Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen “Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) 60. Olağan Kurul Toplantısı”na katıldı. Siyasette, ekonomide, uluslararası meselelerde sistemli ve sürekli saldırılara maruz kalmalarına rağmen Türkiye’yi rotasından şaşırmadan hedeflerine doğru ilerlettiklerini belirten Bakan Varank, “Her yerde ifade ediyoruz, Türkiye’nin rotası yatırımdır, üretimdir, istihdamdır, ihracattır. Hedeflerimize giden yolda en büyük gücümüzün yerli ve milli ve üretimin olduğunu artık 7’den 77’ye tüm milletimizin kavradığını memnuniyetle takip edebiliyoruz” diye konuştu.
TSE’nin standardizasyon ve uygunluk değerlendirme alanlarında sahip olduğu tecrübe ve deneyim ile Türkiye’nin hem bölgedeki hem de İslam dünyasına liderlik ettiğini dile getiren Varank, “Tabii nihai amacımız TSE’yi uluslararası camiada daha fazla tercih edilen öncü kuruluşlardan bir tanesi haline getirebilmek. Şunu çok iyi biliyoruz, TSE ne kadar güçlü olursa özellikle gelişmiş ülke pazarlarındaki sanayicimiz de o kadar güçlü olur. O yüzden TSE’nin faaliyetlerine her zamankinden çok daha fazla Bakanlık olarak da önem veriyoruz. Standartların, uygunluk sertifikalarının dayanağı ve ticaretin ortak dili olduğunun altını çizen Varank, “Biz Türkiye olarak sadece standartlara uyum sağlamak değil, aynı zamanda karar verici bir ülke olmak istiyoruz. Türk Standartları Enstitümüz de adımlarını, bu hassas noktayı dikkate alarak atıyor” diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde yayımlanan Elektrikli Araçlar ve Elektrikli Araç Şarj Sistemleri Temel Terim ve Tanımlar Standardı’nın en güzel örneklerinden biri olduğunu söyleyen Varank, “Bu standartla TOGG’un ürettiği araç başta olmak üzere elektrikli araç şarj ekosisteminin güçlendirilmesi için teknik çalışmaların zeminini ve ilk adımını atmış olduk” ifadelerini kullandı.
17 Şubat’ta TSE tarafından duyurulan cep telefonu yenileme merkezleri için standardı belirlediklerini hatırlatan Varank şunları söyledi:
“Ürün yenileme alanındaki bu ilk standart, bundan sonra ülkemizde her türlü kullanılmış elektrik-elektronik ürünün ekonomiye tekrar kazandırılmasının da yolunu açacak. Böylece hem ekonomik bir değer oluşacak hem de kullanıcıların ikinci elde güvenli ürünlere erişmesinin önü açılmış olacak. Ama kullanıcılar bunları satın alırken herhangi bir garantiden faydalanamıyorlar. İşte bu ‘yenileme merkezlerinin’ elinden çıkmış ikinci el cep telefonları belirli bir garantiye kavuşmuş olacak. Vatandaşlarımız bunu satın aldıklarında bilecekler ki bu telefon ikinci el bir telefondur ama bunun üzerinde her türlü iyileştirme ve bakım yapılmıştır ve ben bunu satın aldığımda 1-2 yıl garantiye sahip olacağım. Böylece ikinci el telefonu çok daha rahat bir şekilde satın almanın imkanına kavuşmuş olacaklar.”
(İHA)