Bakan Özer, CNN Türk'te canlı yayınlanan Tarafsız Bölge programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Öğrencilerin ve velilerin Kovid-19 açısından kaygılanması gereken bir durum olmadığını dile getiren Özer, "Sağlık Bakanlığı ile birlikte bu süreci yürütüyoruz. Sağlık Bakanlığı okulların açık kalması durumunda uyulması gereken kurallarla ilgili bir rehber hazırladı. Tüm öğretmenlerimizi o rehber çerçevesinde eğitimden geçirdik. Okulların temizlik ihtiyacı ile ilgili bir önceki yıla göre bütçemizi 10 kat artırdık. 722 milyon liraya yakın bir bütçeyi okullarımıza gönderdik. Okullarımızın yılın sonuna kadar temizlik ile ilgili hiçbir ihtiyaçlarını karşılıksız bırakmadık. Hepsini karşıladık. Hatta o paranın tamamı da henüz kullanılmadı." diye konuştu.
Özer, kamuoyunun okullardaki gelişmeleri yakından takip ettiğini aktararak, herkesin birbirini kontrol ettiğini söyledi. Kovid-19 salgınındaki rasyonel önlemlerin en yaygın uygulandığı yerlerin okullar olduğunu ifade eden Özer, şöyle devam etti:
"Sağlık Bakanlığının belirlemiş olduğu kritere göre... Biz aslında okul veya il, ilçe bazlı bir sistematik geliştirmedik. Bir sınıfta 10 gün içerisinde en az 2 Kovid-19 vakası olursa o sınıfı 14 gün karantinaya aldık. Sağlık Bakanlığımız Bilim Kurulu bunu 10 güne düşürdü. Hatta bir esneklik daha sağlandı. 5 gün içerisinde semptom göstermiyorsa öğrenci velisinin rızasıyla PCR yapıp negatif çıkarsa eğitime geri dönebiliyor. Eğitim sistemimizin ne kadar büyük ölçekli olduğunun farkında değiliz. 57 bin 108'i devlet olmak üzere 71 bin 320 okulumuz var. Bina demiyorum. Bir okulun birden fazla binası olabiliyor. 150 bine yakın bina var.
850 bin tane sınıf var. Bunun yaklaşık 600 bini devlet okullarında. Bugün itibarıyla kapalı olan sınıf sayısı 1721. Sistem kendi kendini kapatana kadar okullar açık olacak. Eğer 850 bin sınıfın tamamı bu prosedür çerçevesinde iki vakayla kapanıyorsa okullar kapanmıştır. Onun haricinde sistem sürekli rutinde. 10 günlük periyotlarla bazı sınıflar açılıyor, bazı sınıflar kapanıyor. Şu anda tüm sınıfları kapalı olan tek bir okulumuz yok."
Konuşmasının devamında öğretmenlerin aşılanma oranlarına değinen Özer, fedakarlıklarından dolayı öğretmenlere teşekkür etti.
Milli Eğitim Bakanı Özer, Destekleme ve Yetiştirme Kursları hakkında bilgi vererek, "7, 8, 11 ve 12. sınıflar için bu kursları açmıştık. 15-19 Kasım'da verilecek tatil sonrasında 6 ve 10. sınıflarda Türkçe, matematik ve fen bilimleri için de bu kursları açacağız. Diğer sınıflar için kurslar devam edecek." dedi.
Öğrencilerin yardımcı kaynak sorununa ilişkin de önemli bir projeyi hayata geçirdiklerini dile getiren Özer, sorunun ana düğüm noktasının ise sınavlar olduğunu söyledi.
Özer, ekim ayından itibaren bu alanda yeni bir yaklaşım geliştirdiklerini ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Kovid-19'un öğrenme kayıplarını telafi etmek için başlamıştık. 2. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm derslerle ilgili destekleyici etkinlik kitapları, materyaller, LGS ve YKS ile ilgili sorular, açık uçlu soruları içeren kaynakları her ayın ilk haftası tüm kamuoyuna açıkladık. Ücretsiz olarak erişebildiler. Ekimden itibaren başladık, kasımda da yayınladık. Bu ay yeni bir yaklaşım daha geliştirdik, bir yönerge hazırladık. Ders kitapları ücretsiz olarak tüm okullarımıza eriştirilmeye devam ederken bu kaynakları da basılı olarak tüm okullara ve öğrencilere göndermeye başladık. Bu yeni bir uygulama, bundan sonra da devam edecek. Her ayın ilk haftası dijital olarak erişime açacağız. Aynı zamanda tüm öğrencilere basılı olarak göndereceğiz."
Eğitimde öncelikli hedefler belirlediklerini aktaran Özer, bunların ilkinin okul öncesi eğitime erişim olduğunu söyledi.
Özer, okuldaki akademik başarının tahmin edilemeyecek düzeyde okul dışı faktörlere bağlı olduğunu anlatarak, "Ebeveyninin eğitim seviyesine, gelir seviyesine, evdeki kütüphaneye bağlı. Ebeveynin ekonomik seviyesiyle erken yaştaki akademik başarı arasındaki korelasyon çok yüksek. Sosyoekonomik seviyesi yeterli olan ailelerin çocuklarının eğitime eriştiğini, bir kesimin de erişmediğini düşünün. İlkokula başladığında hazır bulunuşlukta ciddi bir fark ortaya çıkıyor. Okul dışı sosyoekonomik seviyenin getirmiş olduğu farkları minimize etmeye çalışıyoruz. Şu anda 3 yaş grubunda okullaşma oranı yüzde 14, 4 yaş grubunda yüzde 35, 5 yaşta ise yüzde 78. Bizim 2022 itibarıyla hedefimiz, 3 yaşta yüzde 50'ye, 4 yaşta yüzde 70'e, 5 yaşta ise yüzde 100'e çıkarmak istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
3 ve 4 yaş grubunda dezavantajlı bölgelere ağırlık verileceğini aktaran Özer, İstanbul'a 1000 anaokulu yapılacağını kaydetti.
Özer, 5 bin anasınıfını 2. döneme yetiştirecekleri bilgisini vererek, 5 yaştaki yüzde 78'lik okullaşma oranının yüzde 85'e çıkacağını dile getirdi.
Bakan Özer, diğer hedeflerini; okullar arasındaki imkan farklarının minimize edilmesi, öğretmenlerin mesleki gelişimleri için desteklerin verilmesi ve mesleki eğitim olarak sıraladı.