Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, “AB tarafından ortaya konan bu değerlerin eski kıtayı zehirleyen yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve antisemitizmi tamamen tarihin denizlere gömdüğünü söylememiz bugün maalesef mümkün değildir” dedi.AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır, Ankara Üniversitesi’nde düzenlenen holokost kurbanlarını anma törenine katıldı. 100. Yıl Salonu’nda gerçekleşen törene, ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass, Slovakya Büyükelçisi Anna Turenıkova, Almanya Büyükelçisi Martin Erdman, Hollanda Büyükelçisi Kees Cornelis Van Rij, İsrail Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Amira Oron, Macaristan Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Viktor Matis ve çok sayıda misafir katıldı. Törende konuşan Bakan Bozkır, “Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir vahşet olan holokostu ve holokost kurbanlarını anmak için bir araya geldik. Bundan 71 yıl önce Avrupa’nın ortasında yaşanan bu akıl almaz vahşet sonucu hayatını kaybeden milyonlarca insanı saygıyla anıyorum. 18. yüzyıldan itibaren insanlık tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş olan teknolojik gelişim evresi içerisine girmiş, felsefe, sanat ve birçok alanda insan aklının öncülüğünde sağlanan gelişmeyle sürekli ileriye gidildiğine inanılan bir iyimserlik ve modern uygarlığa güven hasıl olmuştu. Ancak 1930’lar ile birlikte modern uygarlığın vahşi barbarlığın antitezi olmadığı ortaya çıktı. Modernite ile girilen yeni dönemin tıpta, ulaşımda, bilimde ve sanatta büyük gelişmelerin kaydedilmesini sağlayan yaratıcı doğasının yanı sıra milyonların ölümüne yol açan savaşlara, ölüm kamplarına ve katliamlara sebep olarak yok edici doğaya da sahip olduğu görüldü. Bu dönem insanoğlunun gelişimine katkıda bulunan teknolojik ilerlemelerin milyonlarca insanın vahşice yok edilmesinde kullanılan vasıtalara dönüşmesine de tanık oldu. Bu vahşeti gerçekleştirenler kendilerine verilen emirlere uymakla görevliyse de son derece normal vatandaşlardı. Ülkemizin de üye olmak için çabalarını sürdürdüğü AB’nin temelleri o dönemde yaşanan bu benzersiz vahşetin yarattığı olumsuzluk ortamından böylesine acıların tekrarlanmasını önleyecek bir düzenin kurulması için atılmıştır. AB Anlaşması’nın 2’nci maddesinde de belirtildiği üzere insan onuru, demokrasi, eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü ve azınlıklara mensup kişilerin hakları da dahil olmak üzere insan haklarına saygı ilkeleri üzerine inşa edilen AB, eski husumetlerin yerini, dostluğa, kin ve nefretin ise karşılıklı anlayışa bırakması bağlamında örnek bir barış projesi olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, AB tarafından ortaya konan bu değerlerin eski kıtayı zehirleyen yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve antisemitizmi tamamen tarihin denizlere gömdüğünü söylememiz bugün maalesef mümkün değildir” diye konuştu.Son yıllarda Avrupa’nın çeşitli yerlerinde ırkçı saldırılarda büyük artış olduğunu kaydeden Bozkır, şöyle devam etti:“Bunun yanı sıra yakın dönemde antisemitizm hastalığını kendisine yeni dostlar devşirmiş olduğunu ve İslamafobi ile yabancı düşmanlığı gibi iki olgunun ortaya çıktığını görüyoruz. Çok kültürlü toplum ve birlikte yaşama geleneğinin devam ettirilebilir olmasına yönelik şüpheler ve aşırı sağ partilerin yükselişi gelecek için kaygıları arttırmaktadır. Salgın hastalık olarak nitelendirebileceğimiz ve günümüzde dünya genelinde artmakta olduğunu müşahede ettiğimiz antisemitizm, İslamafobi ve yabancı düşmanlığının zaman zaman ülkemizde ki marjinal çevrelerde de etkili olduğunu üzüntüyle gözlemliyoruz. Hangi dini etnik ve mezhebi kimliğe karşı olursa olsun, herhangi bir nefret söylemine müsamaha göstermemiz mümkün değildir. Bundan yaklaşık 500 sene önce Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri azamı Rüstem Paşa’ya söylediği rivayet edilen sözlerde olduğu gibi çiçeklerin çeşit çeşit renklerden oluşmasını bir mükemmeliyet olarak kabul edip bundan hoşlanan bizler, Allah’ın yaratmış olduğu insanlarında çeşitliliğini kabul etmeli ve bu çeşitliliğin yarattığı güzellikleri kabul etmeliyiz. Geride bıraktığımız 2015 yılının, devletimizin bu konudaki iradesinin güçlü bir şekilde ortaya konulması ve varolduğu düşünülen bazı tabuların yıkılması bakımından önemli bir sene olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede 2015 yılı boyunca Yahudi cemaati ile işbirliği halinde 27 Ocak 2015’te Ankara’da gerçekleştirilen holokost kurbanları anma töreni, 26 Mart 2015 tarihinde Büyük Edirne Sinagog’unun açılışı ve İstanbul Ortaköy Meydanı’nda Yahudi, Müslüman ve Hristiyan vatandaşlarımızın katılımıyla Haluka Bayramı’nın kutlanması başta olmak üzere çok sayıda etkinlik düzenlenmiştir. Söz konusu törenlerde aldığımız aktif tutumun antisemitizm, İslamafobi, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi tehditler karşısında aklın ve vicdanın her zaman diri ve uyanık tutulmasında yardımcı olacağını düşünüyorum.”Bakan Bozkır’ın konuşmasının ardından “Holokost Kurbanları” anısına mum yakıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz