Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ankara'da basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Göktaş, Bakanlık olarak, '2053 Vizyonuna İlişkin Hedefler' uyarınca, 30 yıllık perspektif çerçevesinde, '12'nci Kalkınma Planı 2024-2028 Hedefleri'ni mutlaka gerçekleştireceklerini söyleyerek, "Her ilçeye Sosyal Hizmet Merkezi hizmetini götüreceğiz. Aile Sosyal Destek Programı ile Türkiye’nin her yerine, milyonlarca haneye ulaşacağız. Hanelerin belirli bir gelir düzeyini garanti altına alan 'Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi'ni hayata geçireceğiz. 'Aile Bazlı Vatandaşlık Maaşı' uygulamasını başlatacağız. 'Aile Koruma Kalkanı Programı'yla ev hanımlarının emekliliğine destek sağlayacağız. Kadınların toplumsal hayattaki ve karar alma mekanizmalarındaki etkinliğini artıracağız. Örgün eğitim kademelerinin tamamında kız çocuklarının net okullaşma oranı ile kadınlarda okuryazarlık oranını yüzde 100 seviyesine ulaştıracağız. Erken yaşta ve zorla evliliklerin erken tespitine yönelik sistemler geliştireceğiz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede izleme ve değerlendirme çalışmalarını daha da güçlendireceğiz. 'Sıfır tolerans' politikamızı uygulamaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Bakan Göktaş, 'Engelli Bireylere Yönelik Aktif Yaşam Merkezi' sayısını 150’ye, 'Engelli Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi' sayısını 130’a, 'Huzurevi ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi' sayısını 180’e çıkaracaklarını belirtti. Göktaş, şehit dul ve yetimlerinin özel sektörde de istihdamını sağlayacaklarını, tek bir kartla tüm Türkiye’de ücretsiz seyahat etmelerini sağlayacaklarını belirtti.
Soruları da yanıtlayan Göktaş, dijital mecralardaki çocuk istismarı ve şiddet olaylarına karşı alınacak önlemlere ilişkin, Bakanlık bünyesinde dijital ortamları tarayan bir birim olduğunu belirtti. Göktaş, "Öncelikle davranışsal bağımlılığın önlenmesi kapsamında farkındalık oluşturma ve bilinçlendirme yapılmalı. Bu doğrultuda materyaller oluşturma, eğitimler düzenleme bağımlılık karşısında çocuk, birey ve aile ilişkileri güçlendirici faaliyetler yürütüyoruz halihazırda. Çocukların dijital risklerden korunması kapsamında özel kreş ve gündüz bakımevi çalışanları ile bu kuruluşlardan hizmet alan ailelere eğitim verilmesini sağlıyoruz. Dijital medyanın olumsuz etkilerinin en aza indirilmesine katkıda bulunmak amacıyla çocukların dijital risklerden korunması konusunda ebeveyn rehberi oluşturarak, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün web sitesinde yayımladık. Ama bunu nasıl daha fazla kitlelere ulaştırabiliriz, ilçelere, illere ve farklı yerlere nasıl daha fazla yaygınlaştırabiliriz onu da çalışacağız. 2023 Haziran ayı itibarıyla yaklaşık 20 bin veli, 14 binden fazla personele de dijital risklerden korunma eğitimi verilmiştir" dedi.
Göktaş, 'Aile ve Gençlik Bankası'nın ne zaman kurulacağı sorusuna, "Biz bu konunun Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak kendi payımıza düşen boyutunu enine boyuna çalışıyoruz. Farklı paydaşlarımızla da bunu kendi taraflarında çalışıyor. Çünkü sadece Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını ilgilendiren boyutu yok bunun. Ancak ileriki dönemlerde inşallah bu projeyi sonuçlandırarak hayata geçirmeyi ve gençlerimize verdiğimiz bu umut dolu projeyi hayata geçirmek istiyoruz. Takvimimiz yok. Bu konuyu zaten şu anda çalışıyoruz detaylıca. Dijital bankacılık olarak modelleme üretebiliriz; ama tabii ki şartlar, konseptler. Sadece kendi bakanlığımızla ilgili boyutu olmadığı için farklı bakanlıkları da ilgilendirdiği için de onların da çalışma alanlarıyla beraber bunu takvimlendirip, kamuoyu ile paylaşacağız. Ancak önceliklendirdiğimiz konuların tabii ki önünde geliyor" dedi.
Göktaş, kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili de "Hepimizin canını acıtan bir konu. Biz bununla mücadele için ‘sıfır tolerans’ ilkesiyle çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşım benimsiyoruz. Temel konularda eşitlik ilkesi ve pozitif ayrımcılığı anayasal güvence altına aldık. Şiddet mağdurlarının korunması ve şiddetin önlenmesi için 6284 Sayılı Kanun ve ikinci mevzuat ile güçlü bir yasal altyapı oluşturduk. Hukukumuzu güçlendirmeye ve uygulamadaki başarısını artırmaya yönelik çalışmalarımızı yapmaya devam ediyoruz. Kadın cinayetlerinde ve kadına yönelik şiddet eylemlerinde cezaların artırılmasına yönelik tedbirler almaya devam ediyoruz. Hem hukuki platformlarda, hem de uygulamada yoğun ve hassas bir şekilde çalışıyoruz. Farkındalık artırma çalışmaları kapsamında eğitimler ve seminerler düzenleyerek, kamu personeli, muhtarlar ve diğer kesimlere eğitimler veriyoruz. Ulusal ve il düzeyinde kadına yönelik şiddetle mücadele eylem planları hazırlıyor ve uyguluyoruz. Hangi ilde vaka çoğalması varsa ya da hangi ilde şiddetle ilgili özel bir durum oluşacaksa onu mercek altına alıp, özel bir çalışma uygulamayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Göktaş, 1 Temmuz 2021 tarihinde yürürlüğe giren Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nın daha etkin kullanılması ve izlenmesi amacıyla yıllık faaliyet planları hazırladıklarını söyledi. Yurt dışında 10 yıl boyunca Sosyal Hizmetler Komisyonu Başkanlığı yaptığını hatırlatan Göktaş, okul yıllarında anne ve babasının işlettiği markette müşterileri olan kadının hikayesini anlatarak, "Okul sonrası markette yardımcı oluyordum. Bir müşterimiz vardı; eşinin ona sürekli şiddet uyguladığını ifade ediyordu. Bu konuda ona destek olduk. Gerekli mecralara başvuru yapmasına destek olduk. Diyarbakır kökenli bir vatandaşımızdı. Bir sabah haber geldi. Üst sokağımızda bir cinayet olmuş. Bir kadın 22 yerinden bıçaklanmış. 'Umarım o değildir' dedik. Maalesef oydu. Eşi uzaklaştırma kararı almasına ve elektronik kelepçeli olmasına rağmen bunu yaptı. Cenazesini yıkayacak kimse bulamadık. Annem yıkadı. 3 çocuk yetim kaldı. Baba hapiste, anneyi toprağa verdik. Dolayısıyla bu konudaki hassasiyetimi her mecrada açıkça söylüyorum. Brüksel Parlamentosu’nda kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine yönelik çalıştığım gibi burada da aynı hassasiyeti göstereceğim. Bizim amacımız kadın cinayetlerinin, şiddetinin olmaması. Bizler isteriz ki bu rakamlar sıfırlansın. Çalışmalarımızı her geçen gün aynı hassasiyetle yapmaya devam edeceğiz. Hangi kadına dokunabilirsek dokunmaya devam edeceğiz. İhbarları alıyoruz, anında müdahale ediyoruz" dedi.
Göktaş, "6284 sayılı kanunun değiştirilmesi, kaldırılması söz konusu mu? Mağdurun beyanı esastır meselesinin aile birliğini bozduğu iddiaları var. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?" sorusuna, "Tabii ki söz konusu değil. Benim bu konuda düşünmem açık ve net. Meselede bir mağdur varsa onun yanındayız. Ailenin güçlendirilmesi bizim öncelikli alanlarımızdan bir tanesi. Ancak bu tartışmanın 6284 sayılı kanunundan ayrı bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyorum. Aileyi güçlendirmek şart evet. Bunun için farklı mecralarda çalışıyoruz ve bunları toplumla paylaşıyoruz. Ancak diğer yandan böyle bir tartışma söz konusu olamaz. 6284 bizim önemli bir kanunumuz. Diğer yandan karardan kaynaklı bazı mağduriyetler doğuyorsa bunları ele almak lazım" dedi.
Süresiz nafaka konusunu da önemsediğini belirten Göktaş, "Bazı insanlar 1990’lı yıllarda evlenmiş. Süresiz nafaka ödemek gibi uygulama kabul edilebilir olamaz. Dolayısıyla bunu da ele almak ve buna da dikkat etmek lazım. Eğer bir mağduriyet oluşuyorsa üstesinden gelmek lazım. Diğer bakanlıklarımızla da bu konunun üzerinde çalışmayı hedefliyoruz. Süresiz nafaka gibi bir durum adil bir durum değil. Bu durumun gerçekten önemli bir şekilde ele almaması lazım. Süresiz bir nafaka sizin için adil mi? O yüzden Adalet Bakanımız ile görüştüğümüzde bu nafaka konusunu, 6284 konusunu ve bizim bakanlığımızı ilgilendiren boyutlarını ele aldık. Bunun Adalet Akademisinde ders olarak verilmesini düşünüyorum. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Hakimler ve savcılar bu konuyu özel ders olarak Adalet Akademisinde ele alabilirler. Kanun değişmeyecek" dedi.
Göktaş, çocuklara yönelik içerik üreten ve sosyal medyada tepkiye yol açan Youtuber ile ilgili de "Biz de bunu izledik ve değerlendirdik. Çocukların üstün yararına ve gelişimine olumsuz etkisi olacağı değerlendirildi. Bugün bu konuyla ilgili içeriğin engellenmesi kararı çıktı mahkemeden. Bu tür içerikleri yakından izlediğimizi bilmenizi istiyorum. Mecrayı kapatamıyoruz; ancak içeriği önleyebiliyoruz. Biz bu konuda çok hızlı çalışıyoruz. Sosyal medyadaki şiddet olaylarını izlediğimizde de aynı şekilde aynı hızla takip ediyoruz. Bu tür içeriklere çok hızlı müdahale ediyoruz. Hukuk birimimiz, sosyal medya birimimiz, basın müşavirliğimiz çok hızlı hareket edip, gerekli mecralardan engellenmesini kıymetli buluyoruz" dedi. (DHA)