ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, enflasyondan arındırıldığı zaman öğretmen maaşlarına AK Parti iktidarında yapılan reel artışın yüzde 72.45 olduğunu belirterek, "Netice itibariyle biz reel olarak öğretmenleri enflasyona ezdirseydik muhalefetin de, öğretmenlerin de, kamuoyunun da bu manada bize bühtan etmeye, bize sitem etmeye hakları vardı. Ama başlanan nokta ile gelinen nokta arasında ciddi mesafeler katedilmiştir" dedi.
TBMM Genel Kurulu, CHP ve MHP'nin, öğretmenlerin sorunlarının ve okullardaki yetersizliklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdikleri araştırma önergelerinin görüşmelerine başladı. İki önergenin birleştirilerek görüşüldüğü Genel Kurul'da hükümet adına konuşan Milli Eğitim Bakanı Çelik, AK Parti iktidarı öncesinde öğretmenlerin gittikleri her yerde sıcak bir yuva olarak karşılaştıkları öğretmenevlerinin özelleştirme kapsamına alındığını hatırlatarak, göreve geldiklerinde öğretmenevlerini özelleştirme kapsamından çıkardıklarını söyledi. 130 yeni öğretmenevini, öğretmenevi zincirine ilavet ettiklerini belirten Çelik, Türkiye'nin birçok yerinde de öğretmenevleri açmaya, inşa etmeye veya hazır binaları kamulaştırıp öğretmenevi olarak öğretmenlerin hizmetine sunmaya devam ettiklerini söyledi.
Öğretmen maaşlarına ilişkin eleştirilere de cevap veren Çelik, 2002 yılında 9'un birinden göreve başlayan bir öğretmen adayının aldığı maaşın 470 YTL olduğunu hatırlattı. Bugün ise bu ücretin bin 196 YTL olduğunu kaydeden Çelik, bu artışın ek ders ücreti dahil edildiği zaman yüzde 145 olduğunu açıkladı. Öğretmen ek ders ücretlerinin şu anda 5.9 YTL olduğunu söyleyen Çelik, 2002'de bir öğretmen 165 YTL ek ders ücreti alırken, bugün ise 60 saat üzerinden ek ders ücreti alması halinde bu rakamın 360 YTL'ye yükseldiğini ifade etti.
Çelik, artış oranının yüzde 118 olduğunu bildirdi. TÜFE'deki artışın ise 2002 ile 2008 arasında yüzde 72.55 olduğunu belirten Çelik şunları kaydetti:
"Enflasyondan arındırdığınız zaman öğretmen maaşlarına yapılan reel artış, refah payı artışı yüzde 72.45'tir. Bu paranın öğretmenler için yeterli olmadığını ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz, herkes biliyor. Keşke imkanlarımız çok daha iyi olsaydı, milli gelirimiz çok daha yüksek olsaydı öğretmenlerimize bugün verdiğimiz ücretin 3 katı ücret verseydik. AB ülkeleriyle, kalkınmış dünya ülkeleriyle mukayese ettiğiniz zaman Türkiye'de kamu çalışanlarının maaşları tatmin edecek düzeyde değildir. Bu, karayollarındaki mühendis için de böyledir, DSİ'de çalışan mühendis için de böyledir, pratisyen hekim için de böyledir, ziraat teknisyeni için de böyledir, öğretmenlerimiz için de böyledir. Bir hükümetin başarısı veya başarısızlığı bir şeyi nereden alıp nereye götürdüğü ile ölçülür. Netice itibariyle biz reel olarak öğretmenleri enflasyona ezdirseydik muhalefetin de, öğretmenlerin de, kamuoyunun da bu manada bize bühtan etmeye, bize sitem etmeye hakları vardı. Ama başlanan nokta ile gelinen nokta arasında ciddi mesafeler katedilmiştir. Burada arzu ettiğimiz ücretlere ulaştığımızı hiçbir zaman iddia etmedik, bugün de böyle bir iddiam yok."
"ÖĞRETMEN ATAMALARINDA EN UFAK BİR TORPİL SÖZKONUSU DEĞİL"
Öğretmen atamalarının tümünün elektronik ortamda ve puan üstünlüğü esasına göre yapıldığını ifade eden Çelik, bugün kimse 'arkadaşımın puanı 74'tü onu atadılar, benim 75'ti atamadılar' diye bir şikayet duyamayacağını ifade etti. Çelik, "Kesinlikle aynı kategorideki ve branştaki öğretmenler arasında en ufak bir torpil ve haksızlık sözkonusu değildir. Bu son derece adil bir sisteme bağlanmıştır. Mesai kavramı haftada 7 gün ve 24 saate çıkmıştır. Okulda, kendi evinde veya bilgisayar bulunan bir yerde öğretmen arkadaşımız tayiniyle ilgili olarak sisteme girer ve gerekli atamayı yapar. Artık Milli Eğitim Bakanlığı'nın koridorları Çarşamba pazarı görüntüsü sergilemiyor. Öğretmenlerimizin mesleğin şanına şerefine yakışır bir atama sistemi getirilmiştir" dedi.
Eğitimin 70 milyonun hepsini ilgilendiren bir alan olduğuna işaret eden Çelik, 15 milyon ilk ve ortaöğretim öğrencisi bulunduğunu, yükseköğretim ve yaygın öğretimle birlikte öğrenci mevcudunun 20 milyon olduğunu kaydetti. Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'nın personel sayısının ise 1 milyona yakın olduğunu belirtti. Bir milletvekilenin kendisine, 'en fazla personeliyle davalı olan bakan Milli Eğitim Bakanı' şeklinde eleştiride bulunduğunu hatırlatan Çelik, "Kamuda çalışan personelin neredeyse yüzde 45'i Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışıyor. Böyle bir büyük kitlenin şüphesiz problemleri de vardır. Herşey süt limandır, gül gülistandır diye bir iddiamız yok. Ama başladığımız nokta ile şu anda geldiğimiz nokta arasında eğitimin, öğretmenin lehine devrim niteliğinde adımlar atılmıştır" dedi.