Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okullarda dağıtılan sütten zehirlenme iddialarına ilişkin çıkan haberlere sitem etti. Bakan Dinçer, "Bunların hiçbirisi belki de konuşulmaması gereken hadiselerken, çoğu kere bunlar çok abartılarak genel sunuyor. Halbuki biz çok büyük bir camiayız" dedi.
Aydın Üniversitesi Florya Kampüsü'nde gerçekleştirilen "Eğitiminde İyi Örnekler Paylaşımı 2012" konulu konferansa Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli ve çok sayıda davetli katıldı. Toplantıda konuşma yapan Bakan Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın konulara yaklaşık tarzını değiştirdiğini belirterek, "Yönetimler herhangi bir organizasyonun herhangi bir yapının yönetimi iki tür özellik gösteriyor. Onlardan bir tanesi kapalı sistem özelliğidir. Kapalı sistemlerde o sistem kendisi bir amaç belirler o amacı gerçekleştirmek üzere hizmetler yapar. Bir takım ürünler ortaya koyar. İkincisi ise açık sistemlerdir. Açık sistemler dış dünya ile irtibatlarını daha karşılıklı etkileşim halinde kurarlar ve dışarıda olup biten beklentileri cevaplandıracak şekilde kendilerini yeniden ayarlarlar. Aslında modern yönetim sistemlerinin arkasında ana fikir olarak açık sisteme dönüşme fikri vardır. İşte bizim kamu idaresinde daha çok yönetici diye kavramlaştırdığımız yeni yönetim anlayışı aslında açık sisteme dönüşme çabasıdır. O açıdan aslında daha çok öğretmenlerimizi süreci dahil edilmeye çalışıldığı öğrencilerimizin sürece dahil edilmeye çalışıldığı yapılar kurmak zorundayız. Milli Eğitim Bakanlığı konulara yaklaşık tarzını değiştiriyor ve yeni bir felsefe ile meseleyi ele almaya başlıyor" dedi.
Bakan Dinçer, artık öğretmen ve öğrencilerle etkileşerek bir şeyler üreteceklerini kaydederek şunları söyledi:
"Yeni yapılanmada sistemimizi daha demokratik ve esnek hale getirdiğimizde aslında müfredatın içinde hem milli eğitim bakanlığı olacak ama daha önemlisi öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz olacak. biz artık karşılıklı etkileşerek bir şeyi üretmeye başlayacağız. Biz giderek merkezden devletin tasarlığı bir eğitim programını değil aslında çocuklarımızın kabiliyetlerine uygun toplumun beklentilerine cevap veren bir uygulamayı kullanmaya başlayacağız."
"MEDYADA OLUMLU OLANLARIN ÇOK FAZLA BİR DEĞERİ YOK"
Bakan Dinçer, konuşmasında okullarda dağıtılan sütten zehirlenme iddialarına ilişkin basında çıkan haberlere de sitem etti. Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili genelde olumsuz haberler yapıldığına dikkat çekerek, "Herhangi bir yerde bir öğretmen bir öğrencinin kulağını çekmiştir veya bir öğrencinin velisi öğretmene sataşmıştır veya okul idaresi öğretmenler arasında problem olmuştur veya Milli Eğitim Bakanlığı süt dağıtmıştır. Maalesef aslında geniş kitleye baktığınız zaman bunların hiç birisi beklide konuşulmaması gereken hadiselerken, çoğu kere bunlar çok abartılarak genel olarak da milli eğitim siteminin temel özelliği gibi sunulur. Halbuki biz çok büyük bir camiayız, 700 bin civarında öğretmenimiz var. Oradan ortaya çıkacak bir, iki hadise hatta bin hadise ortalamasına vurulduğunda ne kadar küçük kalır biliyor musunuz? Tabii ki bir hadisenin bile olmasını istemeyiz biz sıfır hata ile çalışmak isteriz ama insanın olduğu yerde kontrol edemeyeceğimiz faktörler de oluyor maalesef. Bizim 17-18 milyon öğrencimiz var bunların içerisinde ayağı kayıp düşen veya öğretmeniyle anlaşamayan bir öğrencimiz olabilir. Bunlara baktığımız zaman 18 milyonda 3-5 tane hadiseyi genelleştirerek tüm öğrencilerimize bunu bir kimlik gibi yapıştırdığınızda o çocukların nasıl olumsuz etkilendiğine dair hiç kaygımız yok" dedi.
Öğretmenlerle alakalı eğitim camiası içerisinde destansı hadiselerinde yaşandığını belirten Bakan Dinçer, "Öylesine destansı hadiseler yaşanıyor ki onları kimse görmüyor. Pek çok öğretmenimiz at, eşek sırtında bulunduğu bölgede bütün çocukların evini ziyaret etti. O bölgede bütün ekonomik olumsuzluklara kültürel muhalefete rağmen kız çocuklarımızı okula kaydetti. Aslında bunu hiç kimse konuşmadı. Van depreminde oraya birkaç tane öğretmenin astığı pankartı büyütüp medya önümüze koyarken, Van depremi süresince ve depremden sonraki bu zaman diliminde bütün sosyal yardım örgütlerinde tek ayakta kalan öğretmenlerdi ve o öğretmenler o toplumu ayakta tuttular ama kimse onların öğretmen olduğunu farkına bile varmadı. Maalesef ben bunları birçok kez dile getirdiğim halde bunları da çok fazla kamuoyunda görmedik" diye konuştu.
Medyanın sadece eleştirilecek meseleleri ortaya koyduğunu ifade eden Bakan Dinçer şunları söyledi:
"Maalesef kötü haberin ayağı var uçup geliyor ama iyi haberlerin ayağı yok olduğu yerde kalıyorlar. Bu açıdan bakıldığında bizim iyi haberlere kanat takmamız medyadan da bunda destek talep etmemiz lazım. Çünkü medyada olumlu olanların çok fazla bir değeri yok. Ne zaman olumsuz bir şey varsa onun haber niteliği var öyle görülüyor. Konulara yaklaşım tarzımızı değiştirmezsek nasıl olumlu sonuçlar alacağız?"
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz