ANKARA (İHA) - TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın türban açıklamasından dolayı Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin ile girdiği tartışma sürerken, bu kez Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i siyaset kurumunu hafife almakla suçladı. Şahin, "Siyaset kurumu, her gelenin tokat attığı bir kurum değildir. TBMM Başkanının dediği gibi, TBMM şamar oğlanı değildir. Buna hepimiz tepki göstermeliyiz. Bunda parti ayrımı yapılmamalı. Herkes Meclis'e sahip çıkmalıdır" şeklinde konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, "Gelir İdaresi Başkanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Yasanın, atamalarda Cumhurbaşkanı'nı by-pass eden 28. maddesi yeniden görüşüldü. Görüşmeler sırasında AK Parti Milletvekilleri, Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini çok fazla bularak eleştirdi.
Görüşmeler sırasında AK Parti Ankara Milletvekili Zekai Özcan, Müsteşar, Genel Müdür, Teftiş Kurulu Başkanı ve Birinci Hukuk Müşaviri dışındaki görevlilerin atamalarının Cumhurbaşkanı'na gitmesine gerek olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanı'nın devletin her kademesine bu kadar müdahale etmesi doğru mudur?" diye sordu.
AK Parti Nevşehir Milletvekili Osman Seyfi de, Cumhurbaşkanlığı makamının sembolik olduğunu, Anayasa'da da Cumhurbaşkanı'nın tüm kararnameleri imzalayacağı yönünde bir düzenleme olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanı'na hükümete fren olma görevini kim vermiştir" dedi. CHP İstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoğlu ise 365 milletvekili var diye bir iktidar partisinin her şeyi yapamayacağını belirtirken, hükümetin Cumhurbaşkanı Sezer'in atamadığı bürokratlara vekaleten görev verdiğini söyledi. Kumkumoğlu, "Bu devletin üçlü kararnameyle atanan kaç tane personeli var ki, 300'ünü Cumhurbaşkanı'nın istemediği personelden seçiyorsunuz. AK Parti sistemin parçası mıdır, değil midir?" diye sordu. CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı da, hükümetin "Meclis'in üstünlüğü" anlayışının çok tehlikeli olduğunu, azınlığın istekleri dikkate alınmadan yasaların yapılamadığını, Meclis'in boşa çalıştığını söyledi.
"SEZER'İN GERİ GÖNDERME GEREKÇESİNE KATILMIYORUM" Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya, Cumhurbaşkanı ile ters düşen hükümetlerin sadece AK Parti Hükümetleri olmadığını, Turgut Özal ile Kenan Evren'in, Süleyman Demirel ile o günkü hükümetlerin de arasında tartışmalar olduğunu belirterek, "Vekiller asıldır dediğimiz bu denklemde, 'Hükümetin vekaleten yaptığı atamaları atamadan saymıyorum' demek, hükümetin icraatlarını tanımamak, hükümetle Cumhurbaşkanı'nın arasında bir krize neden olur, bundan da Cumhurbaşkanı sorumlu olur" dedi.
CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin, hükümetin Anayasa Mahkemesi Başkanı veya Cumhurbaşkanı ile sıkıntı yaşamasının, "İktidara gelmek sanki ilahi bir yetkiyle donandığını kanmaktan kaynaklandığını" belirterek, "Yok öyle bir şey. Bu anlayış sizi batırır mı batırmaz mı bilmem ama ülkemi batırır" dedi.
Ergin, aslında Cumhurbaşkanı'nın atamadığı kişilere vekaleten de görev verilmemesine ilişkin bir düzenleme yapılması gerektiğini belirtti. Bu konuşmaların ardından söz alan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı Sezer'in, Gelir İdaresi Başkanlığı Yasasını, Anayasa'nın "yürütme yetkisi"ne ilişkin maddesine göre geri gönderdiğini, ancak Cumhurbaşkanı'nın yetkisinin Anayasa'nın bütününe göre değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Şahin, Anayasa'da Cumhurbaşkanı'nın yürütme yetkisinin, iktidara doğrudan müdahale, yönetim yetkisini paylaşma, siyasalın yönetimini engelleme yetkisi vermediğini vurguladı. Şahin, anayasanın atama kararlarının hangisinin Cumhurbaşkanı'na gidip gitmeyeceğini belirlemediğini, hangi kamu görevlilerinin üçlü kararnameyle atanacağının veya atanmayacağını belirleme yetkisinin yasama organına bırakıldığını kaydetti. Şahin, bugünkü uygulamada bakanların çeşitli düzeydeki bürokratları sadece kendi imzalarıyla da atayabildiklerini belirterek, Devlet Personel Dairesi Başkanı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları'nın atamalarını buna örnek gösterdi. Şahin, Cumhurbaşkanı Sezer'in geri gönderme gerekçesine katılmadığını bildirdi.
"SİYASET KURUMU HAFİFE ALINIYOR" Bakan Şahin, komisyondaki görüşmelerde CHP'lilerin "iktidar partisi Cumhurbaşkanının makamını hafife alıyor" dediklerini de anımsatarak, "Bizim bir siyasi partinin milletvekili veya vatandaş olarak yürürlükte kaldığı sürece anayasayı, anayasal kurumları herhangi bir kişiyi hafife almamız düşünülemez. Bu geri gönderme gerekçesiyle hafife alınan bir şey var. Siyaset kurumu, Meclis'in ve milletin iradesi hafife alınıyor" dedi.
Şahin, Cumhurbaşkanı'nın geri gönderme gerekçesiyle siyasetin hep negatif olarak görüldüğünü belirterek, siyasetçilerin kontrol altına alınması gereken insanlar olarak görüldüklerini kaydetti. Siyasetçilerin tek başlarına iktidar olurlarsa hata yapacakları anlayışı olduğunu belirten Şahin, şöyle devam etti:
"Siyasi partilerde hata yaparlar. Ben de hata yaparım ama anayasa bunu denetleme görevini yargıya vermiştir. Cumhurbaşkanı'na kuşkusuz makamı nedeniyle derin saygımız vardır. İdarenin her türlü işlemi yargının denetimindedir. Cumhurbaşkanı hiç kuşkusuz yargıçlıktan geliyor. Uzun süren hukuki geçmişi vardır. Anayasa Mahkemesi'nde de bu görevi yaptı. Ancak yargıçlık görevi ile Cumhurbaşkanlığı görevi farklıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı görevi ile yargıçlık görevini aynı zamanda yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanı belki bunun farkında değil."
Bakan Şahin, CHP'lilere, "Bugün biz iktidarız, yarın siz olabilirsiniz. Bizim amacımız siyasi iradeyi korumaktır. "Siyaset kurumu, her gelenin tokat attığı bir kurum değildir. TBMM Başkanının dediği gibi, TBMM şamar oğlanı değildir. Buna hepimiz tepki göstermeliyiz. Bunda parti ayrımı yapılmamalı. Herkes Meclis'e sahip çıkmalıdır" şeklinde konuştu.
Bu konuşmaların ardından, Gelir İdaresi Başkanlığı Yasası'nın veto edilen 28. maddesi üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan aynen kabul edildi. Bu maddeyle, başkan yardımcıları, daire başkanları, vergi dairesi başkanları ve gelir kontrolörlerinin Başkanın önerisi üzerine Maliye Bakanı tarafından atanması öngörülürken, Cumhurbaşkanı'na bu atamalarda imza yetkisi tanınmıyor.