Bahçeli, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “Kürtlere eğitim, dil, bilgi, kültür ve kimlik hakkı vereceğiz. O kimliğin bütün kültürel haklarını, Anayasal haklarını vereceğiz, tanıyacağız” sözlerine sert ifadelerin bulunduğu yazılı açıklamayla yanıt verdi. AKP ve BDP’nin Anayasa değişiklikleri kanalıyla “bölücülüğün meşrulaştırılmasına” ulaşamayacaklarını dile getiren Bahçeli, “Görüldüğü kadarıyla iktidar partisi, Meclis’teki siyasi bölücülerin misyonunu üstlenmiş; gizli ajandasındaki Kürtçülük ve azınlık başlıkları bu şekilde daha da açığa çıkmıştır” dedi. Bahçeli, "PKK’nın görüşleri ve kanlı yüzlerin zorlamaları AKP tarafından sahiplenilmiş, millet varlığının kutlu bağrına pimi çekilen nifak bombası adice yerleştirilmiştir" görüşünü savundu.
“HIYANETİ ADIM ADIM İLERLETİYORLAR”
Arınç’ın “PKK’nın kimlik dayatmalarını insan hakları meselesi olarak gördüğünü ifade etmesinin hezeyan bataklığında boğulmak üzere olduğu” anlamına geldiğini öne süren Bahçeli, AKP Hükümeti’nin Anayasa’dan ne beklediği ve neleri hedeflediğinin bu açıklamayla belirsizlikten kurtulduğunu belirtti. PKK’nın görüş ve zorlamalarının AKP tarafından sahiplenilmiş olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları ekledi:
“Bilhassa PKK’nın siyasallaşma sürecinde özne olan Kürt kimliğinin kabul edilmesine onay vermesi ve bununla birlikte tıpkı Başbakan’ı gibi bir bir saydığı alt kimlik gruplarına kültürel ve anayasal haklarını vereceklerini bildirmesi, şayet şuursuzca seslendirilen bir görüş değilse, hıyanetin adım adım ilerletilmesi olarak değerlendirilecektir.
Vatanın selameti, milletimizin birliği ve ilelebet yaşaması konusunda hiçbir katkısı, fikri ve fedakarlığı bulunmayan zevatın, dönemsel güçlerine dayanarak ganimet paylaşır gibi milli değerlerimizi peşkeş çekmesi yeni mandacılığın hangi kılıklara girebileceğini de göstermiştir.
Alt kimlik misyonerlerinin, bölücülük acentelerinin, etnik gurup şakşakçılarının ve yıkım koalisyonunun AKP’de buluşması aslında tesadüfi olmayıp tamamen planlı bir organizasyonun eseri ve neticesidir.
Herkes emin olmalıdır ki, MHP var olduğu sürece, hiç kimse vatan topraklarından pay alamayacak, federasyon ve demokratik özerklik özlemlerine ulaşamayacak, milli ve üniter devlet yapısını bozamayacak, aziz milletimizi dağıtamayacak ve Türkiye’yi yabancıların insafına terk edemeyecektir.
Milli uyanışı köreltmeye gayret eden istismarcı, bayağı ve küflenmiş kişilikler iki cihanda da rahat ve huzur yüzü göremeyecekler, milletimizin bedduaları peşlerini bırakmayacaktır.”
Arınç'ın sözlerinin BDP ve AKP milletvekilleriyle birlikte bazı Hükümet üyeleri tarafından da hararetle alkışlandığını kaydeden Bahçeli, "Bu sözler ancak Türk milletine hasmane duygular besleyen geçmişi sorunlu tasavvurları kuşkulu bir kafa yapısından beklenebilecektir" dedi.
2009 yılında kurdelesi kesilen yıkım projesinin öngörülerinin, gizli kalan taraflarının PKK kılavuzluğuyla Anayasaya yedirileceğini, Türk milletinin fitne ateşi içine atılacağını kaydeden Bahçeli şu iddialarda bulundu:
"Önümüzdeki yıl bu nedenle önemli, tehdit algılamaları açısından da tarihi bir kavşak noktası olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, Anayasa değişiklikleri kanalıyla bölücülüğün meşrulaştırılmasına AKP ve rol paylaşımı içinde hareket ettiği BDP kesinlikle ulaşamayacaktır.
Görüldüğü kadarıyla iktidar partisi, Meclisteki siyasi bölücülerin misyonunu üstlenmiş; gizli ajandasındaki Kürtçülük ve azınlık başlıkları bu şekilde daha da açığa çıkmıştır.
Artık dürüstlük ve siyasi namus gereğince kabul etmek lazımdır ki; BDP’yle AKP arasında hiçbir fark kalmamış, bölücülüğün siyasi ikizleri bu vesileyle yüzeye çıkmıştır.
Bütçe müzakerelerini fırsat olarak gören Başbakan Yardımcısının, kontrolü kaybedercesine beyanda bulunmasının kişisel maksadı ise; Başbakan Erdoğan sonrasıyla ilgili beklenti içine girmesi ve Türkiye üzerinde hesap yapan malum çevrelere peşinen taahhütte bulunmasıdır.
Bin yıldır aziz milletimizi yok etmek isteyen emperyalist ittifakın, projelerini savunmakla görevlendirdiği çürümüş şahsiyetleri uzaktan kumandayla idare etmesi her açıdan büyük bir talihsizlik ve hüsrandır.
Gazi Meclis’in kürsüsünden Türklüğe, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk milletinin değerlerine gözü dönmüşçesine saldıran karanlık simaları ve küstahları elbette aziz milletimiz asla unutmayacak ve affetmeyecektir.
Vatanın selameti, milletimizin birliği ve ilelebet yaşaması konusunda hiçbir katkısı, fikri ve fedakârlığı bulunmayan zevatın, dönemsel güçlerine dayanarak ganimet paylaşır gibi milli değerlerimizi peşkeş çekmesi yeni mandacılığın hangi kılıklara girebileceğini de göstermiştir.
Alt kimlik misyonerlerinin, bölücülük acentelerinin, etnik gurup şakşakçılarının ve yıkım koalisyonunun AKP’de buluşması aslında tesadüfî olmayıp tamamen planlı bir organizasyonun eseri ve neticesidir.
AKP’nin Türk milletini red ve inkâr eden tutumunun tehlikeli bir boyut kazanması; alt kimliklere duyduğu sempatinin ve içine girdiği yakınlığın yoğunlaşması hedefiyle tutarlılık arz etmektedir.
Son açıklama ve izahlardan sonra, bugüne kadar yapılan KCK operasyonlarının, terörle mücadelenin ve bu çerçevedeki kararlılık beyanlarının göz boyamadan ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Kaldı ki AKP ile bölücü çevreler arasındaki danışıklı dövüş üzeri örtülemeyecek kadar vuzuha ermiştir.
Bu durum karşısında AKP’nin şehitlerimizin aziz emanetlerine, gazilerimizin kutlu hatıralarına ve Türk milletinin mevcudiyetine ileri derecede hakaret ettiği netlik kazanmıştır.
PKK’nın görüşleri ve kanlı yüzlerin zorlamaları AKP tarafından sahiplenilmiş, millet varlığının kutlu bağrına pimi çekilen nifak bombası adice yerleştirilmiştir.
Bölücülük ve millet düşmanlığının tarafları iyice belirgin olmuş; İmralı, Kandil ve AKP’den oluşan sacayak son yurdumuzu zehirlemek için emel ve eylem birliği içine girmişlerdir.
Teröre karşı sergilenen ataletin, dirayetsizliğin ve iradesizliğin altında çok sinsi ve tehlikeli bir hesap bulunduğu bugün daha berrak bir biçimde fark edilmektedir.
Nitekim bunun da Türkiye’yi tasfiye etmek, Türk milletinin bütünlüğünü bozmak amacına dönük olduğu milli vicdanlarda tescil ve teyit edilmiştir.
Bu kapsamda bölücü taleplerin, terörist dayatmaların ve İmralı tekliflerinin AKP nezdinde cevap ve karşılık bulması milli ilkelerin ciddi bir şekilde çiğnenmesine ve zedelenmesine yol açmıştır.
Bilinmelidir ki Türkiye BOP’un izdüşümünde dönüştürülmek ve Türk milleti etnik cerrahi müdahaleyle bileşenlerine ayrılmak istenmektedir."
ARAP BAHARI TÜRKİYE'DE FARKLI
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan halk hareketleriyle yönetim ve rejimler el değiştirip çatışma ve şiddet sahneleri korkutucu bir aşamaya gelmişken; Türkiye’deki sürecin şimdilik daha sakin ve hukuki vasıtalarla seyir halinde olduğunu belirten Bahçeli, "Şüphesiz yüksek riskler barındıran bu ortamı ve zemini kurgulayan AKP Hükümeti açıkça Anayasa suçu işlemektedir. Milliyetçi Hareket Partisi; bölünmeyi alenen körükleyen ve teşvik eden kim ya da kimler varsa sonuna kadar karşılarında cesurca duracak ve maskelerini indirmek için her mücadeleyi gösterecektir. Milli uyanışı köreltmeye gayret eden istismarcı, bayağı ve küflenmiş kişilikler iki cihanda da rahat ve huzur yüzü göremeyecekler, milletimizin bedduaları peşlerini bırakmayacaktır" dedi.
Devlet Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi var olduğu sürece, hiç kimsenin vatan topraklarından pay alamayacağını, federasyon ve demokratik özerklik özlemlerine ulaşamayacağını, milli ve üniter devlet yapısını bozamayacağını, milleti dağıtamayacağını dağıtamayacak ve Türkiye’yi yabancıların insafına terk edemeyeceğini bildirdi.
Bahçeli açıklamasını, "Ne Başbakan Erdoğan’ın ne de timsah gözyaşları döken yardımcısının hevesleri, ısrarları ve göze girme çabaları da bir sonuç doğurmayacak ve Türk milleti her durumda mukadderatına sahip çıkacaktır" diye bitirdi. (ANKA)