Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Bölgenin kültürüne, sanatına, geleneklerine, tarihi dokusuna göre planladık, bu plan çerçevesinde yapacağız. Ovalardan dağlara doğru bir yerleşim modelini hayata geçireceğiz." dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde, çok sayıda binanın yıkıldığı ya da hasar gördüğü Gaziantep’e gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum toplantı düzenledi. Gaziantep AFAD Koordinasyon Merkezi’ndeki toplantıya Bakan Kurum’un yanı sıra, eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gaziantep Valisi Davut Gül, İl Emniyet Müdürü Mustafa Emre Başbuğ, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arıkan, askeri erkan, AFAD yetkilileri ve kurum müdürleri katıldı.
Bakan Kurum, deprem bölgesinde devletin tüm gücü ile çalıştığını ifade ederek, konteyner kent kurulumunun da başladığını söyledi. 4 bin 500 konteyner için kurulum sürecine başladıklarını belirten Kurum, “Gaziantep’imizde arama kurtarma çalışmalarımızı tamamlamıştık. Tüm kurtarma kahramanlarımıza bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. Milletimiz bilmelidir ki; devletimiz arama kurtarma, hasar tespit, insani yardım çalışmaları, geçici barınma alanlarının inşası ve yeni konut alanlarının tespiti başta olmak üzere 11 ilimizde her konuyla alakalı tüm gücüyle çalışıyor. İnşallah vatandaşlarımızı söz verdiğimiz konutlara yerleştirene kadar da, her birimiz 7/24 esasıyla, gece gündüz demeden çalışacağız. Tüm deprem alanlarında, milletimizi eski mutlu olduğu günlerine kavuşturacağız, yeni, güvenli ve mutlu bir hayatı hep birlikte yeniden başlatacağız. Nurdağı ve İslahiye’de toplamda 4 bin 500 konteynerin kurulumuna başladık. İki alanda toplam biten yaklaşık 1000 konteyner kent alanına vatandaşlarımızı yerleştirmeye başladık. İhtiyaç doğrultusunda yeni alanların kurulumunu da eşzamanlı yürütüyoruz. Tamamlandığında; Nurdağı’nda 13 bin 600, İslahiye’de 12 bin kardeşimizin yaşayacağı geçici barınma alanlarımızda; çocuk oyun alanları, anaokulu, okul, cami, spor alanları, sosyal tesis ve sağlık tesisi gibi sosyal donatılar da yer alacak." dedi.
Bakan Kurum, hasar-tespit çalışmalarının da tüm hızı ile devam ettiğini anlatarak, her yapıyı titizlikle incelediklerini ifade etti. Kurum, deprem bölgesindeki illerde 3 milyon 520 bin bağımsız bölümden oluşan 927 bin binayı incelediklerini 118 bin binada yer alan 412 bin bağımsız bölümü yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettiklerini aktararak, “Birkaç gün içerisinde hasar tespitlerimizi, 7 bin 328 uzman personelimizle 11 ilimizin her noktasında, her yapıyı titizlikle inceleyerek tamamlayacağız. Deprem bölgesindeki illerimizde 3 milyon 520 bin bağımsız bölümden oluşan 927 bin binayı inceledik. 118 bin binada yer alan 412 bin bağımsız bölümü yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik. Gaziantep’te; 37 bin bağımsız bölümden oluşan 16 bin binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik. Biz bugüne kadar, milletimizin sağlığı ve huzuru için; TOKİ Başkanlığımızla, tam 1 milyon 180 bin depreme dayanıklı konut ürettik. 20 yılda tam 3.3 milyon konutu dönüştürdük. 11 ilimizde eş zamanlı olarak Cumhuriyet tarihimizin en büyük afet konutu seferberliğini gerçekleştireceğiz, her bir afetzede kardeşimize yeni, güvenli, mutlu hayatının ilk anahtarını vereceğiz. İnşallah mart ayı başında 30 bin konutumuzun inşaatlarına başlıyoruz. Şubat ayı bitmeden ilçelerimizdeki tüm konutlarımızla ilgili sözleşme süreçlerine başlayacağız." diye konuştu.
Bakan Kurum, yapılacak konutların her anlamda çalışmalarında titiz davrandıklarını anlatarak, şöyle konuştu:
"Yapacağımız tüm konutlarımıza ilişkin; inşaat malzeme tedarikçileri ile bir araya geliyoruz; tüm ihtiyaçlarımızı hızlıca tedarik etmek için, gerek fayda-maliyet analizimizi gerekse lojistiğimizin planlamasını yapıyoruz. Konutlarımız zemin artı 3-4 katı geçmeyecek ve yöresel mimari ihtiyaçları doğrultusunda inşallah bölgenin kültürüne, sanatına, geleneklerine, tarihi dokusuna göre planladık, bu plan çerçevesinde yapacağız. Ovalardan dağlara doğru bir yerleşim modelini hayata geçireceğiz. Yeni yerleşim alanlarının ön tespitlerini yaptık. Hocalarımızla bilim insanlarımızla birlikte ayrıntılı bir şekilde zemin etüd çalışmalarımızı yapacağız. Uygulama projelerimizi bu tecrübeler ışığında yapacağız. Eski yerleşim alanlarının zeminlerini detaylı bir şekilde inceliyoruz. Eğer bu zeminlerde problem varsa, fay hattına yakınlığı söz konusu ise vatandaşımızı mağdur etmeyecek şekliyle her türlü imar kısıtlaması, bina yüksekliği ve yoğunluğu dahil, yapılaşma dahil her türlü kısıtlamayı da içerir bir süreci yürüteceğiz. Biz depremden yıkılan yerlere mikro-bölgeleme çalışmalarımızla baktığımızda sıvılaşmaya meyilli, alüvyon topraklar üzerine inşa edilmiş konutlar, yapılar görüyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, MTA’mız birlikte depremden sonra fay hatlarında oluşan yeni kırıkları ve zeminin deprem sebebiyle sıvılaşıp sıvılaşmadığını birlikte belirliyoruz. MTA bize jeolojik harita, sıvılaşma ve fay hatlarına uzaklık yakınlık noktasında önemli bir bilgi ve veri akışı sağlıyor. Biz de bu veri akışını mikro-bölgeleme ve zemin etüt projelerimizle birleştirerek yeni afet konut yerlerinin belirlenmesinde güçlü bir şekilde kullanıyoruz. Bölgede sadece konut yapmayacağız. Bu dönüşümle birlikte şehirlerimizin geleceğini, 100 yılını planlayacak; çevre düzenlemesiyle, parklarıyla, bahçeleriyle, camileriyle, okullarıyla, kültür, sanat, spor salonlarıyla, sosyal donatı alanlarıyla vatandaşlarımıza yeni yaşam alanları sunacak ve bunu 1 sene içinde teslim edeceğiz." (DHA)