Bağlarbaşı Mahallesi'nde, 2007 yılında evde yapılan kaçak kazı sonrası ortaya çıkarılan Germanicia Antik Kenti'nin bulunduğu evde oturanlar, evlerinin bahçelerinde ve altlarında bulunan tarihi eserlerin müze yetkililerince alınmasını istiyor. Tarihi eserlerin kendilerine zimmetlendiğini ifade eden mahalleli günlük yaşamlarında zorlandıklarını söyledi.
Mahalle sakinlerinden Ali Akbey, yıllar önce amcası ev yaptırırken temel kazısında çıkan Geç Roma Dönemi'ne ait 1500 yıllık tarihi sütunlardan 2'sinin şimdi kendini evinin bahçesinde olduğunu söyledi. Sütunları korumaya devam ettiğini ifade eden Akbey, "Bu sütunları muhafaza ediyoruz. Ama yarın bir gün bunlar çürüyecekler. En sonunda ben de bıkacağım, bu tarihi eserleri korumaktan vazgeçeceğim. Yıllardır koruyoruz fakat artık her tarafı yosun bağlamış çürüyüp gidiyor. Kazı alanında çalışma yaparken arkeolog geldi, müze görevlileri geldi, kültür müdürlüğü görevlileri geldi. Hepsi de gördü bu eserleri. Ben bunun yosunlarını daha kaç yıl temizleyebilirim, muhafaza edebilirim" dedi.
'ARAZİMİ KULLANAMAYINCA PSİKİYATRİ SERVİSİNDE YATTIM'
Arazisi sit alanına dahil edilen Eyüp İlhan ise 12 yıl önce şehrin en lüks semtinden 3 daire alabildiği 70 bin TL altı dükkan üstü ev olacak şekilde bina yapmak için arsa aldığını söyledi. Temel kazısında çıkan Geç Roma Dönemi'ne ait su kuyusu ve taşlar nedeniyle arazisinin sit alanına dahil edildiğini dile getiren İlhan, "Çıkan taşlar Kahramanmaraş Müze Müdürlüğü'nce bana zimmetlendi. Su kuyusu ve alanın zarar görmemesi için müze bana perde beton yaptırttı. Yaklaşık 12 bin TL'ye mal oldu ve onun parasını da ben ödedim. Ev yapmak için aldığımı arsaya en ufak çivi çakamıyoruz. Bu nasıl bir düzen ben anlayamadım. Mağdur durumdayız.
Çok düşünceden mi artık bilemiyorum zaman zaman evim olmadığı için problemler yaşadım ve psikolojik tedavi görüyorum şu anda. Necip Fazıl Şehir Hastanesi Psikiyatri Servisi'nde yattım. Akut dönemi geçirdim. Şu anda ise bipolar hastasıyım. Bipolar denge bozukluğu var. O taşlar benim başımın belası oldu. Benim hayatımı karartan 12 seneden beri ben bu şekilde etkileyen bu taşların buradan çıkması. Tarihi eser niteliği taşıyormuş. Burada 14 taş var, bunları bize zimmetlediler. Bir tanesi küçüktü, çaldırırım korkusuyla müzeye teslim ettim o taşı. Diğerlerinin zimmeti hala üzerimizde. Yani psikolojik olarak çökmüş durumdayım. Buraya ben ev mi yapacağım yoksa elimden mi alacaklar artık bunun bir çözüme kavuşması lazım" diye konuştu.
'EV YAPMAK İÇİN ALMIŞTIM, DOMATES BİLE EKEMİYORUM'
Yine aldığı arsa sit alanına dahil edilen Ökkeş Çay da 4 yıl önce aldığı arsaya ev yaptırmak isteyince arkeologlarla sondaj kazısı yaptıklarını söyledi. Çay, kazıda 1-2 tane taş duvar ile içi boş 2 küp çıktığı ve bu nedenle de ev yapma hayalinin suya düştüğünü ifade edip, "2 yıl önce de trampa kararı için başvuru yaptım Kültür Turizm İl Müdürlüğü'ne, Müze Müdürlüğü'ne. Bakanlığa kadar gitti yazılar. Ama maalesef hala bir sonuç alabilmiş değiliz. Ne kamusallaştırılıyor, ne bizden satın alınıyor, hiçbir şekilde dönen de yok. Vergileri hala ben ödüyorum. Emlak vergisi ödüyoruz bir de üstüne 'Kültür varlıklarını koruma harcı' diye bir ücret yansıyor cüzi bir şey ama komiktir ki biz ödüyoruz. Tapu üzerinde şerh kararı var birinci derece sit alanı olduğu için satamıyoruz, kullanamıyoruz. Yani ben buraya şu an domates bile ekemiyorum ona bile yetkim yok. Bırakın ev yapmayı, herhangi bir imara kalkışmayı hiçbir şekilde araziyi kullanamıyorum" diye konuştu. (DHA)