Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Diyarbakır'da açıklamalarda bulundu. Bakan Bozdağ, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığını Anayasa Mahkemesi'ne taşımak beyhude bir arayıştır." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su’yu makamında ziyaretinin ardından gündeme dair açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçimde cumhurbaşkanı adayı olmasının anayasal bir hak olduğunu ifade eden Bakan Bozdağ, “Bunun önünde herhangi bir anayasal ya da kanuni engel bulunmamaktadır. Bunun aksini iddia edenler, iddialarını Yüksek Seçim Kurulu’na sundular ve YSK da nihayetinde Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığının anayasal olduğunu ve adaylığına engel herhangi bir durum bulunmadığını çok açık, net bir şekilde ifade etti ve adaylığını kesinleştirdi. YSK’nın kararı Anayasa ve yasalarımıza uygun, doğru bir karardır. Anayasa’mızın 79’uncu maddesine göre YSK’nın verdiği kararlar kesin kararlardır. Bu kararlara karşı Anayasa Mahkemesi dahil, başka bir merciye başvurulamaz. Bu başvuru yasağı, bireysel başvuruyu da kapsamaktadır. Herhangi bir şekil ve surette Yüksek Seçim Kurulu kararları ne Anayasa Mahkemesi’ne ne de diğer yargı mercilerinden herhangi birine taşınabilir. Geçmişte bunu deneyenler olmuş ve Anayasa Mahkemesi, çok net bir şekilde yetkisizlik nedeniyle bu başvuruları reddetmiştir. İşin doğrusu Anayasa'daki bu açık, yoruma imkan vermeyen hükümlere Anayasa Mahkememizin daha önce verdiği bu konudaki açık, net ve tartışmasız kararını bile bile, reddedileceğini bile bile bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımak beyhude bir gayrettir. Bir kez daha söylüyorum; Cumhurbaşkanı seçiminde, seçimi kazanmayı Cumhurbaşkanımızın adaylık hakkını gasp etmeye bağlayanlar artık bundan vazgeçmelidir. Artık bu iş bitti, bundan sonra meydanlarda halkın gönlüne girmek için demokratik bir rekabeti birlikte yapalım ve milletimiz kimi istiyorsa onu Cumhurbaşkanı seçecektir. Mahkeme yoluyla ya da başka yol ve yöntemlerle Cumhurbaşkanımızın adaylığına da seçilmesine de Allah’ın izniyle engel olamayacaklardır” diye konuştu.
Bakan Bozdağ, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ayakkabıyla bir seccadenin üzerinde durduğu fotoğraf ile ilgili olarak da “Ülkenin Cumhurbaşkanlığı gibi en yüksek makamına aday olmak suretiyle talip olanların bu ülkenin milli, manevi, kültürel ve medeniyet değerlerini, dini değerlerini çok iyi bilmesi icap eder. Onlara saygı duyması icap eder. Türk milletinin yüzde 99’u Müslümandır. Ramazan ayındayız ve Müslümanların büyük bir kısmı da Ramazan ibadetini yerine getirmektedir. Böylesi bir ayda Müslümanların namaz kılarken abdestli olarak üzerine tertemiz bir şekilde kıyama durdukları, rükuya gittikleri, secde ettikleri ve kendisi de bizzat temiz olması gereken seccadeye ayakkabıları ile basarak kirletmek Sayın Kılıçdaroğlu’na ve yanındakilere yakışmamıştır. Bu büyük bir saygısızlıktır. Bu saygısızlığı gaflet ya da gaf diye geçiştirmek de mümkün değildir. Elbette seccade sonuçta halı, kilim veya kumaştan yapılmaktadır. Ama onların hepsinden farkı sadece ve özel olarak namaz ibadetini yerine getirmek maksadıyla yapılı olması ve tek kişilik bir adeta bir namazgah olmasıdır. Temiz olması gerekir. Çünkü namaz ibadetinin şartlarından birisi temizliktir. O yüzden de ayakkabıyla kimse ona basamaz. Orayı kirletemez. Namaz müminin miracıdır. Müminin namaz kılarak adeta miraçsal olduğu bir nokta olan seccadenin üzerine ayakkabılarıyla basması bizim toplumuzun medeniyet değerlerine, dinimizin, daha doğrusu Müslümanların kullandığı bazı sembollere büyük bir saygısızlık olduğunu ifade etmek isterim. Ama tabii Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımına baktığımızda işin doğrusu zihniyet olarak bizim için fazla yadırgatıcı olmadı. Çünkü daha önce başörtüsüne bir metrekarelik bez parçası demişti. Başörtülü kadınların yükseköğrenim, ortaöğrenim hakkından yoksun bırakılmasını hak, hukuk, adalet adına hep savunmuş, doğru bulmuş, bu konuda düzeltici her adımı yargıya taşımıştı. Yüksek öğretim hakkını da kadınların, baş örtülü kadınların gasbeden, her uygulamayı hak ve adalet olarak tayin ve tespit edip, bunun aksine davrananları yargıya hemen şikayet etmiş ve taşımıştır. Ayrıca başörtülü kadınların kamuda istihdamına da karşı çıktılar. Siyaset yapma hakkına da hep karşı çıktılar. İmam hatip liselerinin katsayı zulmü nedeniyle ayrımcılığa muhatap olmasına da hep karşı çıktılar. Liselere, Kur’an-ı Kerim ve peygamber efendimizin hayatının ders olarak konulmasına da karşı çıktılar. Ayasofya’nın ibadete açılmasına da karşı çıktılar. Bu zihniyet CHP zihniyetin ta kendisidir. Bilindik bir zihniyet. Yani geçmişten günümüze baktığımızda bu zihniyete helalleşme adıyla yeni bir dönem başladığını ifade ettiler. Acaba yeni bir sayfa mı açıyorlar? Yeni bir dönem mi açıyorlar? Ama belli ki bilinçaltı henüz hakimiyetini yitirmemiş durumda. O yüzde Sayın Kılıçdaroğlu’nun kınadığımı ifade etmek isterim. Bazıları Mücahit Kılıçdaroğlu diyor. Yani seccadeye ayaklarıyla basan bir mücahide şahit olduk. Mücahitliğe yeni bir boyut kazandırıyor anlaşılan. İslam ve Müslümanlar böylesi bir saygısızlığı asla hoş görmezler ve bunu da kınadığımızı ifade etmek isterim. Bu tür eleştirileri yaptığımızda ‘Siyasi istismar yapıyor’ diyorlar. Biz niye istismar yapıyoruz. Gördüğümüz fotoğrafı, yapılan saygısızlığı, yapılan bunca değerleri aşağılamayı kınıyoruz. Reddediyoruz. Bunu kınamamak aslında, burada, tutum ve tavır almamak yanlış olur. Biz doğru olanı yapıyoruz. Burada istismarı yapan, oruç tutmadığı halde iftara gidenlerdir. Burada istismarı yapan, cuma kılmadığı halde seçim vakti cuma namazını cami cami gezenlerdir. Öyle şey mi olur? Herkes kimin ne yaptığını da biliyor. Bu büyük saygısızlığı kınadığımı ifade etmek isterim. Aziz milletimizin de bu hadiseyi enine boyuna değerlendirdiğine, vicdan terazisine tarttığına yürekten eminim. Özür videosu çekmiş. Bu da tabi ayrı bir inceliktir. Yanlışını anladığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti binasına kurşun isabet etmesiyle ilgili de konuşan Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
“Saldırıyı dün kınadık. Hem Cumhuriyet Savcılığımız resen soruşturma başlattı hem İçişleri Bakanlığımız, kolluk kuvvetlerimiz yaptıkları araştırmada kısa süre içerisinde şüpheli faile ulaştılar. Yakaladılar. Adli süreç devam ediyor. Bu olayla ilgili dün yaşananlar fevkalade üzücü. Çünkü bir partinin il başkanlığının kurşunlandığı ortaya çıkıyor ama kim kurşunladı? Ne zaman kurşunladı? Nasıl kurşunladı? Kurşunlayanın kimliği, sebebi ne? Yakalandı mı? Bütün bunlara dair hiçbir bilgi yok. Kimse bir şey bilmiyor. Elde başkaca hiçbir delil yok. Sıcağı sıcağına hemen Sayın Akşener ve diğer liderler apar topar açıklamalar yaptılar. Adeta olayı yapanı, yaptıranı biliyorlarmış gibi, olayla ilgili kendilerince kabulleri var ve bu kabuller üzerinden hem Sayın Cumhurbaşkanımızı hem de partimizi ima eden, hedef gösteren alelacele açıklamalar yaptılar. Kabul edilebilir şeyler değil. Ülkenin yönetimine sahip siyasi partilerin genel başkanları böyle olaylar olduğu zaman önce maddi hakikat nedir, durum nedir? Eldeki bilgi, bulgu nedir? Oturur bunları değerlendirir ve ona göre hareket eder. Sosyal medyada atılan iftiralara, uydurulan yalanlara, ya da başka delile dayanmadan zanna dayalı değerlendirmelere göre hareket etmek, siyasi partilerin genel başkanlarına yakışmaz yakışmamıştır dün Sayın Cumhurbaşkanımızı ve partimizi hedef alan imalarda bulunan Sayın Akşener ve diğer liderler ortaya çıkan maddi hakikat karşısında emimin utanmışlardır. Söylediklerinden dolayı eminim pişman olmuşladır. Onun için Sayın Akşener’i Sayın Cumhurbaşkanımızdan özür dilemeye davet ediyorum. Çünkü böylesi bir hadise karşısında özür dilemek onu güçlendirir. Eğer özür dilemezse o hakikati millete nasıl izah edecek. Önceki beyanlarını tekzip eden maddi gerçeğin karşısında onu işin doğrusu biz de merak ediyoruz. Bilgi sahibi olmadan elinde herhangi bir bilgi, delil olmadan, fail yakalanmadan, sebebi bilinmeden hedef gösteren bu açıklamaları biliyormuş gibi yapanları bir kez daha kınıyorum. Onları aziz milletimizi aldattıkları için, milletimizden ve Cumhurbaşkanımıza haksız saldırılara bulundukları için de Cumhurbaşkanımızdan özür dilemeye davet ediyorum.