Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova ile bir araya geldi. Günay, Türkiye'den farklı yollarla yurtdışına çıkarılan tarihi eserlerin geri alınması için sürdürdükleri mücadeleye değinerek, "Bize hak etmediğimiz suçlamalar yapılıyor. Biz sadece kendimize, toprağımıza ve tarihimize saygı göstermeye çalışıyoruz" dedi.
Bakan Ertuğrul Günay, UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova ve beraberindeki heyetle Feriye Lokantası'nda bir araya geldi. Ertuğrul Günay ve Irına Bokova görüşmesi basına kapalı olarak gerçekleşirken, ikili daha sonra toplantı salonuna gelerek sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Toplantıda konuşan Bakan Ertuğrul Günay, son yıllarda Türkiye'nin dünya mirası aday listesine giren birçok alanı olduğunu belirterek bu sayının bugün itibariyle 38 olduğu müjdesini verdi. Günay, "Son 4-5 yılda 18 olan dünya mirası listesini geçen yıllarda önce 5 alanı sonra 4 alanı katarak 27 yapmıştık. Bugün bir müjde olarak son haberi verebilirim. 12 alanımız daha dünya mirası aday listesinde. 2007 sonunda 18 olan dünya mirası aday listesindeki alanımız bugün itibariyle 38 oldu. Bu Türkiye'nin UNESCO'yla yaptığı işbirliği ve UNESCO miras alanlarını değerlendirmesi konusunda önemli çalışmalardan birisi. Tabii 2011 yılında da bizi sevindiren bir gelişme yaşadık. Selimiye'de dünya mirası aday listesine girdi ve sayımız şimdi 10'a tamamlanmış oldu" diye konuştu.
Türkiye'den farklı yollarla yurtdışına çıkarılan tarihi eserlerin başka müzelerde sergilendiğini ifade eden Bakan Günay, bu müzelerin oluşturduğu lobilerin ciddi bir sıkıntı yarattığına dikkat çekerken, bu konuda UNESCO'nun duyarlı olmasının en temel taleplerinden biri olduğunu söyledi. Günay, "Son zamanlarda bizim ülkemize ait olan bizim topraklarımıza ait olan ve yasadışı yollarla Türkiye'den çıkarılmış olan kültür varlıklarını tekrar ülkemize kazandırılması konusunda çok yoğun ve kararlı mücadele sürdürüyoruz. Tabii burada söylemekte hiçbir sakınca görmüyorum, özellikle Avrupa müzeleri, dünyanın en büyük müzeleri, bu tür eserleri Orta Doğu coğrafyasında, Balkan coğrafyasında, yasadışı yollarla götürülmüş bunlar veya yasanın zorlanmasıyla götürülmüş bunlar. Çok sayıda eserle dolu olduğu için bu müze ve bu müzelerin oluşturduğu lobilerin ciddi bir mukavemetiyle karşı karşıyayız. Bize hak etmediğimiz suçlamalar yapılıyor. Biz sadece kendimize, toprağımıza ve tarihimize saygı göstermeye çalışıyoruz.
Bunun dışında kesinlikle milliyetçi ve şovanist bir bakışla ilgimiz yoktur" dedi.
"UNESCO İLE DAHA ÇOK ALANDA İŞBİRLİĞİ YAPMALIYIZ"
"Bizim topraklarımız ve tarihimiz için sürdürdüğümüz bu mücadelenin UNESCO tarafından çok iyi anlaşılması en temel taleplerimizden birisidir" diyen Bakan Ertuğrul Günay, yasal bir çerçevede kararlı bir mücadele sürdürdüklerini ve bu sayede bazı eserlerin Türkiye'ye gelmeye başladığını ifade etti.
Yunanistan, Tunus ve Mısır'ın da tarihi eserlerine sahip çıkması düşüncesinde olduklarının altını çizen Günay, şunları söyledi;
"Bu, bazı kökleşmiş eski eser toplayıcısı müze ve kurumları rahatsız ediyor. Biz UNESCO'yla birçok alanda işbirliği yapıyoruz. Ama daha çok alanda işbirliği yapmaya ihtiyacımız var. Biz kalkınma sürecinde bir ülkeyiz. Bir yandan kalkınmamız gerekiyor ama bir yandan da korumamız gerekiyor. Koruma konusunda UNESCO'nun bize yaptığı uyarıları her zaman anlayışla karşılıyoruz. Bunların bizim için çok yapıcı uyarılar olduğunun farkındayız. Ve burada ortak bir dili oluşturmaya çalışıyoruz."
Bakan Günay'ın ardından bir konuşma yapan UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova, Türkiye'nin tarihi eserlerin iadesi konusundaki hassasiyetine destek verdi. Bokova, UNESCO'nun 1970 yılında yayınladığı bir konvansiyon ile tarihi eser kaçakçılığına karşı hareket ettiğini hatırlattı. Türkiye'nin son dönemde birçok alanda ön plana çıkan bir ülke olduğunu ifade eden Bokova, "Türkiye kendinden emin bir konumda. Birçok alanda dünyada liderlik gösteriyor. Mükemmel işbirliğinden dolayı Türkiye'ye teşekkür ediyorum.
Türkiye UNESCO'ya katkılar bakımından şampiyon lider ülkelerinden. Bize verdikleri katkılar için tekrar teşekkür etmek istiyorum. Buradaki sosyal etmenlere ve kültürel mirasın korunması konusunda Türkiye birçok yerde bize destek veriyor. Irak'ta Üsküp'te restorasyon çalışmalarına destek veriyor" dedi.
BOKOVA: "TÜRKİYE İLE İLGİLİ BİR İŞBİRLİĞİ OLUŞTURABİLİRİZ"
Türkiye'nin yurt dışına kaçırılan tarihi ve kültürel mirasını geri getirmek üzere sergilediği çabaya da değinen Bokova, "Mirasın korunması konusunda Türkiye'yi destekliyoruz. UNESCO 1970 konvansiyonunda yasadışı kaçak aktarımlar konusunda çok hassas. Burada nesnelerin ve sanat ürünlerinin iadesi konusunda çalışmalarımız var. Burada Türkiye ile ilgili bir işbirliği oluşturabiliriz. İşbirliğimiz konusunda birbirimizi desteklememiz lazım. Kaçakçılığı önlemek için her türlü girişimi yapmak konusunda çaba sarf ediyoruz" diye konuştu.
UNESCO'nun projelerine özel sektörün de destek verebileceğini kaydeden Bokova, "Kamu ve özel sektör arasında işbirliğinin önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece bu fon aktarımı yöntemi ile olmuyor. Özel sektör yeni bakış açıları da getiriyor. Biz UNESCO özel sektör şirketlerle işbirlikleri geliştirmek istiyoruz. Bu ortaklıklar müştereken gerçekleştirilebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz