YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bakan Çağlayan'dan 'ihracat' Değerlendirmesi

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "Avrupa dışındaki pazarlarımıza ihracatımız, bu pazarların dünyadan yaptıkları ithalattan çok daha...

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "Avrupa dışındaki pazarlarımıza ihracatımız, bu pazarların dünyadan yaptıkları ithalattan çok daha hızlı yükseldi. Yani başka ifadeyle, Afrika, Güney ve Kuzey Amerika'da pazar payımızı yükselttik. Nihai olarak pazar çeşitlendirmenin, 2009-2010 ve 2011 döneminde ihracatımızı sırasıyla 9.9, 8.5 ve 9.4 milyar dolar yükselttiğini tahmin ediyoruz" dedi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada, dünya ekonomisindeki büyümenin 2008 yılından beri düşük bir seyir izlediğini belirterek, "2007 ve öncesinde yüzde 5 civarında seyreden dünya büyüme hızı, 2008 ve sonrasında yüzde 3 civarına geriledi. Gelişmiş ülkelerde büyüme çok daha zayıf bir performans gösterdi. 17 üyeli Euro Bölgesi'ndeki ihracatımızın önemli bölümünü buraya yapıyoruz, son 5 yılın ortalama büyümesi binde 5 civarında" dedi.

Bu düşük büyüme hızının Türkiye için önemli bir tehdit olduğunu vurgulayan Bakan Çağlayan, Avrupa Birliği ülkeleri kriz içindeyken, durumlarının düzelmesini beklemenin önemli bir risk olduğunu ifade etti. Çağlayan, "Sanayi üretiminden, hizmetlere, tarımdan, işsizliğe ve cari açığa kadar hemen her alanda Türkiye ekonomisi için büyük bir tehdit olan Avrupa'daki zayıf talep sorununun bize muhtemel etkilerini hafifletmek için Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine gelir gelmez, arkadaşlarıma oturduk ve neler yapılabileceğini tartışmaya başladık" şeklinde konuştu.

Çağlayan, çalışmaların sonucunda birkaç bileşenden oluşan bir stratejiyi hayata geçirdiklerini bildirerek, "Önce durum tespiti yapıp eksiklerimize baktık. Gördük ki, Türkiye ihracatının önemli bir bölümü Avrupa'ya odaklanmışken diğer bölgelerde zayıfız. Bunun üzerine 3 ayaklı bir çalışmaya başladık" dedi.

PAZAR ANALİZİ

Bakan Çağlayan, açıklamasında şunları kaydetti:

"Birincisi, pazar analizi oldu. 2009 yılında hangi ülkelerin önümüzdeki yıllarda daha canlı bir büyüme göstereceğini, hangilerinde ithalatın daha yüksek olacağını araştırdık ve 'hedef ve öncelikli ülkelerimizi' belirledik. Bu bizim rehberimiz oldu. Ben Bakan olarak bu ülkelere daha fazla ziyaret yaptım. Bakanlığımdan ilgili bürokratlar teknik temaslarını bu ülkelerde yoğunlaştırdı. Daha da önemlisi, ihracat desteklerimizi bu bölgelere yoğunlaştırdık. Hedef ve Öncelikli Ülkeler çalışmamızı her yıl güncelliyoruz. Çalışmamızın ikinci ayağı, ticaret müşavirlerimizin sayısını artırmak oldu. Sayın Başbakanımızın onayı ve desteği ile yurtdışındaki ticaret müşavirliği kadromuzu 250’ye çıkardık. Şimdi Asya'da, Güney Amerika’da, Sahraaltı Afrika'da, Kuzey Amerika'da eskisinden çok daha güçlü bir kadro ile temsil ediliyoruz. Müşavir sayımızın artması, bu ülkelere ihracat yapmayı planlayan ama henüz yapmamış işadamlarımızı cesaretlendirdi. Üçüncü aşama STK'ların katılımı oldu. Başta Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) olmak üzere, TOBB, TUSKON, DEİK, MÜSİAD gibi örgütler işadamlarımızın yeni pazarlara girmesinde büyük hizmetler gerçekleştirdiler. Şunu her vesileyle vurguluyorum. STK’lar üzerine düşen görevleri yaptıkları müddetçe gerek ihracatımız, gerek yabancı yatırımlarımız bu süreçten son derece fayda görecektir."

Bütün bu çalışmaların sonucunda, Türkiye'nin 2009'da 102, 2010'da 114, 2011'de 135 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini belirten Çağlayan, tüm negatif dışsallıklara rağmen, 2009'da 100 milyar doların üzerinde kalındığını ve 2010 ve 2011'de ciddi ihracat artışlarının yakalandığını söyledi. Çağlayan, "Avrupa dışındaki pazarlarımıza ihracatımız, bu pazarların dünyadan yaptıkları ithalattan çok daha hızlı yükseldi. Yani başka ifadeyle, Afrika, Güney ve Kuzey Amerika'da pazar payımızı yükselttik. Nihai olarak pazar çeşitlendirmenin, 2009-2010 ve 2011 döneminde ihracatımızı sırasıyla 9.9, 8.5 ve 9.4 milyar dolar yükselttiğini tahmin ediyoruz. Yani, ihraç pazarlarında çeşitlenmeye gitmemiş olsaydık, ihracatımız bu üç yılda toplam 27.8 milyar dolar daha düşük gerçekleşebilirdi" dedi.

2012'de de aynı trendin güçlenerek devam ettiğini düşündüklerini söyleyen Çağlayan, tüm ülkelerin 2012 verilerinin güncel olmadığını ancak 2012 yılında pazar çeşitlendirme çalışmasının daha da etkin olduğunun görüldüğünü ifade etti. Çağlayan, Avrupa'daki gelişmelere de değinerek, "Son günlerde Avrupa'dan iyi haberler gelmeye başladı. Gerek Avrupa Merkez Bankası'nın tahvil alım kararı, gerekse dün Almanya Anayasa Mahkemesi'nin kararı ciddi adımlar. Bekleyip bunların etkilerini göreceğiz. Ama artık Avrupa için küresel krizdeki en kötü günlerin geride kalmış olabileceğini düşünmeye başlayabiliriz. Buna yönelik işaretler alıyoruz. Öyle olmasını da can-ı gönülden diliyoruz. Avrupa’daki durumun iyileşmesi diğer ülkelerden çok Türkiye için önemli" ifadelerini kullandı.

Açıklamasını büyüme ile tamamlayan Çağlayan, "Büyümeye ihracat ciddi destek veriyor. Ancak iç talebin katkısı olmadıkça ekonomimizin bir bacağı eksik kalır. 2023 hedeflerimize ulaşmak için ortalama yüzde 5.5 hızla büyümeye devam etmeliyiz. Ekonomiyi soğutalım derken, üşütüp hasta etmemeliyiz" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler