Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili, “Biz şu anda bütün hatlarımızla başkanlık sisteminin içindeyiz fakat başkanlık sistemini tamamlayacak olan özellikle çek-balans dediğimiz o sistemi sağlayacak olan bazı düzenlemeler eksik” dedi.Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, katıldığı bir televizyon programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkanlık sistemi tartışmalarına değinen Bakan Canikli, 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlerin en önemli gündem maddesinin başkanlık sistemi olacağını söyledi. Bu noktada başkanlık sistemi konusunda kamuoyunu bilgilendirme, aydınlatma ve olumlu yönlerini öne çıkaracak şekilde milletin yapısına, geleneğine, geçmişine, fiiliyatına en uygun sistemin bu olduğu hususunun yoğun bir şekilde seçim çalışmaları sırasında işleyeceklerini ifade eden Canikli, seçimin önemli gündem maddelerinden bir tanesinin ‘başkanlık sistemi’ olduğunu kaydetti. Canikli, bu olayın sadece esasında başkanlık sistemine geçilip yeni bir sistem çıksın tartışması olmadığını dile getirdi.“Kaçırılan çok önemli bir nokta var, biz zaten şuan itibariyle sistemimiz yarı başkanlık sistemidir” diyen Canikli, “Yarı başkanlık sisteminin çok önemli unsurlarını sistemimiz şu anda taşıyor. Bakın iki temel unsur var. Yarı başkanlık sisteminde bir tanesi parlamenter demokratik sistemlerde Cumhurbaşkanı’na verilmeyen yönetsel yetkilerin verilmesi. Bu 1982 Anayasası’yla Cumhurbaşkanı’na Türkiye’de bol miktarda verilmiştir. Her noktada cumhurbaşkanları yetkilidir. Düşünün müstakil daire başkanları ve daha üstteki başkanların atanması, onaylanması dahil ona kadar olmak üzere inanılmaz bir yetkiyle donatılmıştır. Bakanlar Kurulu kararlarının, yönetmeliklerin, tebliğlerin yürürlüğe girilmesi için YÖK’e atama yapması, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, diğer, Yargıtay vs. tutun birçok alanda inanılmaz ve yönetsel yetkiler. Bakın temsili Cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sisteminin olduğu yani parlamenter sistemlerde kesinlikle cumhurbaşkanlarına bu tür yetkiler verilmez, bu yetkilerle donatılmaz. Birinci şartı taşıyor, çok önemli ikincisi de başkanların ya da yarı başkanların doğrudan halk tarafından seçilmesi demokrasilerde gücün kaynağı olan doğrudan halk tarafından seçilmesi daha önce yoktu ama 2010 yılında yapılan referandumdan sonra bu da geldi. Dolayısıyla iki ana unsur, iki taşıyıcı kolon, yani başkanlık sistemi için şu anda bizim anayasamıza monte edilmiş vaziyette. Ama eksik olan şu var, biz şu anda bütün hatlarımızla başkanlık sisteminin içindeyiz fakat başkanlık sistemini tamamlayacak olan özellikle çek-balans dediğimiz o sistemi sağlayacak olan bazı düzenlemeler eksik. Bir bütün olarak dizayn edilmediği için esasında onların katılması gerekir” dedi.“GERİYE DÖNÜŞÜ YOK BU İŞİN”Canikli, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yetkisinin halktan alınamayacağının altını çizdi. Hiçbir siyasi iktidarın gelecekte de böyle bir düzenlemeye imza atamayacağını vurgulayan Canikli, “Bunu yapmayacağınıza göre yani Cumhurbaşkanını halk seçtiğine göre başkanlık sistemlerindeki sisteme bezer seçtiğinize göre o zaman geriye dönüş yok bu işin. Biz yarı başkanlık sistemine girmiş vaziyetteyiz zaten, gelin diğer noktalarda eksik kalan tamamlayıcı noktaları tamamlayalım” diye konuştu.Muhalefet partilerinin ‘başkanlık sistemi diktatörlük getirir’ açıklamalarına ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefetin bu sözleri üzerine “Yeni milli şefler ya da milli şef özentileri çıkmasın diye bu bir fırsattır” değerlendirmelerinin sorulması üzerine ise Canikli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği hususun son derece önemli olduğunun altını çizdi. Şuandaki sistemin yanlış eller tarafından tehlikeli sonuçlara götürülebileceğini vurgulayan Canikli, “Çünkü bakın parlamenter sistemlerde biliyorsunuz yasama organı ile yürütme iç içedir. Neden yürütmeyi, yani hükümeti kim kurar, çoğunluğu olan iktidar partisi kurar. Peki, Meclis’i kim yönetir, yine çoğunluğu olan iktidar grubu yönetir. Dolayısıyla aralarında çok yakın ilişki ve işbirliği söz konusu. Esas bu iki gücün birleşmesi halinde, birde güçlü bir Cumhurbaşkanı ile birleştiği takdirde esas sıkıntı o zaman oluşabilir. Yani dolayısıyla esas bu sorunların biraz önce söylemeye çalıştığımız o bu iki hususu dengeleyici yasama ile yürütme arasındaki o bağımsız birbirinden ayrı tamamen farklı güç dengesini sağlayacak mekanizmaların kurulması gerekir. Kurulmadığı takdirde yanlış isimler söz konusu olduğunda ya da o tür eylemleri olan insanlar gündeme geldiğinde çok baskıcı ve aşırı yetki kullanan Cumhurbaşkanı ve hükümetle söz konusu olabilir. Bu riske dikkat çekiyor Sayın Cumhurbaşkanımız. Şu anda bir sorun yok hükümetle Başbakan iyi anlaşıyor ve öyle bir eğilimde olmadığı için problem teşkil etmiyor ama farklı milli şef özlemi içerisinde olan anlayışlar iktidara gelirse o zaman büyük tehlike olur” ifadelerini kullandı.“BİRAN ÖNCE BAŞKANLIK YA DA YARI BAŞKANLIK SİSTEMİNE DOĞRU YÖNELMEMİZ GEREKİYOR”“Eğer Cumhurbaşkanı ve Başbakan farklı siyasi partilerden ya da farklı dünya görüşlerinden oluştuğu takdirde o da çok ciddi bir çatışma ortamını oluşturabilir” diyen Bakan Canikli, açıklamasına şöyle devam etti:“Nedeni şu bakın Başbakan’da halk tarafından doğrudan seçiliyor, Cumhurbaşkanı da yetkiyi doğrudan halk tarafından alıyor. Yani bu anlamda bakıldığında ikisi arasında yetkinin kaynağı konusunda herhangi bir farklılık söz konusu değil yani her ikisi de şunu söyleyebilir bende yetkiyi halktan alıyorum dolayısıyla yetkiyi ben kullanacağım diğeri de söyleyebilir. Son onay makamı cumhurbaşkanıdır, bellidir ama bu çatışmayı doğurabilir, şu an itibariyle bir sıkıntı yok. Neden? Sonuç itibariyle aynı yapının parçası. Hem başbakan, hem cumhurbaşkanımız aynı yapının bir parçası olduğu için dolayısıyla biran önce bu tehlikeli perspektif içeren bu yapıdan vazgeçmemiz gerekiyor ve olması gereken başkanlık ya da yarı başkanlık mekanizmasına yönelmemiz gerekiyor” diye konuştu.“TAKDİR TAMAMEN FİDAN’IN KENDİSİNE AİTTİR”Bakan Canikli, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın milletvekili adaylığı ile ilgili iddialar üzerine şu açıklamayı yaptı:“MİT Müsteşarı Hakan Fidan, diğer bütün kamu görevlileri gibi eğer isterse usulüne uygun bir şekilde elbette aday olabilir, takdir tamamen kendisine aittir. Bu konuda bizim herhangi bir şekilde yönlendirici lehte veya aleyhte bir değerlendirme yapmamız doğru değil. Sonuç itibariyle takdir tamamen kendisine aittir. O kararı da kendisi elbette verecektir ama Sayın Hakan Fidan gerçekten kendi alanında son derece başarılı hizmetlere, Türkiye açısında Türkiye’nin geleceği açısından başarılı hizmetlere imza atmış ve çok riskli ve zor dönemlerde bu görevi ifa etmiş olan bir arkadaşımız. Bunun da altının çizilmesi gerekiyor. Ama tamamen takdir, karar kendisinindir. Bu yönde tercihini kullanırsa gereken prosedür uygulanacaktır. Diğer hepsine olduğu gibi sonuçta bir karar ortaya çıkacaktır.”“BU SEÇİMLERDE AK PARTİ’YE ÇOK BÜYÜK BİR TEVECCÜH OLDUĞU KESİN”Canikli, bürokrasiden birçok ismin istifa ederek milletvekili adaylığı için başvuru yapacağı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine ise, “Bütün seçimlerde bürokrasiden birçok arkadaş siyasete geçmek isteyebilir. Bu son derece doğaldır, kendi tecrübe ve birikimlerini siyasi alanda da yansıtmak isteyebilirler Ben de bürokrasiden geliyorum köken itibariyle, bu da son derece doğaldır. Siyasette her kesimden insanın bulunması gerekir, herkese ihtiyaç var orada çünkü. Bürokrasiden gelen devlet yönetimini bilen o ayrıntılara hâkim olan insanların da gelmesi gerekiyor ama tabi bunun sonuç itibariyle bir dengede olması gerekiyor. Yani hepsinin toplumun her kesiminin yansıtılması gerekir TBMM’ye, yasama organına. Zaten aday belirlemelerinde bu kriterler her zaman göz önünde bulunduruluyor. Yani öyle dengeyi bozacak şekilde yoğun bürokrasiden gelmesi ya da çok yoğun iş aleminden gelmesi örnek olarak söylüyorum yada belli bir grubun ağırlıklı olarak Meclis’te hakim olması gibi bir oluşuma duruma kesinlikle müsaade edilmez. O hassasiyet gösterilir ama bütün seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de AK Parti’ye çok büyük bir teveccüh olduğu kesin. Bürokrasi kaynaklı bir teveccühün de olacağı kesin ama şu an itibariyle bir sayı yok çünkü süre bitmedi. Önümüzdeki hafta 10’una kadar istifa etme hakları var dolayısıyla kesin sayı o zaman çıkabilir” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz