ANKARA(ANKA)-Bakan Atalay NTV'de canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Atalay, “Türkiye bir süredir, hükümetimiz döneminde birikmiş toplumsal sorunları çözmek için cesaretle adım atıyor. Tartışma ve konuşmalardan korkmamak lazım. Herkes düşüncesini söylüyor, biz de hükümetimiz olarak olaylara bakışımızı Başbakan’ımız dile getirdi. Etnik sorunlar zor konulardır. Terör ve etnik sorunla ilgili konulardır. Bu konuların yürütülmesinde bazı zorluklar çıkabilir. Bizim kararlığımız var, Türkiye bu sorunları çözecek. Biz bunun için politikaları sürdürüyoruz. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi devam edecek" dedi. Atalay şöyle devam etti:
"Kürt sorunu ve diğer sorunlarını geride bırakarak yola devam edecek derken, bazıları bu sorunların çözülmesini istemiyor. Bunlar sinir uçlarını tahrik etmektir. Bu konuda bizim tavrımız açık. Eskiden devlete güven azalmış, işkenceler yapılmış. Bütün vatandaşlar tabi haklarını kullansın istiyoruz.
İnsan hakları denecek bütün haklara saygı gösterilmeli, terörün istismar edeceği durumlar olmamalı ama bizim de bir çizgimiz var. Vatandaşın anadilini öğrenmesi ve öğretmesi normaldir. Seçim kanunu bile değiştirdik. Seçim bölgelerinde halkın anlayacağı dilde propaganda yapılabiliyor. Cezaevlerinde konuşma yasağı kalktı. Üniversitelerde bu diller üzerine seçmeli ders verebiliyor."
Muhalefetin sürece katkı vermesi gerektiğini vurgulayan Atalay, "Sürece katkı vermesi gereken partilerin bunu yapmaması bizi üzüyor. BDP ve Demokratik Toplum Kongresi’nden çıkanlar üzerine MHP ve CHP hükümeti suçluyor. (Bir süreç yürüyor buna yardım edelim) denmiyor" diyerek şunları söyledi:
-"MHP TERÖRDEN BESLENİYOR"-
"Biz burada günlük siyasi çıkarlar yerine, daha geniş bakarak Türkiye’nin yararına olacak bir söylem takınılsın istiyoruz. Herkes AK Partiyi suçluyor. Meclis konuşmalarına bakın. Biz her iki durumun ortasında, degeli bir şekilde duruyoruz. MHP terör sorunlarından büyük oranda besleniyor. Sürekli bu konuda suçlayıcı bir tutum içimde. CHP de aynı tutumda. Bu tür zor durumlarda siyasi partilerin yardımlaşması gerekir. Muhalefet bunları iç siyaset mazemesi yaparsa çözüm zorlaşır. Biz herkesin işbirliği yapması gerektiğini söylüyoruz. Çağrımız bu yönde.
Biz partilerin kapatılmasına sıcak bakmayız. Görev de bizim değil. Cumhuriyet Başsavcısı bu konuya bakıyor. Biz hiçbir parti ile ilgili parti kapatılsın gibi bir durumda olmadık. Kişiler cezalandırılır, genel yaklaşımımız budur. Türkiye’nin resmi dili bellidir. Ama tekrar ediyorum, bölge vatandaşlarımız belki çok iyi anlıyor ama siyasiler bitmemek için bazı politikalara devam ediyor.
Vatandaş çok memnun. Daha yakın zamana kadar kendi dilini konuşması yasaktı, şimdi devletin 24 saat yayın yapıyor devletin kanalı. İnsanların ana dilini yasdaklayamazsınız. Ancak Türkiye’nin bir resmi dili vardır o dil de Türkçe’dir."
-KÖY ADLARI-
Yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesinin beledeyi yada il özel idresinin işi olmadığını hatırlatan Bakan Atalay, "Köyün isminin değişmesi isteniyorsa kaymakama başvurulur, kaymakam referandum yaptırır. Yüzde 51’i geçerse bu değişiklik isteği kaymakam valiliğe, valilik de bana gönderir. Ben de değiştiririm. Bu bir rutindir" dedi. Atalay, şöyle devam etti:
"Böyle ben pek çok isim değişikliğine imza attım. Sadece Kürtçe değil Türkçeden Türkçeye isim değiştiği de olur. Belediyelerin hiç işleri olmayan bu konularla uğraşması işgüzarlık ve doğru değildir. Biz hiçbir belediyeyi ayırmadık, hepsine eşit davranıyoruz. İki isme gerek yok, köylü istiyorsa değiştirsin köyün adını değiştirsin.
-BALYOZ DAVASI-
İdarenin tavrı ve yürüyen bir yargı süreci var. Bizim kararlılığımız sürüyor. Bu konuda biz süreci yürütmek için yasal değişiklikte dahil gereken ne ise onu yapacağız.
Dün olaylar basına yansıdıktan sonra haberimiz oldu. Bu illlerin iç meselesidir. Ankara Valiliği ile yürüyen bir durumdur. Bu daha önce garnizon komutanlığı ile anlaşmışlar ama o değişmiş. Bu bizim karışmadığımız bir durum. Bunları valilikler yürütür. Bugün Ankara Valisi de açıklama yapacak.
Üniversitelerde bir etnik ayrım yoktur. Birileri kaşıyor. Üniversitelerimizi çok iyi gözetliyoruz, üniversitelerimizde birilerinin beklediği gibi olayların artacağı yok. İstanbul’daki olaylardan sonra bunu bekleyenler var ve onları biliyoruz. Biz de dikkatliyiz. Bizim yürüyen işbirliğimiz var.
-POLİSİN MÜDAHALESİ-
Dolmabahçe toplantısı sırasında polisin mecbur takındığı tavra medya çok yüklendi. 6 grup vardı, bunların dördü gelip açıklamak yapıp döndü. İki gurup ise toplantıya gitmek istedi. Bu görüntülerden biz çok üzüldük. Ben, kendim kişisel inceledim. Bu durumlardan dersler alınıyor. Şu an da üniversitelerde bir sorun yok. Burada olanlar seçime doğru siyasi hareketler. Bunlar yürüyen süreci etkiliyor. Vatandaşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarını yardım için çağrıyorum. Anayasa çalışmalarımız var. Seçim sonrası Türkiye’nin ilk sivil anayasasını yapacağız."
Bakan Atalay, Wikileaks Belgeleri'ne ilişkin soruları da, "Bu konuda parti olarak çalışma yapıyoruz. Önümüzdeki MYK’da inceleme yapıp, karar verilecek" diyerek yanıtladı.