Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, “Başbakana yapılan saldırılar çözüm sürecine yapılan saldırılardır” dedi.AK Parti İl binasında düzenlenen 8 Mart Kadınlar Günü programında konuşan Bakan Eker, Başbakana yapılan saldırıların çözüm sürecine yapıldığını ifade ederek, paralel yapının Türkiye’yi kan gölüne çevirmek istediğini söyledi. Bakan Eker, “Sayın Başbakanımız, bugün Türkiye’de çözüm sürecini geliştirdi, inisiyatifi aldı ve bu iradeyi ortaya koydu. Annelerimiz, bacılarımız, kardeşlerimiz artık ağlamasın, babaların yüreği artık dağlanmasın ve ocakların sönmemesi için bu süreci engellemek için bugün Sayın Başbakanımız saldırıların hedefindedir. Onun şahsında hükümetimiz ve partimize saldırıların odağındadır. Bugün çözüm sürecinin ne demek olduğunu, ne manaya geldiğini en iyi Şırnaklı bilir. Neden, çünkü akan gözyaşının, sönen ocakların, huzur eksikliğinin yarattığı problemlerden en çok etkilenen Şırnaklılardır. Eğer gençlerimiz burada işsizlerse, işsiz kalmışlarsa AK Parti hükümetinin bu bölgeye eksik yatırım yapmasından değildir. Huzur eksikliği sebebiyle, terör sebebiyle bu bölgeye yeteri kadar kalkınmadan nasibini alamama sebebiyledir” dedi.8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da Kürt meselesini çözmeye çalışırken saldırılara maruz kaldığını ifade eden Bakan Eker, şunları söyledi:“Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal kanlı bazı günlerin ertesinde Kürt meselesini çözme konusunda bazı sözler sarf etti. Çoğu da kamuoyuna yansımayan bazı adımlar attı. O tarihte rahmetli Özal bir takım saldırıların odağına kondu. Onu itibarsızlaştırma çabası içerisine girdiler. Onu itibarsızlaştırmak suretiyle aslında yapılmak istenen onun hayata geçirmek istediği barış ortamıydı. Ne oldu hatırlayın. Rahmetli Turgut Bey vefat ettikten hemen sonra Türkiye tarihinin en kanlı türbülansına girdi. En kanlı dönemecine girdi. Faili meçhul cinayetler, iş adamlarına dönük saldırılar, suikast girişimleri, ardından terör ve şiddet Türkiye’yi kan gölüne çevirdi. Onunla birlikte demokratikleşme ve sivilleşme çabaları azaldı. Demokratikleşme askıya alındı ve Türkiye bir örtülü postmodern askeri darbenin içerisine çekildi. Sonra 28 Şubat sürecine girildi. En çok acı çeken ve bütün kayıtların bedelini herkesten daha fazla ödeyen hanım kardeşlerim, tekrar tarih tekerrür etmek isteniyor. Yeni bir tezgahın arifesindeyiz. Şimdi Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kürt meselesi benim sorunumdur, ben bu sorunu çözeceğim dedi. Türkiye’de barış rüzgarları esti. Umut dalgaları her tarafı kapladı. Ve bundan rahatsız olanlar, geçmişte Sayın Özal’a yaptıklarının çok daha ağırını, çok daha acımasızını Sayın Başbakanımıza yapmaya başladılar. Kendisini de, çocuklarını da haksız iftira ve ithamla, isnatlarla karalamaya çalışıyorlar, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.”17 Aralık operasyonunun ve Gezi olaylarının asıl hedefinin çözüm sürecini engellemek olduğunu ifade eden Bakan Eker, “Çünkü Sayın Başbakanımızın inisiyatifi ve iradesi ile onun fedakarlığıyla, onun gayretiyle, onun çabasıyla çözüm süreci savaş lobisine rağmen bu inisiyatif başlatıldı. Yoksa maalesef şiddetten, terörden beslenenler, terör ve şiddeti bir politik rant aracına çevirenler maalesef yeteri kadar yardımcı olmadılar, hala da olmuyorlar. Başka partilere, başka partilerin demokratik taleplerine, demokratik çalışmalarına karşı olmak, onu susturmaya çalışmak, onu engellemeye çalışmak, aslında çözüm sürecini de engelleme teşebbüsünün bir başka tezahürüdür. Şimdi biz bugün Sayın Başbakanımızın yanında durmak, arkasında durmakla, onu desteklemekle, önümüzdeki 30 Mart seçimlerinde onun gösterdiği adaylara oy vermekle sadece belediye başkanlarını seçiyor olmayacağız. Türkiye’ye barışın, huzurun gelmesi, Kürt sorununun çözümü için de oy kullanmış olacağız” şeklinde konuştu.Demokratikleşmeyle ilgili yapılan çalışmalara değinen Bakan Eker, şunları kaydetti:“Ne yolsuzlukla mücadele ne de birilerinin böyle masum dini hizmet hareketleri var, mesele bu değil, mesele Sayın Başbakanımızın Kürt meselesi çözülmesin, tekrar kanlı günlere dönmesi. Bu bedele de Sayın Başbakanımızı engelleme çabasıdır. Ben sizin bir kardeşinizim, bu bölgenin evladıyım. Biz hükümet olarak geçmişte kimselerin yapamadığını yaptık. Eskiden insanlar annelerinden öğrendikleri dili açıktan konuşamıyordu, anneler evlatlarına istedikleri kültürden isim koyamıyordu. Geçen Pazar günü Meclis’ten geçirdiğimiz yasayla artık özel okullar Kürtçe’de başka dillerde okutulabilecek. Daha önce yasak olan w, q gibi bazı harfleri serbest yaptık. Nefret suçu diye bir suç ve buna dair suçlar getirildi. İnsanların inançlarına, inanç pratiklerine ne olursa olsun müdahale edenlere ağır hapis cezaları getiriliyordu. Artık Kürtçe veya başka bir dilde insanlar istedikleri şekilde seçim propagandası yapabilecekler. Bütün bunlarla AK Parti hükümeti ve onun Genel Başkanı ve Sayın Başbakanımız demokratik sivilleşme projeleri sayesinde bu duruma geldik. Bu da Sayın Başbakanımız sayesindedir. Sayın Başbakanımız şunu söylüyor; ‘Yaratılanı Yaratan’dan ötürü seviyoruz.’ Kürt, Türk, Arap ve Acem kim varsa bu topraklarda 76 milyonu var ve bunlar kardeştir. Bu kardeş hukuku teshir etmesi gerekiyor. Adaletin tahsis edilmesi gerekiyor. Bizim mücadelemiz, bizim kavgamız, hedefe konmamızın amacında bu var.”AK Parti Şırnak Kadın Kolları Başkanı Hatice Atan ise, Başbakan Erdoğan sayesinde kadınların salonları doldurduğunu, Meclis’te ve siyasette temsil edilebildiklerini söyledi. Konuşmaların ardından Şırnaklı piyano sanatçısı Akiset Atan, mini bir piyano resitali sundu. Etkinliğe Bakan Eker’in yanı sıra AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, eski Devlet Bakanı Salih Yıldırım, AK Parti Şırnak Belediye Başkan adayı Ahmet Hamdi Yıldırım ve çok sayıda partili katıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz