Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Bir hayırsever isterse bir kağıt desteği sağlayabilir, isterse okul binası yapabilir, isterse oraya bir robotik atölyesi kurabilir. Ben bunu yaptım da ne oldu? Okulun web sayfasında bunu izleyecek ve kanaat getirecek. Nisan ayında bu da hayata geçecek." dedi.
Selçuk, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Okullar arasındaki kalite farkının ortadan kaldırılması çerçevesindeki "okul profili" çalışması ve hayırseverlerin eğitime yardımına yönelik planlamaya ilişkin sorular üzerine Selçuk, "okul profili" çalışmasının 13 Mart'ta kamuoyuna tanıtılacağını söyledi.
Öncelikle "kalite" ifadesi üzerinde anlaşılması gerektiğini, Türkiye'de aynı kelime kullanıldığı halde farklı şeyler anlama, farklı kelimelerden aynı şeyi anlama fotoğrafı ve manzarasının görüldüğünü ifade eden Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada bizim kaliteden kastımız herhangi bir okul müdürü, 'ben hangi parametrelerde, hangi bileşenlerde ne yaparsam okulum hangi düzeyde yükselir, iyileşir?'. Bunun elinde bir haritalaması olması lazım. Şu anda öyle bir haritalama yok. Okul profili bunu getiriyor. Diyor ki 'insan kaynakları, fiziksel şartlar, finansman, okul toplum ilişkileri açısından böyle parametreler var. Bütün bu parametrelerde, alt bileşenlerde senin okulunun fotoğrafı bu'. Ben her bir okulu mobil olarak telefonumdan izleyebilirim. Müdür de izleyebilir. Sonra okulunda ne yaparsa başarılı müdür olur? Okulunda ne yaparsa kaliteli okula doğru yolculuk olur? Kendisinden bir yıllık bir hedef çıkarmasını istiyoruz, 'bir yılın sonunda şu parametrelerde şuraya geldik, geleceğiz'."
Kendilerinin buna finansman desteği vereceğini belirten Selçuk, şunları kaydetti:
"Üzerinde çalıştığımız konu şu, bütün okulların eşit imkanları olmadığı için her bir okulun, bu profildeki başlangıç puanı farklı. Yani imkanı çok iyi okul diyelim ki 100 üzerinden 30'dan, 40'tan başlıyorsa ama 2'den başlayan okullar da var. Dolayısıyla biz bunları finansal olarak eşit dengelemeyeceğiz, adil dengeleyeceğiz. Burada öğrenci başına daha çok para vereceğiz bir okul için, diğerinde daha az bir bütçeleme yaklaşımında olacağız. Finansal olarak genel adalet temelli bakış açımız bu."
Diğer bakış açılarının da yöneticilerin yetişmesine ilişkin olduğunu ifade eden Selçuk, okul yöneticiliğini "profesyonel bir iş" olarak tanımladı. Selçuk, birkaç ay sürecek bir eğitim olacağını aktararak, "Yüz yüze olacak, uygulamalı çalışmalar. Uzaktan öğretimle ilgili devam edecek, ara ara tekrar gelecekler ve ÖSYM'nin yapacağı bir sınav var nisanın sonuna doğru." dedi.
İlk defa uluslararası yönetici yetiştirme içeriklerini taşıyan farklı soruların olduğu sınava ilişkin de örnek sorular yayınladıklarını belirten Selçuk, "Senaryo ve yorumlama temelli, akıl yürütme, eleştirel düşünme vesaire gibi birçok açıdan. Farklı içerikler var, bu sorularda." diye konuştu.
Selçuk, okul yöneticilerinin neye ihtiyaç duyduğunun belirleneceğini ve buna yönelik eğitimler üzerinde çalıştıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Ayrıca illerde merkezler kuruyoruz. Şu anda ölçme değerlendirme kısmı bitmek üzere. Bu merkezler vasıtasıyla her okulun ihtiyacı olan, gelişme planında eksik gördüğü şey neyse onların akademik olarak uzman desteğiyle dönüştürülmesi konusunda da destek veriyoruz. Bu anlamda hiçbir okulu birbiriyle yarıştırmak değil, sadece kendi ilerlemeleri hususunda bir farkındalık oluşturmak ve bir okul niye iyi okuldur ki, bunun milli bir çerçevesini çiziyoruz. Yani bir okulu kendi başına 'ben müdürüm ben iyi okuldan bunu anlıyorum.' Öbür okulun müdürü başka bir şey anlıyor. Filanca il müdürü başka bir şey anlıyor. Bu farklı anlayışları, ortak bir kavram çerçevesi, model, yöntem ve tekniğe indirdik. Bunun simülasyonunu yaptık. Daha büyük, orta ölçekli simülasyonunu da daha doğrusu pilotunu da başlatıyoruz mart ayında. Böylece şunu yapmış oluyoruz, bütün okullar iyi ya da kötü derken neye göre iyi ya da kötünün akademik temelini kuruyoruz."
- "Önce pilot başlıyoruz"
Bakan Selçuk, hayırseverlerin eğitime katkısının planlamasına yönelik çalışmaları da şu şekilde anlattı:
"Bir coğrafi bilgi sistemi üzerinden Türkiye haritasında binlerce okulun her birisinin fotoğrafını, durumunu gösteren ve oradaki duruma göre, o okula nasıl katkı sağlanabileceğine ilişkin somut olarak isimlendirmelerin, listelemelerin yapıldığı... İsterse bir kağıt desteği sağlayabilir, isterse okul binası yapabilir bir hayırsever. İsterse oraya bir robotik atölyesi kurabilir. Bunun hepsinin modellemesi var ve bunu herkes oradan takip edebilecek. 'Ben bunu yaptım da ne oldu?', okulun web sayfasında bunu izleyecek ve kanaat getirecek. Bu yapılanlar boşa gitmiyor ve kim nereye ne yapabileceğini bir yazılım üzerinden çok rahatlıkla görüp, daha sonra bu yazılım o kişilerle bağlantıyı devam ettiriyor. Onlara geri bildirim veriyor ya da belli STK'lerle ilişkiyi ya da e-devletin başka birimleriyle ilişkilendirilerek çalışmalar yapıyor."
Uygulamanın nisanda hayata geçirileceğini bildiren Selçuk, şu değerlendirmede bulundu:
"Bizim şöyle bir prensibimiz var. Biz bir şeyi yaptığımızda birdenbire ülkenin tamamına yapmıyoruz. Küçük ve orta ölçekli pilotumuz var. Sonra milli çerçevede ulusal uygulamamız var. Çünkü biz bunu tamam biliyoruz, kendi deneyimlerimizle yaptık, gördük sonuçlarını ama Türkiye'de aniden bir değişiklik yapıp, herkesi buna muhatap kılmak doğru değil. Biz önce bir görelim ne olduğunu. Birkaç ay bunu görürüz ama önümüzdeki öğretim yılına ulusal ölçekli başlamış olur. Önce pilot başlıyoruz."
(Sürecek)