Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HDP’li milletvekillerinin gözaltına alınmasıyla ilgili, “Yargı yasanın gereğini yerine getirmiştir, zorla getirme kararı almıştır ve bu karar çerçevesinde gelmeyenler zorla yargının önüne götürülmüştür. Yargının verdiği tutuklama kararları tamamen yargının takdirinde olan bir durumdur, bizim o konuda bir şey deme imkanımız yoktur” dedi.Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığında Üçlü Danışma Kurulu’nun 3. toplantısı Çalışma Bakanlığında başladı. Toplantının açış konuşmasını yapan Bakan Müezzinoğlu, Adalet Bakanlığının daha önce tarafları dinlediğini, sonraki aşamada da Çalışma Bakanlığı ile birlikte yaptığı İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı’nın son halini vermeden önce tekrar paydaşlarla taslakla ilgili son değerlendirmeleri alacaklarını söyledi. Bakan Müezzinoğlu, "İnşallah özellikle işçi-işveren arasındaki sorunları minimize edecek, azaltacak, iş mahkemelerinin yükünü azaltacak, karşılıklı, hakkaniyetli, daha iyi noktaya taşıyacak bir düzenleme olmasını temenni ediyoruz. Paydaşlarımızın önerilerinden sonra son şeklini verip inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisine, hükümete havale edeceğiz. Son şeklini de Türkiye Büyük Millet Meclisimiz verecektir. Şimdiden çalışmaların hayırlı, verimli ve başarılı geçmesini temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.“İşçimizin zaman kaybetmeden hem ihtilafını çözecek hem de hak ettiği parayı anında tahsil edecek bir mekanizmayı biz hayata geçirebilir miyiz, onun üzerinde çalışıyoruz”“İş dünyamızı, çalışanlarımızı, işverenlerimizi, sendikalarımızı çok yakından ilgilendiren bir tasarı taslağının ön değerlendirmesini birlikte yapma imkanını bulacağız” diyen Bakan Bozdağ ise şunları kaydetti:“İş hukuku, iş mahkemeleri ve bu alandaki düzenlemeler bizim için son derece önemli. Yargı açısından önemli olduğu kadar işçilerimiz açısından da önemli. Herkes ihtilafın makul süre içerisinde çözüme kavuşması, hakkına kısa sürede kavuşmak ve hakkını elde etmek için uğraş veriyor. Bu açıdan baktığımızda bizim yargılama süreçlerini hem hızlandırmak hem işçi-işveren arasındaki ihtilafların işçi ve işverenlerimizin iradelerine uygun, kısa sürede, daha az masrafla çözümlenmesini sağlamak hem de bu usulün iki tarafın da çıkarlarını koruyacak şekilde yasalarımıza yansımasını temin etmek, birinin lehine öbürünün de aleyhine bir durum oluşturmadan bu süreci yürütmek maksadıyla bir çalışma yürütüldü. Çok geniş katılımlı çalışmalar yapıldı. Şu anda yargıda bulunan işlere baktığımızda çok sayıda davanın, iş uyuşmazlıklarından çıktığını görüyoruz. Yargıtay’da 5 tane daire bu uyuşmazlıklara bakıyor, şu anda hukuk dairelerinin baktığı toplam iş yükünün yüzde 31’i iş uyuşmazlıklarından oluşmaktadır. İş mahkemelerinin iş yükünü basit bir dille ifade etmek gerekirse 2014 yılında 424 bin 890 dava ve dosya, 2015 yılında 455 bin 984 adet dosya iş mahkemelerinde görülmüştür. Bu çok büyük bir rakam ve ilk derece mahkemelerindeki davaların görülme süresine baktığımızda 14 ay gibi bir zaman alıyor. Yargıtay için işe iade davalarında bu süre 5 ay, işçi alacaklarına ilişkin davalarda 2 yıl, hizmet tespiti davalarında 6 ay, rücu davalarında ise 1 yıl gibi bir durum söz konusu ki baktığımızda ihtilafı olan, hak arayan, hakkını almak isteyen işçimizin aleyhine yargılama sürelerinin oldukça uzadığını görüyoruz. Bu süre bitene kadar belki şirket iflas ediyor, belki kapatılıyor, belki adres değiştiriyor, başka başka sonuçlar ortaya çıkıyor, mahkeme karar verdiği halde alacağını tahsil edememek gibi bir durumla karşı karşıya kalıyor. Kamuda çalışan işçilerimiz dışında diğer alanlarda çalışan işçilerimizin büyük bir çoğunluğu da yargısal süreçlerin sonunda elde ettikleri hakları tahsil imkanı bulamamaktadır. Onun için bu düzenlemeler işçimizin hiçbir zaman kaybetmeden belki 1 ay, belki 1 hafta içerisinde hem ihtilafını çözecek hem de hak ettiği para neyse bu parayı anında tahsil edecek bir mekanizmayı biz hayata geçirebilir miyiz? Onun üzerinde çalışıyoruz. Arabuluculuğun bu konuda çok önemli bir alternatif çözüm usulü olduğuna inanıyoruz. Bu alternatif çözüm usulünün hem işçimizin hak ve alacaklarına kısa sürede kavuşmasına ve bunun tahsiline imkan sağlayacak hem de yargıdaki iş yükünü azaltacak, bütün kesimleri memnun edecek bir sonuç doğuracağına yürekten inanıyoruz.”“Terör eylemini gerçekleştirme sürecinde bu teröristlere yardım eden teröristler ve destekçileri ile ilgili tahkikat derinleşerek devam ediyor”Konuşmalar sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Bozdağ, İstanbul Beşiktaş’ta meydana gelen terör saldırısına ilişkin soruşturmadaki son durumun sorulması üzerine, “Terör bugüne kadar Türkiye’de hiçbir olumlu netice elde edememiştir, bundan sonra da netice elde edemeyecektir. Bu terör saldırısının sorumlularına ilişkin soruşturma devam etmektedir. Belli gözaltılar var, bu gözaltılardakilerin sorguları çerçevesinde soruşturma derinleştirilerek devam edecektir. Bu terör eylemini gerçekleştirme sürecinde bu teröristlere yardım eden ve onların işi yapmasını kolaylaştıran teröristler ve diğer destekçileri ile ilgili tahkikat derinleşerek devam ediyor. Onların hepsi bir bir yargı tarafından tespit edilecek ve hak ettikleri cezayı almaları sağlanacaktır” diye cevap verdi.Bakan Bozdağ, bir gazetecinin “Saldırının hemen ardından HDP’ye yönelik yeni bir soruşturma dalgası geldi, gözaltı kararları var. Saldırı ile bağlantılı mı yoksa eski soruşturmalar kapsamında mı bu gözaltılar?” sorusu üzerine ise, dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından HDP’li milletvekilleri dışındaki diğer partilere mensup milletvekillerinin tamamının ifade verdiğini hatırlatarak, “HDP milletvekilleri başta eş genel başkanları olmak üzere ifade vermeye gitmeyeceklerini, kendilerini nasıl götürmek istiyorlarsa öyle götürmeleri gerektiğini, zorla götürme dışında bir seçeneği yargıya bırakmamışlardır. Bizim anayasamıza göre herkes kanun önünde eşittir. Vatandaş ifadeye çağrıldığında gelmezse zorla götürme kararı verilir, hukukun gereği neyse o yapılır. HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kalkmasından sonra yargıyı tanımayan, mahkemelerin çağrılarına uymayan yaklaşımları nedeniyle yargı yasanın gereğini yerine getirmiştir, zorla getirme kararı almıştır ve bu karar çerçevesinde gelmeyenler zorla yargının önüne götürülmüştür. Yargının verdiği tutuklama kararları tamamen yargının takdirinde olan bir durumdur. Bizim o konuda bir şey deme imkanımız yoktur ancak dünkü zorla getirme kararları İstanbul’da gerçekleşen terör saldırısıyla irtibatlı değildir, o daha önce başlayan bir sürecin işletilmesidir. Gitmeyen milletvekilleri eğer bundan sonra da gitmemeye devam ederlerse onlar hakkında da zorla götürme kararını yargı uygulamak zorunda kalacaktır. Kimse yargıyı zorla getirme kararı almaya mecbur bırakmamalıdır” şeklinde konuştu.Esnafa yönelik işsizlik fonuBakan Müezzinoğlu da bir gazetecinin, “Esnafa yönelik işsizlik fonu kurulması yönünde bir çalışması var mı, detayları nelerdir?" sorusu üzerine özelikle Bağ-Kur esnafıyla ilgili esnaf fonu kurulması çalışmalarını Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile birlikte yürüttüklerini bildirerek, “Bir altyapı oluştu. İnşallah önümüzdeki 1 hafta, 10 gün içerisinde de çerçeveyi netleştirecek, Sayın Başbakanımıza ve ilgili sivil toplum örgütlerimizle paylaşarak tamamladıktan sonra Sayın Başbakanımıza, hükümete sunacağız. Ona göre de düzenlemenin takvimini belirleyeceğiz” dedi.Bakan Müezzinoğlu, hazırlıklarının ayrı bir fon olması yönünde olduğunu da belirtti. Toplantı basına kapalı olarak devam ediyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz