Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Cumhuriyet tarihinde ilk kez gerçekleştirilen 1'inci Su Şurası'na katıldı. Ankara'da bir otelde düzenlenen toplantıda, Bakan Pakdemirli'nin yanı sıra Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Başkanı Yunus Kılıç, Devlet Su İşleri Genel Müdürü Kaya Yılmaz, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ve davetliler yer aldı.
Bakan Pakdemirli, suya hiçbir zaman sadece tarım ve orman boyutuyla bakmadıklarını belirterek, "Bizim hedefimiz; her bir vatandaşımızın, bugün de yarın da temiz suya erişimini sağlamak, su kaynaklarımızı korumak, verimli kullanmak ve suyumuzu geleceğe umutla taşımak oldu. Su Şurası, bu hedefe ulaşmak için bizim yol haritamızdır. Su Şurası'nda alınan kararlar, gelecek nesillerimiz için; suyun, gıdanın, medeniyetin, temiz enerjinin güvencesi olacaktır. Su, sınırsız bir kaynak değildir. Son yüzyılda; artan nüfus, sanayileşme, plansız kentleşme ve endüstriyel tarıma geçişle birlikte küresel su kullanımı 6 kat artmıştır. Su, bu yüzyılın en kıymetli ve en stratejik kaynaklarından birisi haline gelmiştir. Sanayi devriminden bugüne, son 200 yılın en sıcak dönemlerini yaşıyoruz. Su döngüsünde ciddi değişimlere şahit oluyoruz. Bazı bölgelerde aşırı yağış ve sellere, bazı bölgelerde kuraklığa maruz kalıyoruz. Dünyada son 50 yılda; sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı 5 kat arttı. 2050 yılına kadar yüzde 10 ila 25 arasında bir düşüş bekleniyor. Kısacası, artık suya göre bir düzenin kurulacağı, küresel mücadelelerin odak noktasında suyun olacağı zamanlara girdik, giriyoruz" dedi.
Bakan Pakdemirli, tarım ve gıdanın suya en fazla ihtiyaç duyan ve suyu en fazla kullanan sektör olduğunu belirterek, "Dünyadaki suyun dörtte üçünü tarım sektörü kullanıyor. Bir insana günlük içme suyu için ortalama 2 litre su yeterliyken, bir kişinin günlük gıda ihtiyacını karşılamak için yaklaşık 3 bin litre suya ihtiyaç var. 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara, Türkiye nüfusunun ise 105 milyona ulaşması bekleniyor. Bu nüfusu doyurmak için bugünkünden yüzde 60 daha fazla gıda üretmek, bu gıdayı üretmek için de yüzde 15 daha fazla su kullanmak zorundayız. Bakanlık olarak, sulama yatırımlarımıza hız verirken, suyumuzun geleceğini de planlıyoruz. 29 Mart'ta başlattığımız Cumhuriyet tarihimizin ilk Su Şurası'nda; ilgili bakanlıklar, akademisyenler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve su kullanıcılarını kapsayan toplam 1631 katılımcıyla birlikte A'dan Z'ye tüm konuları masaya yatırdık. 11 çalışma grubunda; su güvenliğinden su hukukuna, tarımsal sulamadan havza bazında su yönetimine, su kaynaklarının geliştirilmesinden iklim değişikliği ve meteorolojiye kadar suyla ilgili aklınıza gelecek tüm konulara 7 ay boyunca tüm paydaşlarla birlikte detaylı olarak çalıştık" diye konuştu.
Bakan Pakdemirli, Su Şurası Sonuç Belgesi'ni ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklayacağını ifade ederek, "Bunun yanında, 84 milyon vatandaşımızın suyla ilgili görüşlerini, varsa projelerini almak için 'susurasi.gov.tr' web sayfası içinde 'Fikrini Bildir' bölümünü oluşturduk. Sözün özü, her bir fikri dinledik, her öneriyi not ettik. Bu raporlar doğrultusunda, her bir çalışma grubu için sonuç belgeleri hazırlandı. Bu ayın son haftasında, tüm sonuçlar değerlendirilerek, nihai belgemiz olan Birinci Su Şurası Sonuç Belgesi, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanacaktır. Ardından hiç vakit kaybetmeksizin, 2019 yılında 15 yıl aradan sonra düzenlediğimiz 3'üncü Tarım Orman Şurasında yaptığımız gibi eylem planımızı oluşturup, faaliyetlere başlayacağız. Suyu korumanın en etkili yolu, kaynağında korumaktır. Suyu kaynağında korumak için barajlarda biriktirilen suların buharlaşma kayıplarını asgari düzeye indirecek çalışmalar yürütüyoruz. Sosyo-ekonomik şartları daha etkin kullanıp, su verimliliğine yönelik projelere hız vereceğiz. Özellikle kentlerde sürdürülebilir su verimliliğini hedefliyoruz. Bildiğiniz üzere ülkemizde belediyelerdeki kayıp-kaçak oranı yüzde 35'lerin üzerinde. Sadece 2020 yılı için şebekelerdeki su kayıplarına bağlı finansal kayıp miktarı 1,9 milyar lirayı aşıyor. Büyükşehir ve il belediyelerinde su kayıplarını, belediyelerle yakın iş birliği içinde 2023 yılına kadar yüzde 30'a indirmeyi, 2028 yılına kadar ise yüzde 25'in altına çekmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, içme suyu fiyatlandırma esaslarının ülke genelinde belirlenmesi ve uygulanmasının sağlanması ile suyun verimli kullanımına yönelik çalışmalarımız olacak" ifadelerini kullandı.
Şura kapsamında, Su Kanunu'nun taslak metnini de yeniden gözden geçirdiklerini dile getiren Pakdemirli, "Su Kanunu'nu, suyun tek elden yönetimi hedefimiz çerçevesinde, tüm paydaşların görüşlerini alarak, ortak akılla değerlendirdik. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğimiz Şura Sonuç Bildirgesi ile birlikte İnşallah Su Kanunu'nu da TBMM'ye sunmak istiyoruz" dedi.
Ayrıca bu süreçte, su tüketimi alışkanlıklarında mevcut durumu ortaya koymak ve bu alanda alınacak tedbirleri belirlemek amacıyla hane bazında araştırma yaptıklarını belirten Bakan Pakdemirli, "Bu araştırmada çok ilginç sonuçlara ulaştık. Araştırmaya katılanların yüzde 40'ı ülkemizin su zengini olduğu düşünüyor. Yüzde 89'u gelecekte susuzluğun yaşanabileceğini ve yüzde 83'ü de su tasarrufuna dikkat ettiğini söylüyor. Ancak, yüzde 67'si çamaşır makinelerinde su tüketimini artıran ön yıkamalı program kullanıyor ve yüzde 43'ü makinesini tam doldurmadan çalıştırıyor. Yine, her üç kişiden biri bulaşıkları makineye dizmeden önce elde yıkıyor ve makineyi tam doldurmadan çalıştırıyor. Yüzde 22'si diş fırçalarken, yüzde 52'si ise el yıkarken suyu açık bırakıyor. Bakanlık olarak, su bilincinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılması amacıyla ana sınıfları da dahil su okuryazarlığı derslerinin ilköğretim müfredatına girmesi için ilgili kurumlarla görüşmelere başladık" diye konuştu.
Kaynak: DHA