ANKARA (ANKA) -MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Milliyetçi Hareket'in hiçbir mensubu olayların içinde yer almayacaktır. Bizim için AKP'nin devrileceği, görevden alınacağı tek yer sandıktır ve bunu da yapacak olan Türk milletinin kutlu iradesidir" dedi.
MHP Lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Gezi Parkı protestolarını değerlendirerek, hükümeti sert dille eleştirdi. Gezi Parkı protestolarından hükümet karşıtlığına dönüşen gösterilerle ilgili olarak tencere-tava çalma eylemlerine "Tencere tava hep aynı hava" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Bahçeli, "Sayın Başbakan tencere dibin kara seninkisi herkesten kara" diyerek şöyle devam etti:
"Türkiye'mizin bugünkü tablosu AKP'nin yoz siyaseti yüzünden olmuştur. Başbakanın balkon konuşması ertesi gün çiğnenmiştir. Başbakan için makbul olan kendi ve yandaşlarıdır. Mazlum edebiyatı yapan gafil Başbakan'dır. Küçümsemeyi, hakir görmeyi hak sayan, özgürlüklerin için boşaltan Başbakan'dır. Türk milletinin 10.5 yılda Recep Tayyip Erdoğan'dan çekmediği kalmamıştır. Cumhuriyetin temel kurumlarına savaş açarak, devleti partizanlığa sürükleyerek, AKP'nin talanla özdeşleşen politikaları Türkiye'yi kaosa sürüklemiştir. MHP'nin sesi gözünü kan bürümüş AKP tarafından görülmemiştir. Yapay ve sisteamik bir şekilde yandaş olarak toplumu ikiye bölmüştür."
-"BAŞBAKAN HERKESLE İHTİLAF İÇİNDE"-
Başbakan Erdoğan'ın her alanda birlikteliği sabote ettiğini ifade eden Bahçeli, "Başbakan'ın her sözü olay olmakta her beyanı memnuniyetsizlik yaratmaktadır. Başbakan başına buyruk ve ölçüsüzdür, kirli kinli kaba ve keskindir. Herkesle itilaf içindedir. Ben milletin hizmetkarıyım dedikçe otoriterliğini arttırmaktadır. Başbakan sert yöntemlerle iyice abanmıştır. Başbakan ve hükümetinin oynamadık tahriş etmedik bir şey bırakmamışlardır" dedi. Bahçeli şöyle devam etti:
"Son vakalar 10 yıllık iktidarın kenarda bıraktığı kesimin taşması ve taşkınlık gösterisinden ibarettir. Vahim durum AKP'nin benimsediği yozlaşmış siyasetin ürünüdür. Başbakan'ın balkon konuşmaları ertesi gün bizzat kendisi tarafından çiğnenmiştir. 10 buçuk yıldır aklına eseni yapan Başbakan'dır. Küçümsemeyi azarlamayı ve ötekileştirmeyi marifet sayan Başbakan'dır. Güvenliği yere seren yine Başbakan'dır. Türkiye 'nin 10 buçuk yıldır Erdoğan ve hükümetinden çekmediği kalmamıştır.
Bunlara karşılık partimiz tarafından dile getirilen iyi niyetli ihtarlar muhatap görmemiştir. Ne kadar diretsek de AKP bozuk sicilinin izinden gitmeyi tercih etmiştir. Başbakan ve partisi milletimizin kardeşlik bağlarını yıpratan tavrını sürdürmüş ve ayrımcılığı körüklemiştir. Geçmişin acılarını kaşıyarak nifak mevzileri açmış, inanç istismarından medet umarak Türkiye'nin ahengini heba etmeye kalkışmıştır.
AKP 'nin dayatmaları milli ruh ve kimliğe darbeler vurmuştur. İktidar bunalımlardan istifade etmiştir. Düne kadar bilinçli bir şekilde huzursuzluk üretmiştir. Taksim'de yaşanan ve ülkemizin geneline yayılan protestoların diğerlerinden farklı bir özellik gösterdiği gerçektir. AKP bu kez köşeye sıkışmıştır.- Taksim'de başlayan gösteriler farklı yönleriyle ele alınmalı ve gerçekler derinlemesine analiz edilmelidir. Taksim geriliminin merkezi Başbakan'ın kuru inadı ve benden başkası haksızdır tavrınadır. Taksim'de yeşilliği kapatmak ve Gezi Parkı 'nı gezilemez hasle getirmek olayları tetiklemiştir. Başbakan yine gerginliğin kendisine yarayacağını sanmıştır ancak yanıldığını sonradan anlamıştır."
Başbakan Erdoğan'ın mahkemenin kararını sorguladığını vurgulayan Bahçeli, Taksim'de AKM'yi yıkarak opera binası yapacaklarını söylediğini hatırlatarak, "Başbakan AKM'den ne istemektedir? Yoksa isminin başındaki Atatürk ismi mi rahatsız etmiştir? Anıtkabir de hedef midir? Türkiye 'nin her tarafında AVM açarken Taksim'e AVM'nin temelini kazmanın ne manası ve ne gereği vardır? Gezi Parkı 'nın suyu mu çıkmıştır? Başbakan'ın birilerine verdiği söz vardır. Bunu da ne pahasına olursa olsun hayata geçirme konusunda kararlı olduğu ortaya çıkmıştır" diye konuştu.
-"ORANTISIZ GÜÇ İÇİN DAVA AÇILMALI"-
AKP hükümetinin saldırdıkça kalabalıkların arttığına dikkat çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Orantısız saldırıları ve yürekleri burkan şiddet tablosunu telin ettiğimizi de söylemek istiyorum. Polise biber gazı ve tazyikli su ile saldırı emri verenler hakkında hukuki işlem yapılmasını bekliyorum. Dikkatimizi çeken bir konu da Başbakan'ın ihanet sürecini birlikte götürdüğü kimselerin Taksim'de bulunması ve İmralı canisinin posterlerinin olması, PKK paçavralarının da olmasıdır. Samimi ve duyarlı bir şekilde Gezi Parkı 'na sahip çıkan vatandaşlarımızla bölücü militanları aynı kefeye koymak mümkün değildir. Türkiye'yi anarşiye sokmak için uğraşanların arkasında kim vardır? Başbakan ve hükümeti ile neyin pazarlığı yapılmaktadır? Türkiye nereye götürülmek istenmektedir? MHP'nin bölücülerle isminin yanyana anılması bile alçaklık ve müfteriliktir.
Parti olarak Taksim olaylarının kenarında köşesinde olmamız mümkün değildir. Biz yangından mal kaçırmak için karanlıktan faydalanarak heybesini doldurma çapsızlığında olmadık olmayacağız. Netiz tutarlıyız özgüven içindeyiz ve sapasağlam bir şekilde ilkelerimiz neyi gerektiriyorsa onun peşindeyiz. Biz Türkiye sevdalısı, Türk milleti aşığı milliyetçi ülkücü hareketiz. Taksim'de neden MHP yok diyenlere, kafaları bulandırmaya çalışanlara kapımız kapalıdır. Biz vatan mücadelesi verirken ağaç gölgesine yatanlar acaba neredeydi? AKP, PKK, BDP ve İmralı canisinin süreç ihanetine karşı onurlu duruş gösterirken şimdi bizi hedef gösterenler ne yapıyorlardı? Bugünlerde ortalığı karıştırmak için diş bileyen ana muhalefet partisi süreç sırasında neredeydi? Başbakan'a kredi verirken nerede bulunuyordu?
-"AKP'NİN DEVRİLECEĞİ TEK YER SANDIKTIR"-
Bizim için AKP 'nin devrileceği tek yer sandıktı. Biz Bursa'dan İzmir'den Adana'dan ayağa kalktık. Şimdi de Erzurum'dan ayağa kalkacağız. Biz Başbakan'a yaptıklarının hesabını sorarız. Yapılanların hesabını iktidardan sormak için yemin ettik. Etnik ve mezhep tacizli politikası bardağı taşırmıştır. Dış politikanın iflası. Sınırlarımızın ona buna peş keş çekilmesi. Taksim'den tüm yurda yayılan tepki görülmelidir. Tencere tavalar çalınmış, ışıklar yakıp söndürülerek tepki gösterilmiştir. Başbakan Erdoğan'ın tencere tava hep aynı hava sözleriyle halkımızla dalaga geçmiştir. Biz de kendisine diyoruz ki 'Tencere dibin kara seninki herkesten kara'. Başbakan Erdoğan'ın bu böyle bir ortamda kaçıp gitmesi nasıl bir durumdur. Yarın öbür gün daha zor bir durumda ülkeyi terk edip kaçar.
Başbakan Erdoğan'ın yurt dışına gitmesi ise basiretsizliktir. Türkiye kritik bir eşiktedir. Türkiye tarihi bir virajdadır. Ya yangını hep birlikte söndüreceğiz ya da birlikte yanacağız. Sağduyunun kaybolması daha vahim sonuçlar doğuracaktır. Burada en önemli görev Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümetine düşmektedir. 'Başbakan'ı yedirmeyiz' kampanyası başlatan sanal delikanlılar, Başbakan'ın kendisini yiyip bitirdiğini görmelidir. Başbakan Erdoğan kuru sıkı atmaktan vazgeçmelidir. Medya artık haberleri tarafsız vermelidir. Türk milleti seri kanlı hareket etmelidir. Türkiye'yi Tunus'a Mısır'a Libya'ya ve Suriye'ye çevirmek isteyenlere fırsat verilmemelidir.
Başbakan ve hükümeti bundan sonra çözüm sürecinden bahsedemeyecektir. 63'lüklerin büyük kısmı Başbakan'ı eleştirmiş, PKK da fırsattan yararlanıp yine saldırıp bir askeri yaralamıştır. Devlet ve milleti karşı karşıya getirme hevesinde olan hiçbir siyasetçinin ömrü uzun olmamıştır. Sayın Başbakan Türkiye 'ye hemen dönmelisin, görevinin başına dönmelisin ve Taksim olaylarını sakinleştirmelisin. Öcalan'a gösterdiğin sevgi ve ilginin bir kısmını sana karşı çıkanlara göstermekten çekinmemelisin."
-3.KÖPRÜYE "ALPARSLAN" İSMİNİ ÖNERDİ-
Temeli atılan 3.köprü ile İstanbul'un trafik yükü azaltılacağını belirten Bahçeli, "Buraya kadar herhangi bir sıkıntı yok. Ama 3. köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verildiğini açıklaması özellikle Alevi kardeşlerimiz tarafından tepkiyle karşılanmıştır. 3. köprünün daha başında tepkilerle karşılanması önemli bir sorundur. AKP hükümetinin Yavuz'un ismini tercih ederek köprüye vermesi maksatlı bir adımdır. 1. köprüye Cumhuriyet'i, 2. köprüye Osmanlı'yı sembolize eden isimler verilmişken, 3. köprüye de Selçuklu'nun hatırasını yaşatarak Alparslan isminin verilmesi uygun olacaktır" dedi.