Bakan Çavuşoğlu, Ab Müzakerelerinin Referanduma Gidip Gitmeyeceğine İlişkin Konuştu

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB müzakerelerinin referanduma gidip gitmeyeceğine ilişkin, "Tıkanma olursa ileride vatandaşımıza sorarız adım atmak için. Çünkü biz tüm kararları halkımızla alıyoruz. Bu, Türkiye’nin hayati konularda karar alırken halkıyla istişaresi ya da halkına başvurması olarak algılanmalıdır" dedi.Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Malta Dışişleri Bakanı George Vella ile ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, toplantıda gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin AB müzakerelerinin referanduma gidip gitmeyeceğine ilişkin sorusuna Çavuşoğlu, "Biz başından beri nasıl Avrupa Birliği üyesi ülkeler Türkiye’nin AB üyeliğini referanduma götüreceğiz’ dediyse biz de bu süreç tamamlandıktan sonra müzakereler bittikten sonra sözünüzü söyleyin, o zaman ister referanduma götürün, isterseniz ulusal parlamentolarınıza götürün. Biz de Türkiye olarak halkımıza soracağız’ demiştik. Yani, Türkiye müzakereler tamamlandıktan sonra tabii ki halka soracak, halkımıza soracağız. Biz, gücümüzü milletimizden, halkımızdan alıyoruz. Bu tıkanma olduğu zamanlar için de geçerlidir. Yani şuanda müzakere süreci eğer tıkanırsa, Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemek istediği, ’Bundan sonra da nasıl devam edeceğimizi halkımıza gayet sorabiliriz’. Çünkü halkımızda AB’den gelen artan ırkçılık sebebiyle, oradan gelen açıklamalardan dolayı büyük bir rahatsızlık var. AB’nin sözünde durmamasından dolayı da bir güven bunalımı var. Biz de çok ciddi baskı altındayız. Vatandaşlarımız bizi de eleştiriyor. Bu kadar çifte standart, bu kadar Türkiye karşıtlığının olduğu bir yerde bizim daha fazla adım atmamızı ya da gözden geçirmemizi istiyor" ifadelerini kullandı.Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Dolayısıyla tıkanma olursa ileride vatandaşımıza sorarız adım atmak için. Çünkü, biz tüm kararları halkımızla alıyoruz. Bunları söyledikten sonra sanki bir tehdit, sanki bir AB’ye yönelik şantaj olarak algılanıyor. Onlar istediği açıklamayı yapıyor. Biz açıklama yaptığımız zaman bak Türkiye bunu söyledi, Erdoğan bunu söyledi. Hiç kendi söylediklerine bakmıyorlar. Dolayısıyla bu bir şantaj, tehdit değil. Bu, Türkiye’nin hayati konularda karar alırken halkıyla istişaresi ya da halkına başvurması olarak algılanmalıdır."