Bakan Yazıcı: Kar üstünde düşünce çocukluğumu hatırladım

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Ayder Yaylası’nda karda kayıp düştüğü sırada çocukluğunu hatırladığını belirtti. Yazıcı, “Herkes kayar düşer, bakan da olsa, başbakan da olsa, vali de olsa düşersin. Ama siyasette ayak kayması farklı, karda ayağın kayması farklı bir şeydir.” ifadesini kullandı.

Bakan Yazıcı, Rize Gazeteciler ve Muhabirler Derneği ile Rize Bazın Merkezi’nin yeni hizmet yerinin açılış törenine katıldı. Açılışta konuşan Bakan Yazıcı, çalışmak, üretmek için uygun bir ortam olması gerektiğini belirterek, “Gazeteciler, yeni hizmet yerlerinde daha rahat çalışacaklardır. Gazeteciler, takip ettiği haberleri olduğu gibi yansıtmalıdır. Ama elbette yorum da özgür olarak yapılabilir. Kamuoyu haberle doğru bilgilendirilmelidir. Üretilen haber sağlıklı, herkesin anlayabileceği nitelikte olmalıdır. Haber katıksız olmalı, ama yorum özgür yapılmalıdır.” dedi.

Daha sonra basın toplantısı düzenleyen Bakan Yazıcı, Rize'de koordinasyon toplantısı yaptıklarını ve kentte yapılan yatırımları değerlendirdiklerini söyledi. Yazıcı, “Ben hep şuna inandım. Kaynak aktarmak, bütçe tahsisi önemli, ama bunlar kadar önemli olan şey işin takibidir. Valimiz burada takibi yapıyor. Ancak biz de arkadaşlarımızla yapılması gerekenlerle ilgili yol haritası belirleyip o süreci takip ediyoruz.” diye konuştu.

Yazıcı, dün Ayder Yaylası’na gittiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayder hem yaz, hem de kış turizmi bakımından önemli potansiyel barındırıyor. İnşallah kayak merkezinin yapımına yakın zamanda başlanır ve uzun zaman geçmeden tamamlarız. Bizim Ayder'imiz, Davos'u sollayacak güzellikte ve kayak sporu bakımından kayakçıların arzu ettiği en uygun alanlardan birisi. Bunu da Rize'ye inşallah kazandıracağız.''

Bugün Bakanlar Kurulu toplantısı olduğunu, kendisinin Sayın Başbakan'dan izin alarak Rize'ye geldiğini ifade eden Yazıcı, yapacağı çalışmalardan sonra döneceğini söyledi.

Bakan Yazıcı, Ayder'de ayağının kayıp düşmesi ile ilgili sorusu üzerine de şöyle konuştu: “İnsanın kayması, düşmesi, takılması normal. Ben giderken koruma arkadaşlar bazen insanları dürtüyor. 'Niye dokunuyorsun' diyorum, 'çarpıyor' diyorlar. Çarpsın. Ben başka zaman da çarparım. Ben çocukluğumda da çarptım, başka zaman da çarparım. Düşmek de ayıp bir şey değil. Karda ayağım kaydı, düştüm. Hemen tutmaya çalışmaları hoşuma gitmedi. Kar üstünde düşünce çocukluğumu hatırladım. İnsan düşer. Çok düşmüşüm. Köyde ilkokula 4 kilometre mesafeden kestirmeden, özellikle kış aylarında kayarak okula gidip gelen bir kişiyim. Çayeli Buzlupınar köyünden, okula giderken beklerdim ki kar yağsa da kaysak. O zaman Keleş amca vardı, köyün terzisi, bir daha geldiğimde ziyaret edeceğim. Onun dükkanına giderdik. Ayaklarımızı ısıtırdık. Daha sonra babama söylerdi. Sizin uşaklar kayarak geldi, ıslaktı. Herkes kayar düşer, bakan da olsa, başbakan da olsa, vali de olsa düşersin. Ama siyasette ayak kayması farklı, karda ayağın kayması farklı bir şeydir.