Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 2023’te 500 milyar mal ihracatına ulaşacaklarını belirterek, “Dışa açık ekonomiye geçtiğimiz 1980’de 3 milyar dolar olan ihracatımız geçen sürede 51 kat artışla 152,6 milyar dolara, 8 milyar dolar olan ithalatımız ise yaklaşık 30 kat artarak 236,5 milyar dolara geldi” dedi.
Bakan Çağlayan, Condrad Otel’de “2012 Yılı İthalat Değerlendirme Toplantısı”na katıldı. 2 Ocak’ta 11 aylık TÜİK ve Aralık ayı TİM verileri ışığında 2012 yılı ihracatının 151,9 milyar dolara ulaştığının açıklandığını hatırlatan Bakan Çağlayan, “Ocak sonunda resmi TÜİK verileri ile bu rakamın 152 milyar doları geçeceğini söylemiştim. Çok şükür yüzüm kara çıkmadı. Geçtiğimiz hafta açıklanan TÜİK verilerine göre 2012 yılına ait ihracatımız, yüzde 13,1 artışla 152.6 milyar dolara ulaşıp, OVP hedefimizi de geçerek rekor kırdı” diye konuştu.
Geçen yıla oranla dünya ekonomisini de değerlendiren Bakan Çağlayan, “2012 küresel krizin 4. yılıydı. Bazı ülkeler krizin etkisinden sıyrılmış olsa da, çoğu Avrupa’da olan birçok ülke hala başını yukarı kaldıramamış, ekonomik olarak kötüleşmeye devam ediyordu. 2012’de dünya ekonomisinin yüzde 3.2 büyüdüğü tahmin ediliyor. Bu bizi yanıltmamalı, çünkü gelişmiş ülkeler sadece yüzde 1.3 büyürken, yükselen ekonomiler yüzde 5.1 büyüdü. Bu neden önemli? Bizim en büyük pazarımız olan AB’nin de içinde olduğu gelişmiş ülkeler zayıf kaldığı için önemli. Euro Bölgesi 2012’de binde 4 civarında daraldığı için önemli. Ekonomik büyümenin yavaş seyrettiği bu dönemde, dış ticaret de bundan etkileniyor. Bu nedenle dünya ihracatının 2012’de neredeyse yerinde saydığını gördük. Dünyanın önde gelen ihracatçılarından Çin ihracatını yalnızca yüzde 7.9, Meksika yüzde 6.1 oranında artırabildi. Buna karşın Güney Kore’nin ihracatı yüzde 1.3, Japonya’nın yüzde 2.9, Hindistan’ın yüzde 4.1 ve Brezilya’nın yüzde 5.3 azaldı” şeklinde konuştu.
Zayıf büyüme ve ticaretin dünya genelinde işsizliği de olumsuz etkilediğine dikkat çeken Çağlayan, Ocak ayının son günlerinde ILO’nun yaptığı açıklamada dünya genelinde işsiz sayısının 197.3 milyon olduğunu, 2013’te 200 milyonu aşacağını gösterdiğini belirtti. Cari açığın 2011’in aynı dönemine göre yüzde 25.1 milyar dolar gerilediğini ifade eden Çağlayan, cari açığın 45.2 milyar dolar olduğunu söyledi. Çağlayan, “25.1 milyar dolarlık gerilemenin 21.3 milyar doları mal ve hizmet ihracatındaki artıştan geliyor. Bu ne demek? Cari açık ithalattaki gerileme ile değil, ihracat artışı ile başarıldı demek. Şubat ayı ortasında 2012 geneline yönelik ödemeler dengesi verileri açıklandığında; inşallah cari açığımızın 50-51 milyar dolar ile GSYİH’mizin yüzde 6.5’i civarında gerçekleştiğini göreceğiz. 2011 yılında bu oranın yüzde 9,9 olduğunu hatırlarsak, hükümetimizin carı açığı azaltma yönünde izlediği kararlı politikaların netice vermeye başladığını görmüş oluruz” dedi.
“CEP TELEFONU İTHALATI YÜZDE 25 DÜŞTÜ”
Bakan Çağlayan, cep telefonu ithalatının yüzde 25 düştüğünü belirterek, “Bireysel yollarla getirilenler hariç, 2011’de 14,4 milyon adet cep telefonu ithal etmiştik. Bu sene miktar bazında bu sayı 10,8 milyon adede geriledi. Ama değer olarak baktığımızda 2011’de 1 milyar 744 milyon dolar olan cep telefonu ithalatının 2012’de sadece yüzde 1.6 gerileyerek, 1 milyar 717 milyon dolara indiğini görüyoruz. Miktar bazında yüzde 25 gerileme varken, değer bazında sadece yüzde 1.6 gerileme var. Yani daha pahalı modeller ithal etmişiz” diye konuştu.
2012 yılında 241 ülke ve bölgeden ithalat yaptıklarını belirten Bakan Çağlayan, bunların 112’sinden ithalatın arttığını, 129’undan ise azaldığını söyledi. Çağlayan, “İthalatımızın ülke gruplarına göre dağılımında, 2012 yılında Avrupa Birliği 87,4 milyar dolarlık ithalat ve yüzde 37’lik pay ile ilk sırada yer alıyor. Asya ülkelerinden yapılan ithalat 71 milyar dolar ile toplam ithalatımızın yüzde 30’unu, Amerika kıtasından yapılan ithalat 20.2 milyar dolar ile yüzde 8.6’sını, Afrika ülkelerinden yapılan ithalat ise 5.9 milyar dolar ile yüzde 2.5’ini oluşturuyor” dedi.
"PARFÜMDEN CEP TELEFONUNA KADAR BİRÇOK İTHAL ÜRÜN KULLANIYORUZ"
2012 yılında 54 bin 802 firmanın ihracat yaptığını, buna karşılık 64 bin 805 firmanın da ithalat yaptığını söyleyen Bakan Çağlayan, ancak bu sayının yanıltmaması gerektiğinin, Türkiye'deki ithalatçı sayısının bundan çok daha fazla olduğunun altını çizdi. Bakan Çağlayan, şöyle devam etti:
"Hepimizin, üzerimizdeki kıyafetlerden tutun mutfağımızdaki eşyaya, parfüme, cep telefonuna kadar birçok ithal ürün kullanıyoruz. İthalatçı firmalar bize sadece aracılık yapıyorlar. 236 milyar dolar ithalat aslında hepimizin ithalatı. Bakın, hiç dikkatinizi çekmeyen bir konu. İnternet üzerinden alışveriş. Tahmin edebilir misiniz? Acaba 2012'de Türkiye'de internet üzerinden sadece yurtdışındaki sitelerden kaç alışveriş yapıldı? 2012 yılında kredi kartları ile yurtdışı internet sitelerinden tam 18 milyon kez alışveriş yapıldı. Ortalama 105 TL harcama ile tam 1.9 milyar TL harcadık. Burada bir noktanın altını çizmek istiyorum. İhracatı sadece ihracatçı firmalar yapıyor. Ancak internet üzerinden bu 18 milyon alışverişi, sadece ithalatçı firmalar değil, aynı zamanda nihai tüketiciler yapıyor."
Çağlayan, burada "ithalat kötüdür, ithalat yapmayın" noktasında asla olmadığını, tabii ki ihracatın da ithalatın da yapılacağını belirterek, "Ben burada Ekonomi Bakanı olarak, 'Paramızı nereye harcıyoruz, nasıl harcıyoruz?', bu konularda sizi bilgilendirme görevi taşıyorum" dedi.
Bakan Çağlayan, Türkiye’de ham kauçuk, palm yağı, kakao, kahve gibi ürünlerin hiç üretimi olmadığın belirtirken, petrol ürünleri ve hammadde olarak petrole bağlı plastik, alüminyum ve amonyak üretiminin ise son derece düşük olduğunu ifade etti. Ekonominin istihdamın, üretimin, cari açığın uzun vadeli geleceğini şekillendirecek, Cumhuriyet tarihinin en cömert teşvik sistemini 2012 yılı Haziran ayında açıkladıklarını belirten Bakan Çağlayan, “Bu tarihten günümüze tam bin 50 yabancı yatırımcıya yeni teşvik sistemimizi anlattık. Bunun sonuçlarını da almaya başlıyoruz. 2012 yılında yaklaşık 150 bin kişiye istihdam sağlayacak, öngörülen sabit yatırım tutarı 57,7 milyar lira olan 4 bin 365 yatırım teşvik belgesi düzenledik. Yeni teşvik sisteminin yürürlüğe girdiği 20 Haziran 2012 tarihini milat olarak kabul edersek, bu tarihten sonra düzenlenen teşvik belgeleri adet bazında tüm yılın yüzde 58’ini, sabit yatırım tutarı bazında yüzde 65’ini, istihdam bazında ise yüzde 66’sını oluşturuyor” diye konuştu.
2012’nin ilk 9 ayında imalat sanayinin toplam katma değerdeki yüzde 16 olan payının mutlaka arttırılması gerektiğine dikkat çeken Bakan Çağlayan, “Bizim mutlaka bunu artırmamız lazım. Esas istihdam kaynağı ve sürdürülebilir cari açığın ilacı sanayide. İşsizliği ortadan kaldırmak ve yoksulluğa kalıcı çözüm üretmek için daha fazla yatırım çekmeli, daha fazla üretim yapmalıyız. Bakın, cari açığı azaltmanın yolu sadece daha az harcamak değil, daha fazla üretmek ve rekabet gücümüzü artırmaktır. Diğer bütün çözümler kısa vadelidir. Daha fazla yatırım yapacağız, daha fazla üreteceğiz, daha fazla ihracat yapacağız” şeklinde konuştu.
Konuşmasında üreticilere de seslenen Bakan Çağlayan, “Değerli üretici kardeşlerime diyorum ki; ürünlerinizdeki kaliteyi, kalite imajını, marka gücünüzü artırırsanız, hem iç piyasadaki yabancı rakiplerinizin önüne geçeceksiniz hem de dışarıdaki ihracat gücünüzü artıracaksınız. Önümüzdeki dönem, bu konuda başarılı olanın öne çıkacağı bir dönem. Ya Ar-Ge, Ür-Ge, inovasyon ve marka yatırımlarınızı artıracaksınız ya da maliyet baskısı altında üretime devam edeceksiniz. Birincisini yaparsanız, bundan hem siz, hem halkımız, hem de Türkiye ekonomisi büyük fayda görecek. İşte bu nedenle biz Ekonomi Bakanlığı olarak Ar-Ge ve marka konusunda ihracatçılarımıza ve üreticilerimize ciddi teşvikler veriyoruz” dedi.
Türkiye’nin ihracatının yüzde 72’sini, Türkiye’nin ara ve yatırım malı ithalatının yüzde 83’ünü gerçekleştiren firmaların tamamının analiz edildiğini belirten Bakan Çağlayan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Sanayi üretiminin ne kadarlık bir ithalat bağımlılığı gösterdiğini ilk defa geçen yıl ortaya koymuştuk. Buna göre 2011 yılında Türkiye 100 dolarlık üretim yapmak için 43 dolarlık ara ve yatırım malı ithal etmişti. 2012 yılında Türkiye’de 100 dolarlık üretim yapmak için 40 dolarlık ara ve yatırım malı ithalatı yapıldı. Bu açıdan Türkiye’nin 2011’den 2012’ye ithalat bağımlılığı 3 puanlık bir düşüş gösterdi. Bu noktada Ekonomi Bakanlığı olarak hedefimiz, Türk imalat sanayinin yüzde 40’lık ithalat bağımlılığı oranını yüzde 35’lere kadar indirmek. Aslında bu Türk sanayinin yapısal bir dönüşümü demektir. Bu amaçla uygulamaya koyduğumuz yeni yatırım teşvik sistemimizin ilk sonuçları, ilk sinyalleri bize söz konusu hedefe yönelik doğru bir atış yaptığımızı göstermektedir. Gerektiğinde teşvik sistemimizde bu hedef doğrultusunda yeni düzenlemeleri de uygulamaya koyduk, koyacağız.”
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’nin dünyadaki en liberal dış ticaret rejimlerinden birine sahip olduğunu belirterek, “Bugün Türkiye, AB ile Gümrük Birliği’ne, 18 ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması’na sahip, Dünya Ticaret Örgütü üyesi bir ülke. Taraf olduğumuz anlaşmalar ve dış ticaret rejimimiz gereği ihracatımızda da, ithalatımızda da sınırlama ya da yasaklama uygulamıyoruz. Fakat klasik araçlarımız olan damping ve korunma önlemleri ile piyasa gözetimi ve denetim araçlarını etkili biçimde kullanıyoruz. Ülkemiz, DTÖ istatistiklerine göre uzun sürelerdir korunma önlemlerini en çok uygulayan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Halihazırda 118 adet damping ve sübvansiyon önlemiyle, 11 adet de korunma önlemi yürürlüktedir. Halen 20 adet damping soruşturması ile 2 adet korunma önlemi soruşturması devam ediyor. Diğer taraftan, ithalatın miktar ve değerinden söz ederken ithal edilen malların güvenli ve kaliteli olmasını sağlamaya yönelik önlemlerden de söz etmek gerekir. Bildiğiniz gibi ürün güvenliğinin iki sacayağı var; bunlardan biri piyasa gözetimi ve denetimi, diğeri de ithalat denetimleri. Piyasa gözetimi ve denetiminde Bakanlığımız koordinatör kuruluş olarak, 10 kamu kurumunun hem çıkardığı mevzuat hem de uygulamaları arasında eşgüdümü sağlıyor. İthalatta ise, koordinasyonun da ötesinde hem tüm mevzuatı (tebliğler) hazırlıyor hem de geniş bir ürün yelpazesinde bizzat denetim yapıyoruz” dedi.
Bakan Çağlayan, 2023 yılında kişi başı geliri 25 bin dolara yükseltmek ve toplamda 2 trilyon dolar gayrisafi yurtiçi hasılaya ulaşmış ve 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiş bir Türkiye için çalıştıklarını söyledi. Çağlayan, “Dışa açık ekonomiye geçtiğimiz 1980’de 3 milyar dolar olan ihracatımız geçen sürede 51 kat artışla 152,6 milyar dolara, 8 milyar dolar olan ithalatımız ise yaklaşık 30 kat artarak 236,5 milyar dolara geldi. 2023’te de 500 milyar mal ihracatına ulaşacağız. İnşallah üretim kapasitesi artmış bir ülke olarak ihracatın ithalatı karşılama oranını da yüzde 80’e taşıyacağız. Cumhuriyetin 100. yılında, ihracatı 100 yılda 10 bin, ithalatı ise 7 bin kat artmış bir ülke olacağız” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz