Bakan Çağlayan: Kriz ihracat pazarlarımızda talep daralması yapacak

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa’da yaşanan kriz dalgasının Türkiye’yi en çok ihracat pazarlarında talep daralması şeklinde etkileyeceğini söyledi.
Bakan Çağlayan, Süper Toto Süper Lig’in yeni takımı Mersin İdman Yurdu’nu kabul etti. Kabulde gazetecilerin Avrupa’da yaşanan kriz dalgalanmasına karşı Türkiye’de ek önlem alınıp alınmayacağını sorması üzerine Çağlayan, ekonomi yönetimi olarak dışarıdaki gelişmeleri yakından izlediklerinin altını çizdi. 2009 küresel krizinin Türkiye’yi teğet geçtiğini, yeni krizin ise teğetinde ötesinde daha az etkileyeceğini belirten Çağlayan, “Bize etkisi en çok ihracat pazarlarında talep daralması şeklinde olacaktır.” dedi.

"ABD’DEN THY’NİN SATIN ALDIĞI UÇAKLA GELECEĞİZ"
Güney Kore’ye yapacağı ziyarette büyük firmaların CEO’larıyla bir araya geleceklerini dile getiren Çağlayan, “Dünyanın en büyük oyuncularının Türkiye’ye gelip yatırım yapması için çabalarımız var.” ded i.
Yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapılacak değerlendirme toplantısının özel bir gündemi bulunmadığını aktaran Ekonomi Bakanı Çağlayan, piyasa denetim ve gözetim üzerinde çalışma yapılacağını, mevcut piyasaların ele alınacağını söyledi. Zafer Çağlayan, Merkez Bankası ve BDDK gibi izleyici kuruluşların krize karşı gereken durumlarda piyasalara girerek tedbirler aldığının da altını çizdi. Türkiye’de ekonomik verilerin sağlam gittiğine işaret eden Çağlayan, “Sanayi üretim endeksi açıklandı. Yine artış olduğunu görüyoruz. Türkiye Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracatını bu yıl gerçekleştireceğiz. Güney Kore sonrası ABD ziyaretimizden de Türk Hava Yolları'nın (THY) sipariş ettiği uçağını alıp geleceğiz.” diye konuştu.
ABD’nin kredi notunun düşürülmesine ilişkin soruya ise Çağlayan, “Her şeyin bir ilki vardır. ABD’nin de kredi notunun düşürülmesi zaten beklenen bir şey. Çok fazla sürpriz olmadığı kanaatindeyim. Amerika piyasalarında endişe olmayacağı kanaatindeyim. Belli ülke ekonomilerinde ülkelerin borçluluğu bir sorun olarak gözüküyor. Yeter ki kredi derecelendirme kuruluşları doğru ölçülendirme yapsınlar.” cevabını erdi.