Bakan Çağlayan: Merkez Bankası gerekli gördüğü müdahaleyi yapabilir

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından düzenlene resepsiyona katıldı. Resepsiyonda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Bakan Çağlayan, merkez bankasının son günlerde dolara yaptığı müdahaleleri değerlendirdi. Bankanın piyasanın yükselen ateşinin söndürebileceğini belirten Çağlayan, “Türkiye’de serbest dalgalı bir kur rejimi var. Dolayısıyla bu sistemde kur bazen düşecek bazen yükselecektir. Gerektiğinde merkez bankası gerekli gördüğü müdahaleyi yapacaktır” dedi.
ASO tarafından düzenlene kokteyle, yabancı ülkelerin büyük elçileri ile iş adamları katıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise resepsiyona sonradan katıldı.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan resepsiyonda basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Merkez Bankası’nın dolara yaptığı müdahale ilgili soruyu Bakan Çağlayan, “Konuyu daha önce değerlendirmiştim. Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesi kadar değer kaybetmesi de özellikle işletmeler açsından, ticarethaneler açsından sıkıntı oluşturabilir demiştim. Yine aynı görüşteyim. Dolayısıyla bugün Merkez Bankası'nın yaptığı uygulamalar Merkez Bankası'nı ilgilendiren unsurlardır. Benim değerlendirmelerimden öte, Merkez Bankası bu işin düzenleyicisi ve işin nerde müdahale etmesi konusunda en yetkili mercii.” şeklinde cevapladı.

MERKEZ BANKASI YÜKSELEN ATEŞİ İNDİREBİLİR
Yapılanların dünyadaki konjonktürel gelişmelerden kaynaklandığının altını çizen Bakan Çağlayan, özellikle Avrupa’daki sıkıntılardan kaynaklanan sorunların Türkiye’yi olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti. Vatandaşların ve şirketlerin Türkiye’nin borç dengesini her zaman iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Çağlayan, şöyle konuştu:
"Ticari şirketlerin girdisi neyse borcunu da muhakkak aynı birim üzerinden yapması bu işin olmazsa olmazıdır. Türkiye’de serbest dalgalı bir kur rejimi vardır. Dolayısıyla bu sistemde kur bazen düşecek bazen yükselecektir. Gerektiğinde Merkez Bankası'nın katkısı devreye girerek, gerektiğinde ateş yükseldiğinde ateşi düşürecek, ateş düşükse ateşi normal seviyesine getirecektir. Bu konuda Merkez Bankası gerekli gördüğü müdahaleyi yapacaktır.”

TÜRK LİRASININ AŞIRI DEĞERLEMESİ İTHALATI CAZİP HALE GETİRİYOR
Bakan Çağlayan’a, kurlardaki dalgalanmalardan dolayı ithalatta bir düşüşün olup olmadığı da soruldu. Çağlayan, Türk lirasının aşırı değerlenmesinin ithalatı cazip hele getirdiğine dikkat çekti. Bunun etkisinin geçen yıl net bir şekilde görüldüğüne işaret etti. Geçen sene birçok insanın Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesinden dolayı, ihtiyaçları hiç yokken beş altı aylık süreleri gözeterek buna rağmen otomobil siparişleri yaptıklarını ifade eden Zafer Çağlayan, "Bu göstermiş olduğum en basit tavır bile paramızın değerli olup olmadığını göstermesi açısından durumu son derece net gösteriyor. Türk Lirası'nın aşırı değer kaybettiği bir ortamda ister istemez üretim yapan, dışarıdan ham madde ve ara malı getirenlerin maliyetlerinde yükselme olacaktır. Bu durumda tüketime dayalı ithalat talebinin azaldığını görüyoruz.” diye konuştu.

İTHALATI AZALTACAK BİR SİSTEM ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ
Bakan Çağlayan gün içinde yaptıkları en son toplantı ile beraber altı sektör üzerinde önemli çalışmalar yaptıklarından bahsetti. Sektörün tüm katmanları ve politikalarını belirleyen kamu kurumlarının temsilcileri ve 6 sektör ile çalışmalarımızı bitirdiklerinin kaydeden Çağlayan, şöyle devam etti:
“Bunlar, demir çelik, makine, otomotiv, kimya tekstil tarım ve gıda sektörleridir. Bu çalışmaların bir kısmını ekonomi koordinasyon kurulunda bakan arkadaşlarımızla görüşmüştük. Artık bundan sonra, geçen sene Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi biz şimdi cari açığı dikkate alan ve Türkiye’de üretildiği halde bugün üretilemeyen, Türkiye’de üretilmesi gerektiği halde yurt dışından Türkiye’ye getirilecek olan yatırımları özendirecek ve ithalata bağlılığı azaltacak, ithal edilmek yerine Türkiye’de üretimi sağlayacak olan yeni bir çalışma içindeyiz. Yeni bir yatırım teşvik sitemini sizlerle beraber Türk kamuoyu ile paylaşma olanağına kavuşmuş olacağız. Bundan böyle Türkiye’nin yeni bir üretim desenine ve yeni bir ticaret dönemine girmiş bulunuyoruz. Bunu yapısal bir değişikliğe getirerek ve yapacağımız bazı reformlar konusunda önemli çalışmalarımızı olacak.