MERSİN (AA) - Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, "Ülke olarak önümüzdeki nüfus projeksiyonunda, turizm potansiyelini de dikkate alarak öncelikle kendimiz için üreteceğiz. Öncelikle stratejik ürünlere ağırlık vereceğiz." dedi.
Kirişci, Akdeniz İhracatçı Birlikleri'nde (AKİB) düzenlenen Tarım Sektör Temsilcileri Toplantısı'nın açılışında, tarım ve gıda sektörünün dünya gündeminin ilk sırasına yerleştiğini söyledi.
Tarım, gıda, su ve enerjinin stratejik öneme sahip olduğunu anlatan Kirişci, "Türkiye, 2002 yılına göre tarımsal hasılasını arttırmış, üretim kabiliyeti itibarıyla dünyada 31. sırada olmasına rağmen ürettiği gayrisafi hasılayla 10. sıraya yerleşmiş, Avrupa'da da birinci olan bir ülke. Bu, ülkenin, zincir içerisinde yer alan her bir bireyi için iftihar edilecek bir hadisedir." ifadelerini kullandı.
Kirişci, Türkiye'deki üreticileri "eli öpülesi" şeklinde değerlendirerek, şöyle konuştu:
"Üreticilerimiz, pandemi dönemi de dahil ne üretim ne de tedarik zincirinde bir kırılmaya, bozulmaya sebebiyet vermediler. Bundan dolayı da ülkemizde geçtiğimiz yıl kuraklık yaşanmış olmasına rağmen bu yıla sarkan bölümünde raflarımızda hiçbir ürünün yokluğu, kıtlığı, eksikliği hissedilmedi. O hepimizin bildiği, ünlü, meşhur ülkelerin ne hale geldiklerini bu süre zarfında da gördük. Dolayısıyla burada Türkiye'nin üretim kabiliyeti noktasında dünyada saygın bir ülke olduğunu, yerinin küçümsenemeyeceğini vurgulamak istedik."
- "Toprak zengini değiliz ama toprak kaybediyoruz"
Ülke nüfusunun 85 milyona çıktığını anımsatan Kirişci, tarımın geleceğiyle ilgili yol haritası hazırlanmasının önemini anlattı.
Kirişci, nüfusun, turist potansiyeli de dahil edilerek değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz gelecekte kendi üretim kabiliyetimizi yine kullanmak durumunda kalacağız. Bu çerçevede de 2053 için İstanbul'un fethinin 600. yıl dönümü olan bu takvim için öngörülen nüfus 105 milyon. 105 milyon da turist gelirse 210 milyon. Bu 210 milyonu, bu ülkenin bütün ihtiyaçları noktasında besliyor, giydiriyor, barındırıyor olması lazım. Türkiye'nin 32 yılda kaybettiği tarım arazisi, toplam tarım arazisi varlığının yüzde 12'si. Tekrar ediyorum, Türkiye'de tarım arazisi varlığının yüzde 12'sini biz 32 yılda kaybetmişiz. Toprak zengini değiliz ama toprak kaybediyoruz. Buna bir çekidüzen vermemiz gerekiyor."
Tarım alanlarının sınırlı olduğunu, 1989-2002'de yıllık 140 bin hektar mera alanı kaybedildiğini anlatan Kirişci, şunları aktardı:
"Bunun adına kentleşme, bilinçsiz yapılaşma, sanayileşme adına kullanılan alanlar deyin ne derseniz deyin. Neticede bu alanlar gitmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarım Eskişehir'de bir mera ıslah çalışmasının eski ve yeni halini gösterdiler. O kadar taşlık, kayalık alanın ıslah çalışmasıyla nasıl bir verimli meraya dönüştüğünü gördüğümde açıkçası çok şaşırdım. Bir taraftan umutlandım. Kendi Bakanlığımızın mera ıslahı konusundaki çalışmalarına hız vermesi hususu bizi mutlu etti. Bunu yapmak, gereğini yerine getirmek bizim görevimiz. Biz iktidara geldiğimizde sulanabilir alanın yüzde 55'i sulanabilirken, şimdi bu yüzde 80'lere çıktı. Yüzde 20 gibi bir bölüm kaldı. Bu bölümü de önümüzdeki yıllarda suya kavuşturacağız."
- "Öncelikle kendimiz için üreteceğiz"
Kirişci, 2003'ten bu yana projelerinde su kaybının ve tüketiminin minimum olduğu çalışmalar yaptıklarını vurguladı.
Arazi toplulaştırmasına değinen Kirişci, "Biz geldiğimizde sadece yüzde 3'üydü. Bugün yüzde 45'ler düzeyine çıktı. Yeter mi? Yetmez çünkü veraset yoluyla yeniden bölünmeler, parçalanmalar... Ülke olarak önümüzdeki nüfus projeksiyonunda, turizm potansiyelini de dikkate alarak öncelikle kendimiz için üreteceğiz. Öncelikle stratejik ürünlere ağırlık vereceğiz. Millet olarak odaklanmamız gereken ürün bunlar." diye konuştu.
Rusya-Ukrayna savaşının tahıla etkisini anlatan Kirişci, şu değerlendirmede bulundu:
"Ne suyu ne enerjiyi kimse konuşmadı. Ne konuşuldu? 'Ne olacak Ukrayna'nın elindeki 35 milyon ton hububat ve yağlı tohumlarla ilgili stok?' Temmuz ayında bunların yeniden yeni ürünleri hasat edilecek. Onun 1,5 katı Rusya'da var. Bunların ikisinin tek başına dış ticarete konu olan hububat oranları yüzde 28. Bu iki ülke birbirlerine girdiğinde kimse petrolü, suyu konuşmadı. Herkesin konuştuğu tahıl koridoru oldu. Dünya bir nefes aldı, rahatladı, umutlandı."
Popülist politika peşinde olmadıklarını vurgulayan Kirişci, "Bugün hububatta, arpa ve buğdayda 4 milyon 400 bin ton düzeyinde stokumuz var. Bu, ülkenin üreticilerinin ürettiğidir. 600 bin tonu önceki yıldan devretti, geri kalan 3 milyon 800 bin ton bu ülkenin ürettiği arpadır, buğdaydır. Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) bir Merkez Bankasıdır. Stoklarında mal bulundurursa TMO, kendine ve piyasaya yapılan her türlü operasyonlara karşı gerekli aksiyonları alır. Tıpkı Türk Şekerin şeker piyasasını, Et ve Süt Kurumunun et süt piyasasına müdahalesi gibi." şeklinde konuştu.
- Ekilmeyen alanlar kiralanacak
Kirişci, tarım alanlarında mülkiyet hakkı ile kullanım hakkını ayıracaklarını söyleyerek, "Kendi arazisinde, işletmesinde eğer 1 yıldan fazla bir faaliyette bulunmazsa biz ona şunu söyleyeceğiz, 'Biz sana rayiç bir kira bedeli ödeyeceğiz.' Orada bu üretimi, bu işi bilen, en yakındaki o köyde yaşayan, o civarda bulunan bu faaliyetleri yürütenlere 'Buyurun, gelin, yapın.' diyeceğiz. Kimse ilgilenmezse dışarıdan birilerinin ilgilenmesini sağlarız." ifadelerini kullandı.
Tarımda verilen desteklerin sadeleşmesi gerektiğini belirten Kirişci, buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi hububat grubu ile yağlı tohumlar gibi stratejik ürünler için mazot ve gübre girdilerini karşılayacaklarını, hayvancılıkta da maliyetin büyük bölümünü oluşturan yemi destekleyeceklerini anlattı.
Kirişci, Tarım Sigortaları Havuzu'na (TARSİM) şu anda 20 milyon poliçenin katıldığını, hasar ödemesini alan üreticilere toplamda 12,4 milyar lira ödendiğini dile getirdi.
- Yeminli tarım müşavirlikleri kurulacak
Kirişci, üretimde kalıntıyla ilgili bir problem olmamasını istediklerini anlatarak, "Buna ilişkin de inşallah yeminli tarım müşavirlikleri ihdas edeceğiz. Yeminli tarım müşavirlikleriyle de ürünü bağda, bahçede yerinde veya ahırda, ağılda, kümeste yeminli ziraat, gıda, su ürünleri mühendisi, yeminli veteriner hekim gibi meslek insanlarını yetkilendirerek, imtiyazlı hale getirerek bu meseleyi çözeceğiz. Bu uygulanması zor bir şey değil. " diye konuştu.
Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.
Toplantıya, Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil, AK Parti Mersin milletvekilleri Ali Cumhur Taşkın ve Zeynep Gül Yılmaz, Tarım ve Orman İl Müdürü Arif Abalı ile sektör temsilcileri katıldı.
- "Bizim ülke olarak önümüzdeki nüfus projeksiyonunda, turizm potansiyelini de dikkate alarak öncelikle kendimiz için üreteceğiz. Öncelikle stratejik ürünlere ağırlık vereceğiz" - "Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) bir Merkez Bankasıdır. Stoklarında mal bulun
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz