Bakan İslam: “artık Ben Türküm Diyoruz Ve Kapılar Önümüzde Açılıyor”

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, 12 yılda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini anlatarak, bugün yurt dışına giden bir vatandaşın “Ben Türküm” dediğinde bütün kapıların önünde açıldığını söyledi.Bakan İslam, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilen ve 1 Haziran’da tekrarlanacak yerel seçimler öncesi Eskişehir Mahmudiye ilçesini ziyaret etti. İlçede kadınlarla bir araya geldiği toplantıda konuşan İslam, son 12 yıl içerisinde Türkiye’de birçok değişiklik olduğuna dikkat çekti. “Son 12 yıl içerisinde Türkiye Cumhuriyeti’ne ne oldu?” diyen İslam, “Son 12 yıl içersinde Avrupa ile Asya arasındaki geçiş köprüsü, güzeller güzeli ülkede ne oldu? Aslında bütün dünyanın problemi bu. Bu ülkede bir şey oldu. Bu ülkede, bu ülkenin insanları dediler ki yeter. Artık yeter. Kendi ülkemizi kendimiz yönetmek istiyoruz. Ülkemizin başında eyalet valisi gibi davranan Başbakanlar istemiyoruz. Bir darbeyle gelip başka bir darbeyle giden iktidarlar istemiyoruz. Askerin postalını görünce şapkamı alır giderim diyen Cumhurbaşkanı istemiyoruz. Bu ülkenin necip insanları şunu söylediler. Ben oyumu veriyorsam hakkını isterim dediler. Hakkını isterim ne demek? Dik dur, diklenme, beni savun. İçerde de savun, dışarıda da savun. Hakkımı müdafaa et. Beni yere baktırma. Beni dış ülkelere mahcup etme. Beni içerde ekonomisi küçük üçüncü dünya ülkesi gibi yapma. Yalnız, parasız pulsuz, istikrarsız, himayesiz, desteksiz bırakma. Devletime güvenmek istiyorum. Kendine güvendir. 12 yıl önce bir Başbakan halkının bu sözlerini duydu. İktidara geldi ve dik durdu. Sizlerden de Allah razı olsun. Onun dimdik arkasında durdunuz” dedi.“TÜRKİYE CUMHURİYETİ HALKININ SÖZÜMÜN ARKASINDAYIM DEMESİ LAZIM”Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini hatırlatan İslam, “Şimdi iki kale var. Bütün merhaleleri geçtik. Aslına bakarsanız Mahmudiye’de belediyeyi aldık farz ediyorum. Onun için bütün kaleleri geçtik diyorum. Şimdi fethedilmesi gereken iki kale, merhale kaldı. Birisi Cumhurbaşkanlığı seçimi, bir yıl sonra da tekrar genel seçimler. Türkiye Cumhuriyeti halkının şunu söylemesi lazım. 12 sene önce ne söylediysem bugün de onu söylüyorum, sözümün arkasındayım demesi lazım” ifadelerini kullandı.“BEN TÜRKÜM DİYORUZ VE KAPILAR ÖNÜMÜZDE AÇILIYOR”Yurt dışına çıkan bir Türk’ün gönül rahatlığıyla pasaportunu gösterdiğine değinen Bakan İslam, “Son 12 yıl içerisinde biz bu dik duruşla, biz memleketine sahip olan o öngörüyle neler yaptık? Şunu yaptık: Yurt dışında, içinizde dış bağlantıları yüzünde muhakkak dış ülkelere giden arkadaşlarımız vardır. Ticaret için, turizm için giden eşi, evladı vardır. Onlardan duyuyorsunuzdur. Eskiden bizler yurt dışına çıktığımız zaman pasaportumuzu öyle çok görünen yerlerde tutmazdık. Kim olduğumuzu çok fazla belli etmeye gayret göstermezdik. Ama hamdolsun 12 yıldır pasaportumuzu cüzdanımızın önünde tutuyoruz. Herkes kim olduğumuzu görsün istiyoruz. Ben Türküm diyoruz. Ben Türküm diyoruz ve kapılar önümüzde açılıyor” diye konuştu.“BÜTÜN BUNLARI UNUTURSAK GELECEĞE BUGÜNKÜ EMNİYETLE BAKAMAYIZ”İslam, son 12 yılda Türkiye’deki gelişmelere de işaret ederek, şöyle devam etti:“12 yıl önce kişi başına düşen milli gelir 3 bin dolardı, bugün 10 bin dolar. 12 yıl önce merkez bankasında 23 milyar dolar vardı, şimdi 130 milyar dolar. 12 önce hastanelere nasıl gittiğinizi hatırlıyor musunuz? Ne çileler çektiğinizi hatırlıyor musunuz? Geceden kuyruğa girersin, ikindiye doğru inşallah sıran gelirse muayene olursun, reçeteni alırsın, eczane bulamazsın. Böyle bir rezilliğimiz vardı. Şimdi hastanelerimizi görüyorsunuz. Aile hekimlerimiz var. Bunu kullanıyor musunuz bilmiyorum. Çok büyük bir nimettir. Birinci adım kesinlikle halledilmiştir Türkiye’de. Aylarca, yıllarca bir ameliyat sırası beklerdik. Artık bunlarda ortadan kalktı. Hatırlarsınız önceden kitap bulamazdınız şimdi Türkiye’de bilgisayarla eğitim yapılıyor. Bütün bunları unutursak geleceğe bugünkü emniyetle bakamayız. Unutmamamız lazım. Şükretmemiz lazım. Ama bir şey daha yapmamız lazım. Nedir o? Daha iyisini istememiz lazım.”