Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Adliyelerde ’adli destek birimleri’ oluşturacağız. 6284 sayılı Kanun’a ilişkin ihtisas mahkemeleri görevlendirilecek. Öfke Kontrol Programları yürüteceğiz. Eğitimin her kademesinde müfredatı güncelleyeceğiz. Çocuk İzlem Merkezlerinin niceliğini ve niteliğini artıracağız" dedi.
“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenen programda konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kadına yönelik şiddetin tüm dünyayı kapsayan önemli bir insan hakları sorunu olduğuna dikkat çekti. Bakan Selçuk, "Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünyada her üç kadından biri yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmakta ve her 10 şiddet mağdurundan yalnızca biri kolluk birimlerine başvuruyor. Ülkemizde de durum küresel tablo ile benzerlik göstermekte. 6284 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilen kayıtlı olay sayısı; 2018 yılında 219 bin ve 2019 yılının ilk 9 ayında 140 bin olmuştur. Kolluk birimlerine başvuran mağdurların eğitim durumlarını incelediğimizde de, yüzde 86’sının lise ve altı düzeyde olduğunu görmekteyiz. Bu da bize kadına yönelik şiddetle mücadelede eğitimin önemini gösteriyor. Kadına yönelik şiddetin en uç noktasını ise, kadın cinayetleri oluşturmakta. İçişleri Bakanlığımız verilerine göre, 2019 yılında yaşam hakkı elinden alınan kadın sayımız 308. Maalesef, gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, dünyanın her ülkesinde kadın cinayetlerinin devam ettiğini görmekteyiz" dedi.
"Bizim ortak gayemiz; tek bir kadınımızın bile şiddete maruz kalmaması ve hayattan koparılmamasıdır"
Şiddetle mücadele etme ve özellikle de kadın cinayetlerini önleme noktasında ulusal verileri, uluslararası verilerle doğru kıyas etmenin güvenilir kaynaklardan paylaşmanın kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi açısından son derece önemli olduğuna vurgu yapan Selçuk, "2015 yılı Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Brezilya’da bir milyon kadından 42 kadın cinayete kurban giderken, ABD’de bu rakam 21, Hindistan’da 19, Arjantin’de 13, Kore’de 9, Belçika’da ve Avustralya’da 8, İsrail’de 7 olarak gerçekleşmiş.Türkiye ise, Almanya, Finlandiya, İsviçre, Norveç, Hollanda, İspanya ve İsveç gibi ülkelerle birlikte 5-6 bandında yer almaktadır. Bizim ortak gayemiz, ’Kim bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur’ ayeti ışığında, tek bir kadınımızın bile şiddete maruz kalmaması ve hayattan koparılmamasıdır" ifadelerini kullandı.
"6284 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle ciddi bir mesafe kaydettik"
Bakan Selçuk; kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair çalışmaların ’Mevzuatın Etkin ve Doğru Uygulanması’, ’Şiddet Mağdurlarının Kurumsal Hizmetlerle Korunması ve Desteklenmesi’ ’Farkındalık Oluşturma ve Bilinç Yükseltme’ ,’Araştırma ve Veri Entegrasyonu’ adı altında 4 ana başlıkta toplandığını belirterek şunları kaydetti:
"Yasal anlamda 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle ciddi bir mesafe kaydettik. İkincil mevzuatlarla da oluşan yasal zeminin altını doldurduk. Önemli bir başka hizmetimiz de, açılan kamu davalarına Bakanlık olarak müdahil olup, hukuki süreci her safhada takip etmemiz. Yasalar nezdindeki hukuk anlayışı ile vicdanlardaki adalet anlayışının örtüşmediği durumlarda veya uygulama sorunlarını tespit ettiğimizde istinaf ve temyiz yollarına başvurmaktayız. Nitekim Emine Bulut davasında da sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alması amacıyla karar aleyhine istinaf yoluna başvurduk."
"Kamuoyundaki yanlış bir algı da ŞÖNİM’lerin sadece kadınlara hizmet sunduğudur"
Kurumsal hizmet birimleri olan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin (ŞÖNİM) ve Kadın Konukevlerinin nicelik ve nitelik olarak kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalara devam ettiklerini ifade eden Bakan Selçuk, "ŞÖNİMler bugün tüm illerimizde faaliyetlerini sürdürmekte. ŞÖNİMler, 2013 yılında faaliyete başladığında yaklaşık 19 bin 500 kişiye hizmet sunmuş iken 2019 yılında 137 bin kadın, 16 bin çocuk ve 8 bin erkek olmak üzere 161 bin kişiye hizmet sunmuştur. Kamuoyundaki yanlış bir algı da ŞÖNİM’lerin sadece kadınlara hizmet sunduğudur. Halbuki Bakanlığımızın temel amacı aileyi korumak olduğu için ŞÖNİM’lerde sadece kadınlara değil, görüldüğü üzere erkeklere ve çocuklara da kısaca tüm aile bireylerine yönelik koruyucu ve önleyici hizmetler sunulmaktadır. Konukevlerimizin sayısını da ihtiyaçlar doğrultusunda artırdık. 110’u Bakanlığımıza bağlı olmak üzere toplam 145 kadın konukevimiz, 3 bin 482 kapasite ile hizmet vermekte. Ekim 2019 tarihi itibariyle de 23 bini çocuk olmak üzere toplam 55 bin kişiye hizmet sunduk. Ayrıca, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarıyla imzaladığımız protokol kapsamında, elektronik izleme sistemi alt yapısı ve elektronik kelepçe cihazlarıyla şiddet uygulayanı ve şiddet mağdurunu birlikte takip ediyoruz. 6 ilde başladığımız pilot uygulamaya, 2019 yılında 9 ilimizi daha ekleyerek, toplam 15 ilde emniyet ve jandarma sorumluluk bölgelerinde yüksek can güvenliği riski olan mağdurlara yönelik elektronik kelepçe uygulamamıza devam ediyoruz. Kadınlarımızın, şiddet anında en yakın kolluk birimine en hızlı şekilde ulaşması için İçişleri Bakanlığımız tarafından geliştirilen KADES (Kadın Destek Sistemi) mobil uygulamasını desteklemekteyiz" dedi.
"İlk defa 75 maddelik kapsamlı bir plan üzerinde çalıştık"
Kadına yönelik şiddetin tek bir kurumun müdahalesi ve gayretleri ile sona erdirilecek bir sorun olmadığına dikkat çeken Bakan Selçuk, bu alanda etkin ve sürdürülebilir çözümlerin ancak güçlü ve kararlı işbirlikleri ile mümkün olacağını belirterek,"Tüm kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, akademi ve medya olarak ancak el ele verip tek yürek olursak başarılı olabiliriz. Bunun için de öncelikle ilke, anlayış ve yaklaşım beraberliğini sağlamak adına, Bakanlığımız, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık Bakanlıklarımız ve Diyanet İşleri Başkanlığımız ile bir araya gelerek ilk defa 75 maddelik kapsamlı bir plan üzerinde çalıştık. Ve kararlılığımızın bir göstergesi olarak da 2020-2021 Koordinasyon Planımızı imza altına aldık. 6284 sayılı Kanun Uygulamasının Değerlendirilmesine Yönelik yeni bir araştırma yapacağız ve etki analizini değerlendireceğiz. Araştırma sonuçları ışığında, Kanuna ilişkin değişiklik önerileri ve alt düzenlemelere dair ortak çalışma yürütülecek. Adliyelerde ’adli destek birimleri’ oluşturacağız. 6284 sayılı Kanuna ilişkin ’ihtisas mahkemeleri’ görevlendirilecek" dedi.
"Şiddetle mücadeleye karşı eğitimin her kademesinde müfredatı güncelleyeceğiz"
"ŞÖNİM’lerin ve kadın konukevlerinin kurumsal kapasitesini geliştirerek ihtisaslaşmalarını sağlayacağız" diyen Selçuk, "ASDEP gibi uygulamalarla, hanelerdeki kadına yönelik şiddet vakalarını daha çabuk tespit ederek, bireylerin sosyal hizmet modellerimizden yararlanmalarını sağlayacağız. Kadına yönelik şiddet olaylarına dair risk analiz modülü geliştireceğiz. Muhtarlarımızı sürece dahil ederek mahalle bazında önleyici ve koruyucu model ağımızı yaygınlaştıracağız. Sadece mağdurlara değil şiddet uygulayanlara yönelik de önleyici tedbirleri etkin şekilde uygulamayı hedefliyoruz. Öfke Kontrol Programları yürüteceğiz. Aile Danışmanlığını yaygınlaştıracağız. Aile Eğitim Programları, Evlilik Öncesi Eğitimleri ve Baba Okulu gibi programlarla rehberlik hizmeti vereceğiz. Şiddetle mücadeleye karşı eğitimin her kademesinde müfredatı güncelleyeceğiz. Çocuk İzlem Merkezlerinin niceliğini ve niteliğini artıracağız. Veri Entegrasyonu ve AR-GE çalışmalarına devam edeceğiz. Farkındalık artırma çalışmaları ile tüm vatandaşlarımıza yönelik eğitim çalışmalarına kesintisiz devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bakan Selçuk’tan Mercan Seferberliği ’ne destek çağrısı
Herkesi Mercan Seferberliği projesine destek olmaya davet eden Bakan Selçuk konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Bugün itibariyle inşallah sizlerin de desteği ile adına Mercan dediğimiz bir yola çıkıyoruz. Bu seferberliğin adını niye Mercan olarak belirlediğimize gelirsek; kadınlar, yeryüzü atlasının mercanları, yani hayatın kaynağı, insanlığın akciğerleridir. Nasıl ki mercanlar okyanusların mimarlarıysa, kadınlar da yaşamı imar eden varlıklar aslında. Dolayısıyla kadına gelen her zarar, hayatı zedeliyor. Kadının incinmesi, insanlığın incinmesi demek. Kadının değer görmesi ise, ailenin ve toplumun yücelmesi demek. Biz, Mercan Seferberliği ile kadına yönelik şiddetle mücadele etmekle beraber kadınlarımızın kendi hikayelerini yazabilmeleri için fırsatlar sunmayı, annelik rolünü güçlendirecek politikalar geliştirmeyi, karar alma mekanizmalarında daha fazla yer almalarını sağlamayı, sosyoekonomik açıdan güçlenmelerini desteklemeyi hedefliyoruz."