İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sahurda Beşiktaş'ta partililerle bir araya geldi. Bir kafede düzenlenen sahur programına; AK Parti Beşiktaş İlçe Başkanı Ferşat Yıldırım ve partililer katıldı. Burada yaptığı konuşmada, Türk milletinin derin gelenekleri olduğunu vurgulayan Süleyman Soylu, "Biz büyük bir milletiz. Derin gelenekleri olan, birbirine muhabbeti, birbiri ile olan ilişkilerinin bugün oluşmadığı çok tarihsel bir sürecin içerisinde geliştiği ve farklı coğrafyalarda doğup, farklı coğrafyalarda yaşasak da herkesin ama herkesin birbirini anlayabildiği hissedebildiği, sadece kendine değil; gönlü ile duyguları ile dünyada olup bitene de duyarlı olan, ona bakan bir milletiz" dedi.
"15 TEMMUZ'DA SOKAĞA İLK GENÇLER ÇIKTI"
Gençlerin gereksiz yere çok eleştirildiğini savunan Süleyman Soylu, 15 Temmuz'a dikkat çekerek, "15 Temmuz darbe gecesinde sokağa ilk çıkanlar gençlerdi. Oysa hep şöyle bir eleştiri ortaya koyduk: Çocukları kaybediyoruz, gençleri kaybediyoruz. Unutuyorlar, bilmiyorlar, öğrenmiyorlar tanımıyorlar diye eleştiriyorduk. Oysa bir şeyi unuttuk. Aslında unutan onlar değil, unutan biziz. Onların da bizim gibi bu toprakların üzerinde doğduğunu unutuyoruz. Onların da bu değerler silsilesi içerisinde yaşadıklarını unutuyoruz. Onun için bizim sorumluluklarımız daha fazla. Birde elinizde İstanbul gibi bir inci olduğunda bu sorumluluklar kat be kat artıyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN HEDEFTE OLMASININ EN BÜYÜK NEDENLERİNDEN BİRİ İSTANBUL"
Dünyanın birçok ülkesinde mevkiidaşlarıyla bir araya geldiğini vurgulayan Bakan Soylu, Türkiye'ye davet edilen herkesin öncelikle İstanbul'u tercih ettiğini söyledi. Soylu, şöyle devam etti:
"Avrupa'da, dünyada nereye gidersek gidelim, hangi muhatabımızla karşı karşıya kalırsak kalalım, hangi muhatabımıza 'Ankara'ya mı gelmek istersiniz? İstanbul'a gelmek mi istersiniz?' dediğimizde hemen ilk tercihinde İstanbul'dan yana kullanılan elimizde bir incimiz var. Bu incinin ve bu büyük mücevherin de, belki de kendine ait zenginliğinin dışında başka bir esrarı daha var. O da şu, cezbediyor, çekiyor aynı zamanda sahiplenene de güç veriyor. Belki de, Türkiye'nin bu kadar hedefte olmasının temel sebeplerinden bir tanesi de bu güzel şehir."
"İSTANBUL YA İDDİASINI DEVAM ETTİRECEK YA DA BİRİLERİNİN ARKA BAHÇESİ OLACAK"
İstanbul'un büyük bir sorunla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, "Aslında Türkiye'yi de tanımlayabileceğimiz bir sorun var. Ya iddiasını devam ettirecek, dünyanın baş şehri olacak, bütün güzellikleriyle beraber ya da birilerinin arka bahçesi olacak. Hep bu kavgayı vermiş İstanbul. Ama bu kavgada, mağlup olduğu zannedilen dönemlerden bile galip çıkmış. Böyle bir hasleti var İstanbul'un. İstanbul sadece İstanbul'da yaşayanlara ait bir İstanbul da değil. Kabillilerin de İstanbul'u, Pakistan'daki kardeşlerimizin de İstanbulu. Çok şey gördük: Evet görmediğimiz bir tek şey var. O da şu: Büyük bir savaş ve tarumar olmuş bir şehir. Bunu görmedik Allah'a çok şükür. Onun dışında her şeyi gördük" şeklinde konuştu.
"İSTANBUL BİR SİYASET KAVGASININ BAŞ AKTÖRÜ DÜŞÜRÜLMEMELİ"
İstanbul'un bir siyasi kavganın içine çekilmemesi gerektiğini vurgulayan Soylu, "Bir ideolojik kavganın ve siyaset kavgasının merkezine düşürülmemeli bu şehir. Tayyip Erdoğan, İstanbul'u aldığı günden bu güne kadar, bu şehri bir ideolojik kavganın merkezi haline getirmedi. Bir siyaset kavgasının merkezi haline de getirmedi. Burayı bir iktidarı, bu kelimelerimi çok dikkatli olarak seçiyorum. Bir iktidarın siyaset kavgasının baş aktörü haline de getirmedi. Eğer bu şehri, bir ideolojik kavganın, bir siyasi kavganın baş aktörü yaparsak, bu şehrin zamanından çalarız. Şu çeyrek asırlık dönemde elde ettiği başarılara, ilerlemelere ket vururuz" ifadelerini kullandı.
"KORKUM İSTANBUL BİR SİYASET KAVGASININ SERÜVENİ HALİNE GETİRİLİYOR"
Soylu, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Bu anlattıklarım esas itibariyle, aynen evlat gibi, anne gibi, arkadaş gibi, komşu gibi, bizim bildiğimiz, bizim anlattığımız, kaybetmekten korktuğumuz, belki bir insan olarak nitelediğimiz bir şehre ait, bizim İstanbulumuza ait. Bunu çok iyi bir noktaya getirebilme kabiliyetine sahibiz. İstanbul'u hem gelenekleriyle yaşattık. Hem de İstanbul'a ayrıca bir modernize de kattık. Korkum odur ki, İstanbul bir siyasi kavganın serüveni haline getirilir. Bu benim için bizim için bir hayal kırıklığı olur. Niçin bunu söylüyorum? Tecrübem, bilgim, hissim, duygum, düşüncem sanki bana böyle bir şey söylüyor. Bazen korkuları paylaşırız, bazen de umutlarımızı. İşte ben, aslında bir taraftan umudumu bir taraftan da korkumu sizinle paylaşmak istedim. Hem insanlar, hevesleriyle, idealleriyle yaşarlar, duygularıyla yaşarlar, korkularıyla yaşarlar, heyecanlarıyla yaşarlar. Bu heyecanı devam ettirmemiz gerektiğine inanıyorum. İstanbul aynı zamanda Türkiye'nin yükselmesinin de sembolüdür. O anlayışı inşallah geleceğe taşımak taşıtmak hepimize nasip olur. Onun için İstanbulumuzu hep birlikte geleceğe taşıyalım ve kaybetmeyelim. Geçmişte yaşadığımız iyiliklere ve güzelliklere sahip çıkalım. Geçmişte yaşadığımız acı hatıraları da tekrar İstanbul'a bir vesileyle İstanbul'a yaşatmayalım."
(DHA)