Davut CAN- Melis KARAKUZULU/İZMİR, (DHA)- İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, İzmir'de Foça Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı'nda, 4 haftalık intibak eğitimlerini tamamlayan 540 subay adayının yemin törenine katıldı. Soylu, "Avrupa'nın, dünyanın sözde gelişmiş ülkelerine benzemeyiz, benzemeyeceğiz de. Biz onlar gibi annelerini, babalarını huzurevlerine bırakan bir millet değiliz. Biz mezarlarına da sahip çıkan büyük bir milletiz. Batıyı doğu karşısında öne geçiren onların sömürgecilik anlayışıydı. O anlayıştan yüzyıllar geçse de vazgeçmeyecekler. Bu yüzden batının liderlik ettiği bir dünya hiçbir zaman huzur bulmadı" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çiğli Hava Üssü'ne uçağı iniş yaptıktan sonra karayoluyla Foça'ya geldi. Soylu, Foça Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı'nda, 4 haftalık intibak eğitimleri tamamlanan 56'sı sahil güvenlik ve 484'ü jandarma olmak üzere, 60'ı kadın 540 subay adayının yemin törenine katıldı. Törene, Soylu'nun yanı sıra, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Foça Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Semih Okyar, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Ak Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül ile askerlerin aileleri katıldı. Bakan Soylu, törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını ileterek başladığı konuşmasında, dünyada artan terör ve şiddete dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Bizler bu devlete ve bu millete hizmet etmenin bir nasip olduğuna inanan insanlarız. Cenab-ı Allah bu nasipten, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinden bizleri mahrum bırakmasın. Mahrum bırakmak isteyenlere de fırsat vermesin. Dünyada insanlık adına sancılı bir dönem yaşıyoruz. 21'inci yüzyıla 'iletişim ve teknoloji çağı' dedik. Ama ne acıdır ki, bu yüzyılı terör üzerinden anıyoruz. İnsanlık bunu hak etmiyor. Binlerce yılın sonunda insanlık terörü, uyuşturucu, can korkusuyla göç etmeyi, göç yollarında can vermeyi hak etmiyor. Daha dün, sahil güvenlik ekiplerimiz, İzmir'in Karaburun ilçesinde 8 cansız bedene ulaştı. Bu insanlar niye memleketlerinden kaçsınlar. Niye dilini bilmediği, belki de ezanı bile duymayacağı başka memleketlere çoluk ve çocuklarını getirsinler. Batan teknelerde çok sayıda çocuk olduğunu değerlendiriyoruz. Bu insanlar sadece insanca bir yaşam istiyorlar. Hamile annelerin karnına şiş batırılmasın, üzerlerine bomba yağmasın, silahlı terör örgütlerinin şiddetlerine maruz kalmasın istiyorlar. Bu dünyada yaşamaya onların da hakkı vardı. Bizim dinimiz bize bir şey öğretti. Annemiz, babamız ve öğretmenlerimiz bizlere, 'Bir insan bir alemdir' diye öğretti. Bu büyük bir sözdür, belki de bütün medeniyetimizi anlatan bir sözdür. Üç beş tane gariban bu dünyanın bir köşesine illaki sığırlardı. Bazıları bize kapınızı kapatın diyor, acımayın, bunları buradan götürü atın diyorlar. Oysa bu yüzyıl böyle bir acımasızlık getirmemeliydi. Bize o yukarıdan bakanlar, bize yukarıdan bir şey ifade etmeye çalışanlar, karşımızda bu insanlık dramına seyirci kalmadık diye küçülüyorlar, eziliyorlar."
'ZENGİNLİK BİZE MEZHEBİMİZİ, KÖKÜMÜZÜ UNUTTURMADI'
Türkiye'nin zengin bir ülke olduğunu ve bu zenginliğin topluma Avrupa'daki ülkeler gibi mezhebini, kökünü ve insanlığını unutturmadığını söyleyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Komşuluğumuzun ne demek olduğunu, Kurban Bayramı'nda etimizi, Ramazan Bayramı'nda ekmeğimizi paylaşmayı unutturmadı. Biz Avrupa'nın, dünyanın sözde gelişmiş ülkelerine benzemeyiz, benzemeyeceğiz de. Biz onlar gibi annelerini, babalarını huzurevlerine bırakan bir millet değiliz. Biz mezarlarına da sahip çıkan büyük bir milletiz. Bizim anlayışımız bu değil, bu bizim vicdanlarımıza sığan bir anlayış değildir. Batıyı doğu karşısında öne geçiren onların sömürgecilik anlayışıydı. O anlayıştan yüzyıllar geçse de vazgeçmeyecekler. Bu yüzden batının liderlik ettiği bir dünya hiçbir zaman huzur bulmadı. Ama karamsar olmayın. Bu yüzyıl, 300-400 yıllık bir makasın kapanmaya başladığı bir yüzyıldır. Sömürgeciliğe yaslanarak yükselmiş bir medeniyetin, bilgeliğe, merhamete ve vicdanlara yaslanarak yükselmiş bir medeniyet karşısında gerilediği bir yüzyıldır."
'BİRİLERİ PANİKLİYOR'
Zaman zaman yaşanılan sıkıntıların ümitsizliğe sebep vermemesi gerektiğini ifade eden Bakan Soylu, "Bizde bir laf vardır, 'Hırsız boş eve girmez' derler. Birileri panikliyor. Türkiye'nin yükselişi ve kalkınma azmi birilerini panikletmiştir. Bizim evlatlarımızın İHA'lar, helikopterler yapması, bunlar için siparişler alması ve bunlarla terörle mücadele etmemiz birilerini panikletmiştir. Afrika'da açtığımız su kuyuları, hastaneler ve dünyanın her köşesinden mazlumların bu aziz millet için dua etmesi birilerini panikletmiştir. 'Afrin'e giremezsin' diyenlere karşı, güvenlik güçlerimizin Afrin'in göbeğinde olması birilerini panikletmiştir. 15 Temmuz gecesi elimizi kaldırıp artık eskisi gibi değil dememiz, birilerini panikletmiştir. Şu gerçeği her vatandaşımız hakkıyla görmektedir. 16 yılda bu güzel ülkede çok şey değişi. Türkiye'nin çehresi değişti. Yollarıyla, hastaneleri ve ulaşım imkanlarıyla modern bir ülke haline geldi. Kul kusursuz olmaz, hedeflerimiz ve yapmamız gerekenler, eksikler elbette vardır. Ama asıl önemlisi demokrasinin güçlenmiş olmasıdır. Nasıl büyük işlere imza attığımızı, her şeyin pozitif yönde nasıl değiştiğini görüyoruz, göreceğiz. Eski korkulara takılık kalmadık. Teşbihte hata olmaz, 'Denize açılmak için halatı kesmek gerekir' denir. Türkiye hastanelerde insanların rehin kaldığı günlere, bize silah verin de şu PKK ile mücadele edelim diye başkalarından medet umduğu günlere dönemez. Polisin arabama ne kadar benzin koysam diye düşündüğü günlere, ambulansın gelmediği günlere dönemez. Zorlanacak mıyız? Elbette zorlanacağız. Bize karşı duracaklar mı, evet. Ama vazgeçmeyeceğiz."
'TOPLU İĞNE BİLE ÜRETMEMİZİ İSTEMİYORLAR'
Dün gazileri ziyaret ettiğini belirten Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Hiçbirisinin yüzünde üzüntü yok. Onların karşısında dik durmaya çalıştım ama aslında ezildim. Kiminin ayağı, kiminin kolu yok ama bana , 'Hiç merak etme Bakan'ım. Elimiz, kolumuz olmasa da hainlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz' dediler. Bizler turist kafilelerinin cirit attığı, yaylalarında pikniklerin yapıldığı zengin bir ülke ideali için çalışıyoruz. 2023, 2053, 2071 hedeflerimize ulaşmak için çalışıyoruz. Bugün bizim evlatlarımız helikopterler yapıyorlar. Uyuşturucu, terör ve trafik gibi konularda nasıl faydalandığımız görülüyor. Altay tankının önümüzdeki dönem 250 adet seri üretimi gerçekleştirilecek. Dün savunma sanayi kurulu toplantısını Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yaptık. Milli ve yerli üretim konusunda nasıl kararlar alındığını bilmenizi isterdim. Tamamen yerli piyade tüfekleri artık kullanılmaya başlanmıştır. Bizi engellemek isteyenlere, bize yapmayın diyenlere karşı teyakkuzda olunmalıdır. İnanın, toplu iğne bile üretmemizi istemiyorlar."
ORGENERAL ÇETİN: MÜCADELE SÜRECEK
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin de, törende yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
"Şanlı mazisiyle ülkemizin huzur ve güvenliğinin teminatı olan jandarma teşkilatının terörle mücadelede, cephe hattında en ön safta bulunan kahraman personelimizin yetiştirilmesinde ve jandarma komando markasını yaratan, jandarma okul komutanlığımızın bu önemli gününde sizlerle beraber olmaktan dolayı çok mutluyum. Sayın bakanım, şahsınızın verdiği desteklerle jandarmamız özellikle teknolojik olarak üstün seviyeye ulaştı. Bundan sonra da jandarma teşkilatı daha da etkin görev yapacak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın direktifleriyle, ülkemizdeki son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadeleye devam edecektir. Vatan toprağının bir karışı bile bizim için önemlidir ve namusumuzdur. Ülkemizi bölmeye ve milletimizi parçalamaya çalışanlara bugüne kadar aman vermedik ve bundan sonra da vermeyeceğiz. Karşınızda, heyecanla ve vakurla göreve hazır duran bu genç neferlerimiz, gücümüze güç heybetimize heybet katacaklardır."
Subay adaylarına seslenen Orgeneral Çetin, "Okulumuzda elde ettiğiniz alt yapıyı, bundan sonra da kazanacağınız yeni bilgi ve tecrübelerle birleştirerek, mesleğinizi seviniz ve liderlik vasıflarınızı geliştiriniz. Şahsi vasıflarınızı görevinizin önüne geçirmeyiniz. Verdiğiniz sözü, yemininizi ömür boyu unutmayınız. Andınızın, şeref ve namus üzerine olduğunu unutmayınız. Büyük fedakarlıklarla, genç subaylarımızın yetiştirilmesine katkıda bulunan tüm personelimize de ayrı ayrı teşekkür ediyor ve gözlerinizden öpüyorum. Bu kahramanları saflarımıza kazandıran değerli ailelerini de tebrik ediyorum. Ne mutlu size ki, bu evlatlarınız dosta güven ve düşmana korku salıyorlar. Şu anda, çok duygulandığınızı görebiliyorum. Onlarla övünmek ve gurur duymak öncelikle sizlerin hakkıdır. Sizlere saygı ve şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Soylu ve beraberindeki heyet, törenin ardından Cuma namazına gitmek üzere Foça Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutalığı Komutanlığı'ndan ayrıldı.