YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bakan Babacan’dan “yangın” Benzetmesi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, finansal krizler için “yangın” benzetmesinde bulunarak, “Acil bir sorun varsa kuşkusuz...

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, finansal krizler için “yangın” benzetmesinde bulunarak, “Acil bir sorun varsa kuşkusuz öncelik, o yangını söndürmek olmalıdır. Ancak yangın söndükten sonra binayı nasıl yeniden inşa edebileceğimizi düşünebiliriz” dedi.

Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen G20 Finansal Sistemik Risk Konferansı’na katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Babacan, finansal istikrar vurgusu yaptı.

Finansal kuruluşlara yönelik düzenlemelerin özünde finansal krizlerin neden olabileceği refah kaybı ve sosyal maliyetleri asgariye indirmek esası olduğunu söyleyen Babacan, “Bu düzenlemeleri yaparken mutlaka sıkılaştırma adımlarının işlerin iyi gittiği dönemlerde yapılması gerekiyor. Eğer tedbirler alınması gerekiyorsa ileriye doğru riskleri önlenmesi isteniyorsa, bunları işlerin iyi olduğu hızlı büyümenin olduğu dönemlerde yapılması gerekiyor. Kriz döneminde krizden çıkma çabasının olduğu bir dönemde finans sektörünü sıkılaştırıcı yönde ilave adımların pek de fayda getirmeyeceğini düşünmekteyiz. Dolayısıyla iyi dönemlerde sıkılaştırmanın kötü zamanlarda biraz daha tolerans perspektifinden finans sektörüne bakmak gerekiyor” dedi.

“ÖNCE YANGINI SÖNDÜRMEK GEREK”

Finansal kriz dönemleri için “yangın” benzetmesi yapan Babacan, “Acil bir sorun varsa, ciddi bir problem hemen kapının eşiğinde ise kuşkusuz öncelik o yangını söndürmek olmalıdır. Üstelik yangını büyümeden söndürmek olmalıdır. Ancak yangın söndükten sonra o binayı nasıl yeniden inşa edebileceğimizi, nasıl yangına karşı korunaklı bir bina yapacağımızı düşünebiliriz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin 2009 öncesinde böyle bir kriz döneminden geçtiğini hatırlatan Babacan, “Biz kriz dönemini geçireceğimiz ilan ettik. 2009 da açıkladığımız 3 yıllık programla bütçe açıklarımızı nasıl her sene düşürmeye devam edeceğimizi ortaya koyduk ve bunları uyguluyoruz. Bu kriz döneminden sonra finansal istikrar komitesi oluşturduk. Bu komitede Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu(SPK), Bankacılık otoritemiz, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ve Türkiye Devleti Hazinesi var. Bu komite özellikle bağımsız çalışan kurullarımızın birbirleriyle daha sık görüşmesi için güzel bir vesile oldu. Birbirlerinin attıkları adımların çelişmemesi için tamamlayıcı adımlar olması için kurumlarımız güzel bir çalışma ortaya koydular” diye konuştu.

“KREDİ HACMİNDEKİ GENİŞLEMEYİ MAKUL MİKTARLARDA TUTABİLİYORUZ”

2009 yılında alınan kararları ve ülkedeki güven ortamının Türkiye için yüksek büyüme oranları getirdiğini anlatan Bakan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak baktık ki kredi hacmindeki hızlı genişleme Türkiye için risk oluşturuyor. Dolayısıyla bunu makul seviyelerde tutmak için tedbirler aldık. İlk adımı merkez bankamız attık. Arkasından diğer kuruluşlarımız bunları tamamlayıcı nitelikte adımlar attılar. Kredi hacmindeki genişlemeyi makul miktarlarda tutmayı bugün başarabilmekteyiz. Dedim ya işler iyiyken tedbir, bugünü düşünerek değil geleceği düşünerek adım atabilme. Aksi halde pek çok örnek var. Kısa vadede canlılık, kısa vadede hızlı kredi hacmi genişlemesi bir süre mutluluk oyununu beraberinde getiriyor ama ondan sonra geliyor çok kötü vuruyor. Bakın 2005 Amerikan mortgage piyasasına 4-5 sene nasıl hızlı kredi genişlemesi oldu. Kontrolsüz riskler birikti. 100 liralık ev alana bankalar 120 lira kredi verdi. Arkasından son yüzyılın neredeyse en büyük krizi vurdu. Bankaların hızlı kredi verdiği insanların sürekli ev araba aldığı dönemlerde karar vericilerin adam atıp da ‘durun kardeşim bu iş nereye varacak’ demesi çok zor oluyor. Pek çok ülkede sıkıntı bu noktadan kaynaklanıyor. Kimse dokunmak istemiyor. Bu son derece yanlış bir yaklaşım. Çünkü uzun vadede dünya ve sistem devam ediyor. Özellikle burada bugünü değil biraz çocukları torunları düşünebilmek son derece önemli.

Bütün bunlara Türkiye olarak dikkat etmeye çalışıyoruz. Eksiklerimiz var biz de bunları yaparak öğreniyoruz. Ama son kriz ve Türkiye’nin verdiği sınav doğru zamanda alınan doğru kararların nihayetinde güzel sonuçlar verdiğini bize gösterdi”

“IMF’YE KAYNAK SAĞLAYAN ÜLKE KONUMUNA GELDİK”

G20 Liderler Zirvesi’nde pek çok ülkenin Uluslararası Para Fonu (IMF) kaynaklarının güçlendirilmesine katkı sözü veridini vurgulayan Bakan Babacan, “Biz de Türkiye olarak o zirvede 5 milyar dolarlık bir katkı vereceğimiz ilan ettik. Merkez bankamız 5 milyar dolara kadar rakamı IMF’nin ihtiyaç duyabileceği kaynak havuzuna koyabilecek katkıda bulunabilecek. 2002 yılında IMF’ye en çok borcu olan ülke konumundaki Türkiye’nin 10 yıl sonra tam farklı bir konuma gelerek IMF’ye kaynak sağlayan bir ülke konumuna geçmesi geçtiğimiz dönemde uygulanan doğru politikaların en güzel örneği” şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler