İSTANBUL (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, hedeflerinin eğitimde kız ve erkek çocukların eşitliğini sağlayarak, eğitimlerini yüzde 100 seviyesine çıkarmak olduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komitesi toplantısına katıldı. Nişantaşı'ndaki Sofa Otel'de yapılan toplantıda konuşan Bakan Kavaf, kadına yönelik şiddetin günümüz dünyasının, bir an önce çözülmesi gereken en önemli sorunlarından biri olduğunu söyledi. Kadına yönelik şiddetin gelir düzeyi, coğrafi sınır, kültür, eğitim, yaş ve sosyal sınıf tanımaksızın tüm dünyada kadınların onarılmaz yaralar almasına sebebiyet verdiğini anlatan Kavaf, "Bu boyutuyla önemli bir halk sağlığı sorunu, toplumsal bir sorun oluşturan kadına yönelik şiddet, toplumsal ve insani gelişmenin önündeki önemli engellerinden biri olmaya devam etmektedir. Hangi şekil ve ad altında olursa olsun kadınların hayatına korku ve güvensizlik salan şiddet, kadınların, haklarını kullanmalarına da mani olmaktadır. Kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak, ancak toplumun tüm kesimlerinin ortaklaşa yer aldığı kolektif bir mücadele ile mümkündür. Kadına yönelik şiddetle mücadele için bir yandan yasal düzenlemelere ve mağdurlara dönük destek ve koruma hizmetleri gibi acil tedbirlerin alınmasına ihtiyaç duyulmaktayken; bir yandan da toplumun bilinçlendirilmesi ve kadınların güçlendirilmesi amacıyla, uzun soluklu dönüşüm sağlayıcı politikaların oluşturulması gerekmektedir" diye konuştu.
Bakan Kavaf, Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadeleye zemin oluşturacak gerekli yasal düzenlemelerin yapıldığını ifade ederek, "2000'li yıllarda Anayasal düzenlemeler başta olmak üzere Medeni Kanun ve Ceza Kanunu gibi temel kanunlarda yapılan eşitlikçi reformlarla, Türkiye'de tüm mevzuat, kadın erkek eşitliği ilkesini gözeten ve kadına yönelik şiddete sıfır tolerans tanıyan bir yapıya kavuşturulmuştur" dedi.
Yasada, töre cinayeti işleyenlere Türk hukuk sistemindeki en ağır ceza olan "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" verilmesinin öngörüldüğünü söyleyen Kavaf, devletin töre cinayetlerinin önüne geçme kararlılığını ortaya koyan bu düzenleme ile birlikte, sadece faillere değil azmettiricilere de cezai yaptırımlar getirildiğini vurguladı. Kavaf, Türkiye'de aile içi şiddet kavramının ilk kez Ceza Kanunu dışında özel tedbirler içerecek şekilde hukuksal bir metinde tanımlanmasının sağlandığını ifade ederek,
"Şiddet mağduru veya risk altındaki kadını korumak üzere yapılan bu düzenlemeden, ekonomik zorluk içerisinde bulunan kadınlar da dâhil olmak üzere, toplumun her kesiminin tam ve eşit biçimde yararlanmasını sağlamak amacıyla, başvuru ve kararın infazı için yapılacak icrai işlemlerden harç alınmamaktadır" diye konuştu.
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla yapılan yasal düzenlemelerin yanı sıra, şiddete maruz kalan kadınların rehabilite edilmelerinin de gerektiğini anlattı. Kavaf, bu anlamda sayıları yeterli olmasa da Türkiye'de mağdurların korunmasına yönelik mekanizmaların oluşturulduğunu belirtti. Kavaf konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Şiddete maruz kalan ve kalacak yeri olmayan kadın ve çocuklara barınma hizmeti sunan konuk evlerinin sayısı ülke genelinde 52'ye ulaşmıştır. Şiddete uğrayan ya da uğrama riski taşıyan ve desteğe gereksinimi olan kadınlara danışmanlık hizmeti sunmak, ihtiyaç duydukları hizmet türüne en kısa zamanda ulaşmalarını sağlamak amacıyla bir acil telefon hattı hizmet vermektedir. Kadınlarımızın hukuki danışmanlığa ihtiyaç duymaları halinde Barolardaki ilgili birimlerce ücretsiz danışmanlık hizmeti sunulmaktadır. Ayrıca Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı olarak ülke genelinde hizmet veren 42 Aile Danışma Merkezi ve 78 Toplum Merkezi ile Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresine bağlı olarak hizmet veren 30 Çok Amaçlı Toplum Merkezinden kadınlarımızın azami şekilde yararlanabilmeleri için gerekli tüm adımlar hükümetimiz tarafından atılmaktadır. Mevzuat alanında yapılan bu değişiklikler ve oluşturulan kurumsal mekanizmalar uluslararası kriterlerin büyük ölçüde yerine getirilmesini sağlamıştır. Ancak bahsedilen düzenlemelerin uygulamaya tam anlamıyla yansıdığını, kadına yönelik şiddeti tamamen ortadan kaldıracağını söylemek mümkün değildir. Söz konusu sorunla baş edebilmek için yegâne yol toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanmasıdır. Bu noktadan hareketle, kadına yönelik şiddetle mücadele ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının, ilgili tüm taraflarca özümsenmesini ve sahip çıkılmasını sağlamak temel amacımızdır."
Bakan Kavaf, Türkiye'nin şiddetle mücadele alanında atılması gereken adımlar konusunda gereken siyasi kararlılığa sahip olduğunu ve bunu devlet politikalarına ciddiyetle yansıttığını söyledi. Şiddetle mücadele alanında ülkeler arasında işbirliği mekanizmaları oluşturulması gerektiğini anlatan Kavaf, "Uluslararası platformlarda konunun sürekli olarak tartışılması, şiddet mağdurlarına sunulacak hizmetler konusunda asgari standartların belirlenmesi, bu sorunla mücadelede büyük önem arz etmektedir. Uluslararası kuruluşlar, kamu görevlileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve en önemlisi biz siyasiler dâhil ilgili herkesin, kadına yönelik şiddetle mgfdrılmış müebbet hapis cezası" verilmesinin öngücadele konusunda yılmadan çaba göstermesi, siyasi kararlılıktan asla ödün vermemesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ise kız çocuklarının yüzde 97'ye ulaşan okuma oranlarının yeterli olmadığını belirterek, "Hedefimiz 2012 yılında bu oranı yüzde 100'e çıkarmak. Bu çerçevede başlatılan çalışmalar benim dönemimde de devam edecek. Yetişkin kadınlarında yaklaşık beşte biri okuma yazma bilmiyor. Bu kapsamda geçtiğimiz yıllarda başlatılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın da desteklediği "Ana Kız Okuldayız" kampanyası çok önemli. Bu kampanya kız çocukları ile annelerinin bu anlamdaki gelişmelerini birlikte yürütme imkanı sağladı. Diğer önemli konulardan biri olan okul öncesi eğitimin de gelişmesinde büyük çaba sarf edeceğim. Hedefim eğitimde kız ve erkek çocukların eşitliğini sağlayarak, eğitimlerini yüzden 100'e çıkarmak olacaktır" dedi.