Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, GDO'lu ürün üretimi konusunda Türkiye'nin, muhafazakar olduğunu söyledi.
Bakan Eker, İzmir Ticaret Odası'nın Olağanüstü Meclis Toplantısı'na katıldı. Eker, toplantının başında İzmir Ticaret Odası'nın pamuk, incir, zeytin ve zeytinyağı, tütün, hayvancılık, kültür ve deniz balıkçılığı, süt ve süt ürünleri ve süs bitkileri gibi 11 meslek komitesi başkanlarının sorunlarını tek tek dinledi.
Bakan Eker, Türkiye'nin jeostratejik olduğu kadar 'agrostratejik' öneme de sahip olduğunu ifade etti. Tarımsal üretim açısından bu coğrafyanın çok önemli olduğunu kaydeden Bakan Eker, genetik zenginlik bakımından da zengin olan Türkiye'nin endemik bitki türlerinden istifade edeceğini söyledi.
Türkiye'de GDO üretimi olmadığını vurgulayan Bakan Eker, “Bizde GDO üretimi yok, hiçbir üründe yok. Bunu ben ısrarla söylüyorum, fakat bazen özellikle söyleniyor. Biz Türkiye'de GDO'lu ürün, bitki ürettirmiyoruz. Yasak. Hiçbir şekilde. Ne pamuk ne başka bir ürün. Bizim kanunumuza göre yasak ve o kanunu da biz çıkardık. O konuda da biz muhafazakarız, yani liberal düşünmüyoruz. Çünkü Türkiye'nin ihtiyacı böyle. Türkiye'nin coğrafyası, ekolojisi, agrostratejik değeri bunu gerektiriyor. Ne pamuk, ne başka bir ürünün GDO'lu üretimi yok. O soya, mısırla ilgili nihai ürünlerin, onunla müracaat ediyorlar. Biyogüvenlik Kurulu karar veriyor, özellikle yem hammadesi kullanımıyla ilgili, onlar değerlendiriyorlar. Risksiz görüyorlarsa ürünün ithalatına izin veriyorlar. Ama Türkiye'de ürün üretimi yasak.” ifadesini kullandı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, pamuk ve diğer yağlı tohumların Türkiye için çok önemli olduğunu, 2011 yılında 2.5 milyon ton kütlü pamuk üreten Türkiye'nin daha az alanda daha yüksek verimle üretim yaptığını belirtti. Pamuğa 2002 yılında 184 milyon lira prim desteği verildiğini hatırlatan Eker, 2010 yılında kendisinin pamuk desteği olarak ödediği paranın 792 milyon lira olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de 6 milyon insanın tarımla uğraştığını, toplam 7 milyar lira destek verdiğini kaydeden Eker, sözlerine şöyle devam etti: "Bunun 792 milyon lirasını pamuk desteği olarak ödüyorum. Pamuk üretim maliyetininde yüzde 40 primi desteği ödüyorum. Keşke çok param olsa daha çok versem. Ben pamuğun katma değerinin ne kadar yüksek olduğunu biliyorum. Biz pamukta üretim azaldı diyoruz, ama rakamları mukayese ettiğimizde azalma yok."
Türkiye'de zeytin ağacı varlığının 91 milyondan 161 milyona çıktığını, zeytin ve zeytinyağı üretiminde de artış kaydedildiğini aktaran Bakan Eker, bu konuya da çok önem verdiklerini söyledi.
Kültür balıkçılığı konusunda ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kafeslerin karaya yakın yerlere gelmesiyle ilgili çalışma yaptığını aktaran Eker, bakanlık olarak olumlu görüş verdiklerini ve desteklediklerini dile getirdi. Avrupa'nın balıkçılık konusunda sayılı ülkeler arasına girdiğini vurgulayan Eker, "Denizlerdeki varlığı iyi yönetmek zorundayız. Bu bir kaynak yönetimi bilinciyle yaklaşılması gereken meseledir. Avrupa birliği ile mukayese ediliyoruz ama okyanus kıyısında değiliz. Okyanuslara açılmanın yollarını aramamız lazım. Başka türlü balıkçılığı uzun vadede geliştiremeyiz." şeklinde konuştu.
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ise oda olarak tarım ve hayvancılık sektörüne büyük önem verdiklerini vurgulayarak, İzmir'in yüzölçümünün yüzde 28'inin tarım alanlarından oluştuğunu söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz