
Başbakan Erdoğan’ın Kızılcahamam kampında ekonomiyle ilgili değerlendirmeleri eleştiren Bahçeli, “Kendisinin deyimiyle; eşeği sağlam kazığa bağlayım derken, milletimizin elindekine avucundakine göz koymak hangi siyasi başarı ve atılan hangi sağlam adımlarla açıklanabilir? Başbakan’ın bu kontrolsüzlüğünün, feraset noksanlığının ve yenilmişliğinin gerisinde 12 Eylül’de verilen her ‘evet’ oyu vardır. Saygı duysak da, 12 Haziran’da AKP’yle devam edilme tercihi yer almaktadır” dedi.
Vergi artışıyla ilgili bir başbakan yardımcısının, milletle dalga geçer gibi ‘zamlarda hikmet aranmalı’, ya da ‘ülkemizde haddinden fazla cep telefonu var’ yönünde sözlerini aktaran Bahçeli, “Bir kez daha sorarım sizlere, böylesi bir densizliğe sessiz kalanı bırakın kulu, Cenab-ı Allah affeder mi” diye sordu.
-“AB FRENİ PATLAMIŞ KAMYON GİBİ”-
Bahçeli’nin gündeminde AB İlerleme Raporu da vardı. “AB’nin, kapılarını Türkiye’ye açmaya istekli görünmeyen bir bakış ve değerlendirme açısı raporda fazlasıyla yer bulmuştur” diyen Bahçeli, “Türk milleti bunları hiç hak etmemiş, geçmişi sömürgecilik ve kanla belirlenmiş bu birliğin tutarsızlıkları; kasıtlı, taraflı bir biçimde kendisini göstermiştir” değerlendirmesi yaptı. AB İlerleme Raporu’nun ‘freni patlamış kamyon gibi’ her alana girdiğini, milletin hassasiyet duyduğu ne varsa cepheden çarptığını savunan Bahçeli, “Ne var ki bunu yaparken, ikiyüzlü bir duruma düşmekten de kurtulamamıştır” diyerek şu örnekleri verdi:
“Bir tarafta ülkemizdeki zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılmamasından dolayı rahatsızlığını duyurarak, kimlik kartlarındaki din hanesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine değinmiştir. Diğer tarafta ise gayri Müslim cemaatlerin ibadethane açmaları ve kullanmalarında sıkıntılar olduğu ifade edilmiştir.”
-“İLERLEME RAPORLARI İÇİŞLERİNE MÜDAHALE İÇİN VASITA”-
AB’nin miyop bakışı ve yerli yersiz her şeyi tenkit etmesinden çıkartılması gereken sonucu, “AB, Türkiye Cumhuriyeti’nin içişlerine müdahale edebilmek için İlerleme Raporlarını bir vasıta olarak kullanmak” olarak değerlendiren Bahçeli, “Bölücü terörü kınamayan, PKK açılımına destek veren ve vicdani retçilik isimli rezaletin tanınmasını isteyen bir açmazın milletimiz nezdinde makes bulması söz konusu değildir” dedi.
AB’nin, Türkiye’ye her türlü zorluğu çıkardığını, hiçbir gelişme ve kolaylık göstermediğini savunan Bahçeli, “Türkiye’nin itibarını, Türk milletinin kudretini ve egemenlik haklarını Brüksel’deki mahfillere haykırmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir” dedi. AKP ne yapsa, hangi manevralara girse AB’nin bir mazeret bulacağını, Bulgaristan’a, Güney Kıbrıs’a, Romanya’ya ve hatta yakında üye olacak Hırvatistan’a tanıdığı imkânları Türkiye’ye tanımayacağını söyleyen Bahçeli, “Çünkü aramızdaki derin kültür ve medeniyet uçurumu kapanmamış, gizli kızgınlıklar, tarihsel husumetler hiç kaybolmamıştır” dedi.
-“ANKARA KRİTERLERİNİ DOSTA DÜŞMANA GÖSTER”-
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a AB konusundaki çıkışlarını hatırlatarak şu çağrıda bulundu:
“Sık sık dile getirdiği, tek taraflı ilişki ağını temelinden sorgulayarak Ankara kriterlerinin ne olduğunu dosta düşmana ispat etmelidir. Ve demelidir ki; statükocu bir AB’den Türkiye’nin öğreneceği ve alacağı bir şey yoktur. AB yanaşmadığı ve Türkiye’nin hakkını teslim etmediği sürece; hükümet Türkiye’nin gücünü ve imkânlarını müzakere masalarında harcamamalı; dik, vakarlı ve onurlu bir duruşla isteyenlere haddini bildirmelidir. Hiçbir şart altında; AB’den gelecek vesayet çağrılarına kulak asmamalı, başkent Ankara’nın kutlu hatıralarını peşkeş çekecek, yüzyıllara meydan okuyan Türk milletinin azizliğini hüsrana uğratacak bir düşüncesizliğin ve vicdansızlığın içinde olmamalıdır.”
-“ATALAY GÖREVDEN ALINSIN”-
MHP lideri Bahçeli, “Türkiye’nin yıkımında koordinatör sıfatıyla görev alan bir önceki İçişleri Bakanı, bu defa da Deniz Feneri soruşturması çerçevesinde köstebeklikle anılır olmuştur” diyerek, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın görevden alınmasını istedi. Bahçeli, “Başbakan Erdoğan, yıkımdan dolayı azletmediği bu şahsiyeti, şimdi görevden almalı veya bu kişi siyasi ahlak gereğince görevinden çekilmelidir. Aksi takdirde, Kızılcıhamam’da sarf ettiği sözlerinin bir kıymeti harbiyesi kalmayacaktır. Ümit ederiz ki, Başbakan Erdoğan, dile getirdiği kararlılıktan geri adım atmaz ve sözlerini çiğneyecek karakter bozukluğunu yeniden göstermez” dedi.
-CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN GİZLİ GÜNAYDOĞU ZİYARETİ-
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın 9 yılda “Geri adım atmadık” yönündeki açıklamasına da çeşitli örneklerle yanıt verdi. Örneklerin içinde dikkat çeken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sürpriz güneydoğu gezisiydi. Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın vatanın bir bölgesine gizli bir şekilde gitme zorunluluğu duyması, ülke genelinde yaşanılan ve bölücü terörün cesaretlendirilmesinden kaynaklanan güvenlik zafiyetinin yaşanması geri adım atmak değil midir” diye sordu. Bahçeli ayrıca, “Polise tokat atan elleri sıkmak, askerin tokatlanma sahnelerinin alkışlandığı ve eşkıyayı cesaretlendiren filmlerin Antalya’da gösterilmesine rıza göstermek geri adım atmak değil midir” sorusunu da yönelterek, “Bizim açımızdan Başbakan’ın mazisi geriye çarklarla doludur. Bu itibarla kendisinden bu defa kararlı ve geriye adım atmayacak bir irade beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Aksi takdirde geriye adımlar bir gün mutlaka dengesini bozacak ve kendisi için mukadder olan sondan kurtulamayacaktır” dedi.