Dışileri Bakanı Hakan Fidan, Haber Global canlı yayınında gündemi değerlendirdi. Burada önemli açıklamalarda bulunan Bakan Fidan, Gazze'deki duruma dikkat çekti ve "Gazze, maalesef on binlerce masum insanın katledildiği, soykırıma uğradığı bir açık hava mezarlığına dönüştürüldü" şeklinde konuştu.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ile öldürülmeden önceki görüşmesine ilişkin soruya yanıt veren Fidan, o görüşmeden sonra "Hizbullah'ın kapsamlı bir saldırıya girişmeyeceği ve mevcut pozisyonunu koruyacağı ve İsrail'in Beyrut'a bir müdahalesi olursa ona karşı direneceği" yönünde bir gözlem yaptığını ifade etti. Fidan, o süreçte "İsrail'in başta Hamas olmak üzere, kendisi için tehdit oluşturan Hizbullah'ı, Yemen'deki Husileri ve daha başka unsurları teker teker ortadan kaldırma yönünde bir askeri eylem planı içerisinde" olduğunu değerlendirdiklerini belirterek, Türkiye'nin savaşta yeni bir cephe açılmamasını istediğini dile getirdi. Bölge ülkelerinin Filistin konusunda gösterdikleri hassasiyeti Lübnan söz konusu olunca göstermediklerini vurgulayan Fidan, "Orada bir duruş var. Bu duruş tabii anlamlı bir duruş, derin bir duruş. Sebepler ne, buna bakmak gerekiyor." ifadelerini kullandı.
İsrail ile İran arasında savaş olup olmayacağı durumu da değerlendiren Fidan, "Bunu yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmek gerekiyor. Bölge devletleri tarafından, bizim tarafımızdan yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmemiz, yapılabilecek en isabetli adım olur diye değerlendiriyorum çünkü böyle bir ihtimalata hazır olmamız gerekiyor ülke olarak, bölge olarak. Bu yaygınlaşma, tabii ki istediğimiz bir yaygınlaşma değil. Bölgede savaşın yaygınlaşması daha farklı, istikrarsızlık alanlarının tetiklenmesi bizim arzuladığımız bir şey değil." ifadelerine yer verdi.
Türkiye'nin son 20 yıldır barışı sağlama ve çatışmalara son verme konusunda yoğun çaba harcadığını vurgulayan Fidan, "Dolayısıyla İran'la vuku bulacak herhangi bir çatışmanın, savaşa dönecek bir başlangıcın biz hiçbir şekilde destekleyicisi değiliz. Buna tamamıyla karşıyız ama diğer taraftan eğer İran, kendi meşru müdafaasını yaparsa tabii bu, onun kendi hakkıdır." diye konuştu. Türkiye'nin olası bir dünya savaşına ne kadar hazır olduğu sorusu üzerine Fidan, devletin birçok organının görevi itibarıyla bu soruya cevap vermek ve hazırlık yapmakla meşgul olduğunu söyledi.
Fidan, "Türkiye'nin şu anda tecrübe olarak hem bölgesini analiz etme hem dünyadaki yeni gelişmeleri analiz etme konusunda gerçekten çok üst düzeyde olduğunu söyleyebilirim." dedi.
Mevcut küresel siyasi, ekonomik, teknolojik ve sosyolojik tüm gelişmelerin daha fazla bölünmeyi ve kamplaşmayı işaret ettiğine dikkati çeken Fidan, "Türkiye, 20 yıldır bir ateş çemberinin ortasında. Çok şükür, bütün bunların içinden sağ salim geçmeyi başardı ve bölgesinde bir abidevi bir anıt gibi yükseliyor, duruyor." değerlendirmesini yaptı.
Fidan, Türkiye'nin dış politika ve güvenlik politikalarına değinerek, "Hiç kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok. İlişkimizi daha çok bölgesel kalkınma üzerinden, istikrar üzerinden, refah gelişimi üzerinden yürütmeye çalışıyoruz." dedi. Bakan Fidan, dünyanın gidişatına ilişkin soru üzerine bunun, sürekli kafa yordukları, çalıştıkları ve hazırlıkları bulunmaları gereken konulardan biri olduğunu söyledi.
Fidan, Türkiye'nin bu konuda çok ciddi olduğunu vurgulayarak, "Bir işin içinde Amerika var diye 'Ben buraya dokunmayım' demez Türkiye. Kendi çıkarını ve güvenliğini orada Amerika da olsa gider korur, Suriye'de yaptığımız gibi." dedi.
Türkiye'nin müttefik ilişkilerine ve sorunlara yaklaşımına dair Fidan, "Eğer yeteneğiniz, kabiliyetiniz yoksa savaşta yenilirsiniz, barış ve işbirliğinde de sömürülürsünüz, hangi ittifakın içinde olursanız olun." değerlendirmesinde bulundu. Fidan, ülkelerin kendi haklarını tanımlayıp sonuna kadar peşinden gitmelerinin gerektiğine işaret ederek, "Türkiye'nin artırdığı kapasitenin ilişkilerde bizi daha etkili, ortaklıklarımızda daha vazgeçilmez bir aktör haline getirdiğini görmemiz gerekiyor çünkü girdiği ilişkiye daha çok kar getiren, fayda getiren bir aktörsünüz." diye konuştu.
Fidan, Türkiye'ye yönelik örtülü veya açık kısıtlamalar, yaptırımlar, savunma sanayisi alanı başta olmak üzere hepsinin listelerini tuttuklarını söyledi. "Özellikle NATO içerisinde İsveç ve Finlandiya'nın dahil edilme sürecinde Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bir çerçeve vizyon vardı yani onun da altını doldurarak biz müttefiklerimize hep şunu söyledik, bunları da belgelere de geçirdik, daha sonra deklarasyonları yapıldı: Türkiye, NATO'nun güçlenmesinden yana çünkü biz buranın bir üyesiyiz, ortağıyız ama Türkiye'yi zayıflatarak burayı güçlendiremezsiniz yani burada samimi olmamız lazım." ifadelerini kullanan Fidan, gerek terörle mücadele gerek savunma sanayisi ile ilgili konularda ciddi yol alınması gerektiğini vurguladı.
Fidan, bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye yönelik kısıtlamalarına değinerek, bu konuda tek tek çalıştıklarını ve Avrupa'daki hemen hemen tüm yaptırım ve kısıtlamalardan kurtulduklarını söyledi.
Türkiye'nin Eurofighter savaş uçaklarıyla ilgili talebine değinen Fidan, Almanya'nın da artık bu noktada olumlu adım atacağının işaretlerini verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Burada biliyorsunuz 4 tane ülke var bu konsorsiyum içerisinde: İspanya, İtalya, İngiltere ve Almanya. 3 ülke bu konuda pozitif. İngiltere, bu konuda aktif rol oynadı. Özellikle Cumhurbaşkanımızın son birkaç yıldır yaptığı sistemli temaslarda İngilizlere bu konuyu ciddi bir şekilde gündeme getirdi. İtalyanlarla gündeme getirdi, İspanyollarla getirdi. Biz de kendi meslektaşlarımızla takip ettik. Birkaç hafta önceydi, İngiliz meslektaşım aradığında bu konuda artık bir olumlu adım olacağını o da ifade etmişti. Şimdi Almanlarda artık teknik görüşmelerin başlayabileceğine ilişkin bir yaklaşım var. Bu, önemli bir adım."
Türkiye'nin ihraç ettiği savunma sanayisi ürünleri konusunda Milli Savunma Bakanlığı ile yakın çalıştıklarını dile getiren Fidan, "Burada sorumlu davranıyoruz, milli güvenliğimize, milli menfaatinize uygun şekilde davranıyoruz." dedi.