Bakan Ersoy, Kültür Yolu Festivallerini ve tarihi eser konusundaki mücadeleyi anlattı:

İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Diyarbakır Sur Kültür Festivali, her türlü etkinliğin olduğu bir organizasyon. İçinde tiyatro, modern sanatlar, Türk halk müziği, sergi alanları, yabancı sanat kurumlarının katılımı var." dedi.

Habertürk Ana Haber'de gündemdeki konuları değerlendiren Ersoy, Kültür Yolu Festivalleriyle halkı sanatla yoğun bir şekilde buluşturmak istediklerini, ayrıca sanata ve sanatçılara destek vermeye çalıştıklarını söyledi.

Festivallerin düzenlenen şehirlere de ekonomik olarak katkı sağladığına işaret eden Ersoy, bu durumun turizm sektörüne de olumlu etki ettiğini ifade etti.

- "Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğünün en yoğun bütçe kullandığı yıl 2022"

Ersoy, bakanlık olarak turizmden elde ettiklerinin çoğunu kültür ve sanat yatırımlarına kullandıklarını belirterek, "Şu dönemde mesela Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğünün en yoğun bütçe kullandığı yıl 2022. Yani geçmişe de bakıyorum, hiç bu kadar bütçe ayrılmamış." dedi.

Gelecek yıl Kültür Yolu Festivallerinin 10'a çıkacağını aktaran Ersoy, Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu Festivallerinin artık yılda bir kez düzenlenerek, 23 gün süreceğini kaydetti.

Adana ve İzmir'de düzenlenecek festivallerden de bahseden Bakan Ersoy, 8- 16 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Diyarbakır Sur Kültür Festivali rotasının 2 kilometrelik bir yol olduğunu söyleyerek, "Her türlü etkinliğin olduğu bir organizasyon. İçinde tiyatro, modern sanatlar, Türk halk müziği, sergi alanları, yabancı sanat kurumlarının katılımı var. Çocukları da kapsayan çalışmalarımız var. Çünkü biz her konuda herkesin katılabileceği bir ortam yaratmak istiyoruz." diye konuştu.

- "Muhtemelen Türkiye'nin en çok ziyaretçi alan kütüphanesi olacak"

Türk turizm sektörünün Kovid-19 salgınından en az etkilenen ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Mehmet Nuri Ersoy, 2022 yılını turizm geliri olarak çok iyi bir noktada kapatacaklarına dikkati çekti.

Ersoy, restorasyon süreci devam eden Rami Kışlası'na da değinerek, şu bilgileri verdi:

"Toplam 36 bin metrekare. Bunun yaklaşık 27, 28 bin metrekaresi tarihi yapı, geri kalanı da yeni yapılan, yapılıyor, oluyor. Tabii çok büyük bir kısmı zaman içinde yok olmuş. Biz burada hem restorasyon hem rekonstrüksiyon yapıyoruz. Bittiği zaman İstanbul'un en büyük kütüphanesi olacak. Muhtemelen Türkiye'nin en çok ziyaretçi alan kütüphanesi de olacak. Diğer kütüphanelerimizden farklı tasarlandı."

Kışlada her yaştan gruba özel kütüphaneler tasarlandığının altını çizen Ersoy, 51 metrekarelik de millet bahçesi kurulduğunu anlattı.

Tarihi eser kaçakçılığı konusunda ise Ersoy, son 20 yılda 9 bin 36 tarihin eserin Türkiye'ye getirildiğini belirterek, son dönemde yapılan protokollerle, sıkı takiplerle potansiyel eser alıcılarını yıldırdıklarını söyledi.

Mehmet Nuri Ersoy, bu yıl ise 800 binden fazla tarihin eserin güvenlik kuvvetlerince yakalandığını belirterek, sözlerini, "Biz bu savaşta çok mesafe kaydettik. Halkımız bu işin bilincine vardı. En ufak bir (definecilik) olduğu zaman güvenlik güçlerine bildiriyor. Daha mal yerinde çıkarken, müdahale olunabiliyor. Kaçak kazılara müdahil oluyoruz. 7 binden fazla da kaçak kazıya müdahale ettik." diye tamamladı.