Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen Erzurum Çocuk Adalet Merkezi İşbirliği Protokolü törenine katıldı. İmza töreninde Bakan Gül'ün yanı sıra Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve bakanlık yetkilileri yer aldı. Bakan Gül, çocuklara adli süreçte sahip çıkılabilmesi yolunda yeni bir uygulamanın, Çocuk Adalet Merkezi yapılanmasının ilk adımını atmak üzere bir araya gelindiğini söyledi. Bakan Gül, çocuk hak ve özgürlüklerinin genel anlamda insan hakları kavramının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, "Anayasamızın 41’inci maddesinde 'Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır' denilmek suretiyle, çocukların korunması gerekliliğine açıkça işaret edilmiştir. Sosyal hukuk devleti olmak hiç şüphesiz, adli süreçte çocuk haklarının gözetilmesini ve çocuklara yönelik koruyucu, destekleyici tedbirlerin alınmasını gerekli kılmaktadır. Zira çocuklar, yaşları, fiziksel veya ruhsal durumları nedeniyle suçtan daha fazla etkilenmekte ve korunmaları için gereken tedbirlerin gecikmeksizin alınması gerekmektedir. İşte bu nedenle Yargı Reformu Strateji Belgemizde, çocuk adalet sisteminin onarıcı adalet yaklaşımıyla yeniden yapılandırılması ve mağdur odaklı bir yaklaşım benimsenmesini somut bir hedef olarak ortaya koyduk" dedi.
Bakan Gül, yakın zamanda kamuoyuna Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan hakları Eylem Planında da bu konuda bir takım yeni hedeflere yer verildiğini belirterek, "Başta çocuklar olmak üzere tüm kırılgan suç mağdurlarına hizmet sunan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri ile adli görüşme odalarının yaygınlaştırılması, aile ve çocuk mahkemelerinin müstakil bir kampüs içinde bulunacağı yeni bir adliye mimarisi modeli geliştirilmesi, çocuk mahkemelerindeki duruşma salonlarının çocuk dostu şekilde tasarlanması, tedbir odaklı duruşmalara hakim ve avukatların cübbe giymeksizin görev alması, bazı ağır suçlar hariç olmak üzere 15 yaşından küçük çocukların ilk defa işledikleri fiillerin, soruşturmaya konu edilmemesi ve bu yönde çocuklara özgü koruma mekanizmaları geliştirilmesi, çocuklar hakkındaki davalar ile istinaf ve temyiz incelemelerinin öncelikle ele alınarak tamamlanması İnsan Hakları Eylem Planı uyarınca atacağımız adımların başında gelmektedir" diye konuştu.
Bakan Gül, cezalandırıcı adalet anlayışından öte, çocuğun içinde bulunduğu ortamdan çıkarılıp korunması, suç işlemeyi bir yaşam biçimi haline getirmesinin önlenmesinin amaçlandığını kaydederek, "Çocuk adalet sistemi çok disiplinli yapısı ile, bu alanda çalışma yürüten tüm birimlerin koordineli şekilde çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle öyle bir yapılanmaya gitmeliyiz ki, bu koordinasyonu üst düzeye taşısın. Suça konu eyleme değil, çocuğa odaklanılsın. Çocuklar uzman pedagoglardan yardım alsın. Çocuğun ilgi alanları tespit edilerek bu yönde yükümlülükler içeren tedbirler belirlensin. Belirlenen bu tedbirler hakkıyla uygulansın. Çocuk yargılandığını değil, devletin kendisini suçtan uzak tutmak için seferber olduğu hissetsin. Özellikle suçla ilk defa temas eden çocuklar, hakim, savcı ve pedagogları aynı zamanda bir ağabey bir abla gibi görsün. Çocuk kendisinin yargılandığını değil, kendisine yardımcı olunduğu görsün, hissetsin. Magazin uğruna, reyting uğruna aileyi ve kadını malzeme edenleri en ağır şekilde, şiddetle kınıyorum" ifadesini kullandı.
Bakan Gül, savcılar, kolluk kuvvetleri, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri'ne tavsiyede bulunarak, "Bir kadın bir yakınma ile geldiğinde, bu olayı sıradan görmeyin. Öncesini, evveliyatını titizlikle araştırın. O yakınmanın feryada dönüşmemesi için hiçbir mazeretiniz yoktur. O kapıya gelen kadın bir sonraki güne emin ve emniyet içinde başlamalıdır. Bunun 'aması', 'fakatı' yoktur. Bir tek kadının dahi şiddetle yüz yüze gelmediği vakte kadar durmadan, daha fazla çalışmaya devam edeceğiz. Kadına yönelik şiddetle daha etkin mücadele edilmesi noktasındaki bir kısım yeni adımlara işaret eden İnsan Hakları Eylem Planında yer alan hedefleri birer birer gerçekleştireceğiz. Hiçbir kadının bir başkasının tacizine, ısrarlı takibine maruz kalmasını kabul edemeyiz. Kadına yönelik şiddete asla ama asla tolerans tanıyamayız. 'Sıfır tolerans' ilkesini daha güçlü bir şekilde koruyarak sürdüreceğiz. Hangi mevzuat, düzenleme gerekiyorsa, takipçisi olacağız, mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Kaynak: DHA