Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) binasına ilişkin, "O binadan hayır gelmeyeceği İstanbul Teknik Üniversitesi raporundan da belli. Rapor olmasa bile çıplak gözle görülüyor zaten. Cumhurbaşkanı da ilan etti zaten, orada İstanbul'a yakışan bir opera binasının yeniden projelendirilmesi ve yapılması gerekiyor. Biz onunla ilgili proje çalışmasını başlattık. Buranın alışveriş merkezi yapılacağına dair iddialar var. Öyle bir şey söz konusu değil, orada yeni bir opera binası yapılacak." dedi.
Bakan Avcı, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
AB'nin kültür ve sanatı desteklediği Yaratıcı Avrupa Programı'ndan Türkiye'nin çıktığına yönelik medyada haberler yer aldığı hatırlatılarak, "Bu doğru mu? Doğru ise bu programdan çıkarken bir alternatif hazırlandı mı? Kültür sanat alanı bu karardan dolayı zarar görür mü?" şeklindeki soruyu yanıtlayan Avcı, Türkiye'nin bu karardan dolayı hiçbir zarar görmeyeceğini belirtti.
Avcı, bu kararın alınmasında çok makul ve meşru sebeplerin bulunduğunu ifade ederek, fona Türkiye'nin yaklaşık bir buçuk milyon lira kadar katkıda bulunduğunu ama bugüne kadar fondan toplam bir proje için 157 bin avroluk bir destek alabildiğini anlattı.
Türkiye'nin Yaratıcı Avrupa Programı'ndan "Biz onlara çok veriyoruz, onlar bize az veriyor." gerekçesiyle çıkmadığının altını çizen Avcı, şöyle konuştu:
"Ermeni soykırımı iddiasıyla ilgili ülkemizi de bizi de suçlayacak nitelikte bir projeye buradan destek verilmiş. Biz bu fonun karar alma süreçlerinde yokuz. Birinci itirazımız, biz buraya para veriyorsak burada hangi eserin hangi kriterlerle değerlendirileceği konusunda karar verme süreçlerinde bizim de temsilcimiz olsun. Bu çok makul bir talep. Yani belli bir yere ortak oluyorsunuz, para veriyorsunuz o parayla bir şeyler yapılıyor ama yapılacağı konusunda size sorulmuyor. Sorulmadığı gibi sizin aleyhinize olan bir takım işler konusunda da para harcanıyor.
Çıkmak istememizin sebebi bu. Sözde Ermeni soykırımı ile ilgili bir projeye başvuruluyor, bu projeye bu fondan hibe veriliyor. Biz itiraz ediyoruz, 'Biz buranın üyesiyiz, bize bir sorun. Biz burada tarafız. 'Hayır, size sormak zorunda değiliz. Biz bu fondaki projeleri kendi oluşturduğumuz bir komite tarafından belirliyoruz. O komiteyi kim belirliyor? Biz niye o komitede de yokuz? Başkaları hangi kriterlerle var? O değerlendirme komitesinde yer alanların bizden üstünlüğü, farkı nedir? Bunun cevabını yok."
- "Bakanlar Kurulu kararıyla çıkacağız"
Avcı, bundan sonra bu ortaklığın devam etmesi için karar alma süreçlerinde Türkiye'nin de yer alması gerektiğini, istenirse bunun dönüşümlü hale getirebileceğini dile getirdi.
Program çerçevesinde demokratik katılımın gerekliliğine işaret eden Avcı, "Yaratıcı Avrupa Programı güzel bir proje ama güzel işlerse. Şu anda düzgün işlemiyor. Düzgün işlesin diye biz bu kararı alıyoruz. Ayrılacağımızı bildirdik. Şu anda bu şartların yerine getirileceğine dair somut bir bildirim yok. Onun için Bakanlar Kurulu kararıyla çıkacağız eğer isteklerimiz yerine gelmezse." dedi.
- Sümela Manastırı 2018'de ziyarete açılacak
Bakan Avcı, Ankara'da inşaatı devam eden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) binasının ne zaman hizmete açılacağı, opera bale ve diğer sanat dalları için yeni binaların gündemde olup olmadığı, İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ile ilgili son gelişmelerin neler olduğu ve Sümela Manastırı'ndaki restorasyonun ne zaman ziyarete açılacağına ilişkin sorular üzerine, şöyle devam etti:
"Sümela, aslında bizim bitmesini beklediğimiz bir projeydi ama orada yukarıdan taş düşmeleri nedeniyle, oradaki müteahhit, yeni ortaya çıkan riskli durumu gidermek için bir keşif artışı talebinde bulundu. Bu keşif artışı makul bir talep. O tedbir alınmazsa yapılan düzenleme etkisiz olacak. Burayı ziyaret edecek insanların güvenliği bakımından da o düzenlemenin yapılması, onun için de keşif artışının sağlanması gerekiyor. Onlar yapıldıktan sonra 2018 Ağustosu'nda tamamen hizmete girecek gibi görülüyor."
- CSO binası
Avcı, Ankara'daki CSO binasının durumuna yönelik olarak da daha önce binanın yapım sorumluluğunun Bayındırlık ve İskan Bakanlığında, sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığında olduğunu anlattı.
İki defa ciddi keşif artışı yapılarak, projenin revize edildiğini ama buna rağmen bitirilemediğini belirten Avcı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uzmanlarının "Kültür ve Turizm Bakanlığı, burayı alıp bitirsin." dediğini ifade etti.
Avcı, "Biz bu konuyla ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla görüşüyoruz. O binanın gerçekten Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, artı benzeri başka orkestraların kullanımı için uygun hale getirilerek, proje tadilatlarının da yapılması gerekiyor. 2019 yılı içerisinde biter gibi görünüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla yaptığımız görüşmelerden çıkan sonuç o gibi görünüyor." diye konuştu.
- AKM binasına yönelik tartışmalar
İstanbul'daki AKM konusunun ise yılan hikayesine döndüğüne işaret eden Avcı, binanın 1946'da tiyatro olarak projelendirildiğini ve inşaatına başlandığını, 1956'da Bayındırlık Bakanlığının projeyi "kültür merkezi" olarak revize ettiğini, 1969'da İstanbul Kültür Sarayı adıyla hizmete açıldığını, bundan bir sene sonra da yangın çıktığını ve binanın kullanılamaz hale geldiğini anlattı.
Avcı, binanın bu yangından tadilatının 7 sene sürdüğünü, 1977'de ikinci kez hizmete açıldığını ve bu süreçte de binaya yönelik tartışmaların başladığını söyleyerek, 1993'te koruma kurulu kararıyla binanın bulunduğu alanın "kentsel sit alanı" olarak tescil edildiğini ardından da 1999'da "korunması gerekli kültür varlığı" olarak binanın tescil edildiğini aktardı.
Bu süreçten sonra bakanlığın talebiyle binanın betonarme taşıyıcı sisteminin dayanıklılığı hakkında Sakarya Üniversitesinden 2007'de alınan raporda, binaya yönelik çok ciddi sıkıntıların tespit edildiğinin altını çizen Avcı, binanın 2009'da tadilat, tamirat ihalesinin yapıldığını ama buna rağmen İstanbul 9. İdare Mahkemesinin, koruma kurulu kararının projelerinin iptaline karar verdiğini hatırlattı.
Nabi Avcı, "Koruyamazsın, yıkamazsın, tadilat da yapamazsın" manasına gelen hukuki bir açmazın ortaya çıktığını ifade ederek, kültür merkezinin mevcut haliyle korunması sadece güçlendirme yapılmasına yönelik ihalenin gerçekleştirildiğini ama söküm işlemleri esnasında binanın ciddi tehlikeli durumda olduğunun tespit edildiğini dile getirdi.
- "Orada yeni bir opera binası yapılacak"
İstanbul Teknik Üniversitesinin (İTÜ) incelemesinde de bu tahribatın beklenen seviyenin üzerinde olduğunun tespit edildiğini ve 23 Mayıs 2010'da Bakanlık oluruyla ikinci bir emre kadar işin durdurulmasına karar verildiğini belirten Avcı, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla bugün o binadan hayır gelmeyeceği İstanbul Teknik Üniversitesi raporundan da belli. Rapor olmasa bile çıplak gözle görülüyor zaten. Cumhurbaşkanı da ilan etti zaten, orada İstanbul'a yakışan bir opera binasının yeniden projelendirilmesi ve yapılması gerekiyor. Biz onunla ilgili proje çalışmasını başlattık. Oraya gerçekten Taksim'in genel düzenlemelerine uyan opera binası olarak hizmet verecek şekilde düşünülen opera binası yapılacak. Buranın alışveriş merkezi yapılacağına dair iddialar var. Öyle bir şey söz konusu değil, orada yeni bir opera binası yapılacak."
Bakan Avcı, AKM binasının bir sembol olarak görülmesinin anlaşılabilir olmadığının altını çizerek, "Mimari, özgün yapı mı? Hayır, değil. Daha önce yaşanmışlıkları itibariyle, orada öyle bir tarihi olay yaşanmıştır ki oranın muhafazası tarihsel önemine binaen anlaşılabilir. Zaman zaman onun önünde 'burayı yıktırmayız' tartışmalarından kaynaklanan gösteriler var. Bunlar böyle bir binayı tarihi sembol haline getirmeye yetmez." ifadelerini kullandı.
AA