Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’den mülk edinme ile ilgili olarak, çıkartılan kanunun Türkiye’de yatırım için son derece önemli olduğunu belirterek, askeri ve kısıtlı bölgeler hariç durumun aynen devam edeceğini bildirdi. Çağlayan, yabancıya toprak satışına yönelik eleştirilere ise “Satılan toprak burada toprak bir yere gitmiyor. Kimse çantasına, cebine, şapkasına koyup götürmüyor.” şeklinde tepki gösterdi.
Dünyanın en büyük 225 müteahhit firması arasında yer alan 33 Türk müteahhit firmasının ödüllendirildiği programa katılan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, müteahhitlik sektörünün Türkiye’nin yüz akı olduğunu söyledi.
Dünyanın en zor döneminde siyasi ve ekonomik istikrarın mumla arandığı bir dönemde şükürler olsun müteahhitlik sektörünün Türkiye’nin yüz akı olduğunu vurgulayan Çağlayan, yapılan değerlendirmelerle 33 firma, 225 firma arasında yerini aldığını anımsatarak, “Tabi bu bizim ilk defa karşılaştığımız sürpriz değil, şükürler olsun sektör ve sizler iki yıl öncede bu başarıyı elde etmiştiniz. Geçen yıl da Çin’in ardından 31 firma ile ikinci olurken 2011 yılında 225 firma arasına 33 firmamız girdi. Yine ilk 100 firma arasına 6 Türk firması girdi. Bundan dolayı tebrik ediyorum başarılarınız devamını diliyorum.” dedi.
Törenden ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplayan Çağlayan, yabancılara mülk satımında genelkurmaydan izin alınmasının söz konusu olup olmadığına, “Arkadaşlar biliyorsunuz o konuda parlamentodan çıkartmış olduğumuz kanun bir kere Türkiye’nin geleceği açısından önemli. Türkiye’de mülk edinmek isteyenler için birçok alandaki engeller ortadan kaldırılmıştır. Ancak askeri bölgeler güvenlik nedeniyle kısıtlanmış bölgelerde genelkurmayın görüşüne başvurulacak. Yani kısıtlanmış bölgeler ve askeri yerler Türkiye’nin toplam nüfus ölçeğinin binde biri kadar. Onun dışındaki alanlarda yeni çıkmış olan kanun bizim bakanlığımız ve diğer ilgili bakanlıklar tarafından çıkartılan mevzuatlar aynen uygulanmaya devam edecektir. Onun için bu konuda her hangi bir genel engel kalmamakla beraber, askeri bölgeler ve güvenlik nedeniyle kısıtlanmış alanlar ilgili birimlere sorularak yapılacaktır. Ama ifade ettiğim gibi binde bir gibi küçük bir rakama tekabül ediyor.” diye konuştu.
Çıkan yasanın teşvik sistemi ile beraber ne kazandıracağına da Çağlayan şöyle cevap verdi: “Bir kere gerek bu yasa gerek teşvik sistemini çok önemli bir zamanda açıkladık. Türkiye’de siyasi istikrarın fevkalade geliştiği ortamda Türkiye’de adeta bir yatırım için güvenli bir liman olarak görüldüğü bir ortamda gerçekleştirdik. Ben gerek Ankara Sanayi Odası başkanı olduğum dönemde gerek sanayi ve ticaret bakanı olduğum dönemde ve bu bakanlık döneminde dünyanın neresine gidersem gideyim Türkiye’de mülk edinmek istediklerini ve engellerle karşılaştıklarını her fırsatta ifade ederlerdi. Hatta bunu geçmişte siyasi muhalif yapmak için manevralara kullanmak isteyen partilerde muhalefet oldu. Zaman zaman onların yanlış yönlendirmesinden dolayı vatandaşlarımızdan topraklarımızı yabancılara satıyorsunuz şeklinde çok garip değerlendirmeler yapıldı. Satılan toprak burada toprak bir yere gitmiyor. Apartmanın bir dairesini bir yere sattığınız zaman kimse daireyi cebine, çantasına, şapkasına saklayıp götürmüyor. Neticede bunlar Türkiye için ve Türk müteahhitliğine değer katıyor. Diğer bir taraftan dışarıdan Türkiye’de yatırım yapmak istemek kadar güzel bir şey olabilir mi. Yani birçok firma Türkiye’yi kendisine sadece üretim üstü olarak değil, uluslar arası üretim merkezi olarak ta görmek istiyorlar. İşte zaten Coca Cola başta olmak üzere birçok firma bunu gerçekleştirmiş durumda. Uluslar arası operasyonlarını Türkiye üzerinden yapıyorlar.”
"BEN MÜTEAHHİTLİK SEKTÖRÜNDEYKEN BELKİDE O BAŞKAN DAHA DOĞMAMIŞTI"
Müteahhitler ile arasında bir gerilim olup olmadığın yönündeki haberlere Çağlayan, müteahhitler birliği başkanını göstererek, 20 yıldır sivil toplumun içinde yer aldığını vurguladı.
Çağlayan, “Sanayi odası başkanlığı yaptım ve ben başkanken müteahhitler iki komite ile temsil edilirdi sanayi odasında. Benim müteahhitlik sektörüne ilgim yeni başkanla falan başlamadı. Belki yeni başkan o tarihte doğmamıştı bile, ben bu sektörün içindeydim. 1975 yılından beri sektörün içinde olan biriyim. Sanayicilik yaptığım yıllarda sektörün içinde malzeme üreten bir fabrikanın sahibiydim. Şimdi de biliyorsunuz 3 yıldır da sektörden doğrudan sorumlu olan bakanlığın bakanıyım. Bizim kişilerle işimiz olmaz kişiler bazen yanlış yapabilirler veya kişiler kendilerine verilen görevi iyi yerine getirmiyor olabilirler, kurumlarını iyi temsil edemiyor olabilirler ama benim için kurumlar önemlidir. “ ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz