Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ihtiyaç olmadıkça yapılan sezaryenin anne ve bebeğe zarar verdiğini ifade ederek, "Sezaryen, sadece ihtiyaç halinde anne ve bebeğin sağlık durumu tehlikeye girdiğinde başvurulması gereken bir yöntemdir. Tüm hekim arkadaşlarımı ve gerek olmadığı halde sezaryen ameliyatı yapan kuruluşları da uyarıyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı olarak, hamile vatandaşlarımızı korumaya kararlı olduğumu özellikle ifade etmek istiyorum" dedi.Bir dizi toplantıya katılmak ve incelemelerde bulunmak üzere Mersin’e gelen Bakan Recep Akdağ, İl Sağlık Değerlendirme Kurulu toplantısına başkanlık yaptı. Hilton Oteli’nde gerçekleştirilen toplantıya, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Mersin milletvekilleri Yılmaz Tezcan ve Hacı Özkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, ilçe kaymakamları, bakanlık yetkilileri ile kentte bulunan sağlık kurum ve kuruluş yetkilileri katıldı. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantı sonrasında açıklamalarda bulunan Bakan Akdağ, Mersin’de sağlık hizmetlerinin oldukça iyi yürütüldüğünü görmekten duyduğu mutluluğu ifade etti. Aile hekimliği hizmetlerinin Türkiye ortalamasının üzerinde bir hizmet anlayışı ile yürütülmesinin, bunun yanı sıra anne ve bebek ölümleri sayısının da Türkiye ortalamasının altında olmasının memnuniyet verici olduğunu dile getiren Akdağ, sezaryen oranlarının ise Türkiye ortalamasının üzerinde olmasının kabul edilemez olduğunu söyledi."İhtiyaç olmadıkça yapılan sezaryen anne ve bebeğe zarar veriyor"İhtiyaç olmadıkça yapılan sezaryenin anne ve bebeğe zarar verdiğini vurgulayan Akdağ, "Tüm hamileleri, eşlerini ve ailelerini uyarıyorum. Sezaryen, sadece ihtiyaç halinde anne ve bebeğin sağlık durumu tehlikeye girdiğinde başvurulması gereken bir yöntemdir. Tüm hekim arkadaşlarımı ve gerek olmadığı halde sezaryen ameliyatı yapan kuruluşları da uyarıyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı olarak, hamile vatandaşlarımızı korumaya kararlı olduğumu özellikle ifade etmek istiyorum" diye konuştu.Mersin Şehir Hastanesi’nin 2016 yılı içerisinde hizmete gireceğini kaydeden Akdağ, şu anda Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi olarak hizmet verilen binanın hastane taşındıktan sonra, yaşlı ve yatalak hastaların bakılacağı bir palyatif bakım merkezine dönüştürüleceğini ve Mersin için çok büyük bir farklılık oluşturacağını belirtti. Mersin Devlet Hastanesi binası konusu üzerinde biraz daha çalışma yapılması gerektiğini kaydeden Akdağ, "600 yataklı Tarsus Devlet Hastanesi’nin ihale süreci tamamlandı ve en kısa zamanda yapımına başlayacağız. Anamur Devlet Hastanesi ile ilgili bir ikmal ihalesi yaptık ve hastanenin ikmal inşaatını 2017 yılı içerisinde bitireceğiz. Mezitli’de 200 yataklı bir hastane yapacağız fakat öncesinde yer ile ilgili prosedürlerin tamamlanmasını bekliyoruz. Şehir hastanemizle birlikte felç geçiren hastalara hızlı müdahale edilerek felçlerinin tamamen ya da kısmen geriye döndürülmesini sağlayacak bir merkezi de vatandaşlarımızın hizmetine sunmuş olacağız. Ağız diş sağlığı merkezlerimizin sayısını ve hizmet kapasitesini arttırmamız gerekiyor. Bu konuya da özellikle önem verdiğimizi ifade etmek istiyorum. Bütün bunlarla beraber Mersin’in önümüzdeki 30 yıllık süreç içerisinde ihtiyaç duyacağı sağlık binalarını en geç 3 ila 5 yıl içerisinde tamamlayacağız. MEÜ Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Hastanesi ve özel hastanelerin acil hastalara verilecek hizmetlerde birlikte çalışmalarının ve MEÜ Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Hastanesi ile Şehir Hastanesi arasında karşılıklı işbirliği yapılmasının şehre büyük bir katkı sağlayacağı hususunda Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ile fikir birliğine vardık" şeklinde konuştu."Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan herkes karşısında ilk beni bulacaktır"Sağlık çalışanlarının sağlıkta dönüşüm programının gerçek kahramanları olduğunun altını çizen Akdağ, "Onlar bu programı bu kadar özenle sahiplenmeseydi biz tüm dünyaya örnek olan bu projeyi gerçekleştiremezdik. Tüm Türkiye’de kamuda, üniversitede ve özel sektörde çalışan tüm sağlık personelimize teşekkür ediyorum. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete asla müsamaha göstermeyeceğim. Bir sağlık çalışanına söylenen kötü sözü kendime söylenmiş, fiziksel şiddeti kendime gösterilmiş olarak kabul ediyorum. Türkiye genelinde tüm vatandaşlara, Suriyeli misafirlerimize ve ihtiyaç olduğunda dünyanın dört bir yanındaki insanların hizmetine koşan sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan herkes karşısında birinci derecede bu ülkenin Sağlık Bakanını bulacaktır" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz