HABER

Bakan Yılmaz, AA Editör Masası'na konuk oldu

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz: (2) - "Liselere giriş sistemi kapsamında yapılan merkezi sınavda, kesinlikle müfredat dışı hiçbir soru sorulmadı" - "Eğitim uzmanları, kesinlikle müfredat dışı hiçbir sorunun olmadığı, sorulan soruların öğrencilerin kazanımlarıyla beklenenle uygun olduğu, dersleri iyi anlayan, anladıktan sonra analiz yapabilen, geçmiş öğrenmeleri unutmayan, öğrendikleriyle bilmediklerini de çözebilme yeteneğini de kazanmış öğrencilerin kesinlikle bu sınavda başarılı olacağını söyledi" - "2019 yılı sonunda eğitimin kalitesinin artırılması adına ikili eğitime Türkiye'de son vereceğiz" - "Fatih Projesi kapsamında sınıflarımızı 430 binin üzerinde akıllı tahta ile donattık" - "(Bilgisayar verilmesi) 5. sınıflarda ve 9. sınıflarda dağıtacağız, 4 yıl olacak ve 4 yıl sonra da kendisinden almayacağız. Öğretmenlerimize de her 4 yılda bir yeni bilgisayar vereceğiz"

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Liselere giriş sistemi kapsamında yapılan merkezi sınavda, kesinlikle müfredat dışı hiçbir soru sorulmadı." dedi.

Yılmaz, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Eğitime ayrılan kaynağı daha verimli kullanmak ve kaliteyi artırmak için yapılması gerekenlerden birinin ikili eğitimi ortadan kaldırmak olduğunu belirten Yılmaz, ikili eğitim nedeniyle dersler bazen blok işlendiğini, öğrencilerin sabah alaca karanlıkta okula geldiğini, akşam karanlığında okuldan çıktığını, teneffüs aralarının bazen 5 dakikayı bile bulmadığını ifade etti.

Böyle bir sistemle kaliteli eğitimden bahsedilemeyeceğine işaret eden Yılmaz, "Mümkün olduğunca, ikili eğitimi, imkanlar dahilinde kaldırmak lazım. Öğrenci alaca karanlıkta gelmesin. Saat 09.00 gibi ders başlıyorsa gelsin, 15.00-16.00 gibi çıksın. Evine erken gitsin, diğer alanlarda oynasın, sosyalleşsin, dinlensin. Bunların hepsi eğitimin bir parçası." diye konuştu.

"58 bin derslik ihtiyacımız var. 47 bin dersliği şu anda planlıyoruz, yapıyoruz. İnşaat halinde." diyen Yılmaz, Nevşehir, Tunceli, Ardahan, Bartın, Erzincan, Karaman, Burdur, Artvin, Kırıkkale, Bolu, Bilecik, Sinop, Gümüşhane ve Bayburt'ta tam gün eğitime geçildiğini aktardı.

Yılmaz, "2019 yılı sonunda eğitimin kalitesinin artırılması adına ikili eğitime Türkiye'de son vereceğiz. 2019 yılı sonunda İstanbul'da biraz zorlanacağız. Özel bir gayret gösterilmesi lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın önderlik edeceği özel bir seferberliğin sarf edilmesi lazım. Eğitimin kalitesinin artırılması adına ikili eğitime Türkiye son verecektir. Çok büyük mesafe aldık." dedi.

- "21. yüzyılın dili kodlama eğitimi"

"Önümüzdeki dönem, çocuklara kodlama dersinin uygulamasını yapabilmeleri için tablet bilgisayar yerine klavyeli bilgisayarlar verilmesinin planlandığını açıklamıştınız. Bu bilgisayarlar ilk planda hangi kademedeki öğrencilere dağıtılacak?" şeklindeki soru üzerine Yılmaz, eğitimin kalitesini artırmak için yapılan çalışmalardan birinin de bu uygulama olduğunu aktardı.

Yılmaz, Türkiye'nin en ücra köşesindeki bir okula dahi internet bağlantısının sağlandığına işaret ederek, "Bilgi öğrenme, öğretmen olmadan da öğrenilebiliyor. İşte onlardan birisi de evlatlarımıza bilgi oto yollarını açabilmekti, onların ulaşımına imkan sağlayabilmekti." diye konuştu.

Fatih Projesi hakkında da bilgi veren Yılmaz, şunları söyledi:

"Fatih Projesi kapsamında sınıflarımızı 430 binin üzerinde akıllı tahta ile donattık. Her öğretmene gidip 'Memnun musunuz?' diye sorun. Eğitim sürecini hızlandırıyor. Aşık Veysel'i anlatmak için Aşık Veysel demek farklı bir şey, Aşık Veysel'in resmini koyup kendi ağzından 'Uzun ince bir yoldayım'ı dinlediğinde Aşık Veysel'in herhalde yarısını anlatmış olursunuz. Dolayısıyla gerçekten 430 binin üzerindeki akıllı tahtalardan 1 milyon 400 binin üzerindeki tablet bilgisayarlarımızı da öğretmenlerimize ve öğrencilerimize dağıttık. Ama 21. yüzyılın dili kodlama eğitimi. Şimdi 5. ve 6. sınıflarda teknoloji ve tasarım dersimizin ayrılmaz bir parçası. Daha sonraki yıllarda tercihli olarak alınacak."

Birçok belediye, sivil toplum kuruluşu, iletişim ve telekominikasyon kurumlarının kodlama dersi verdiğini ifade eden Yılmaz, "O halde sadece izleyen değil kodlamada da uygulamayı, pratiği yapabilecek, klavyesi ayrılmaz bilgisayarla 4.5 G sim kartıyla beraber taşınabilir vereceğiz. Kaçıncı sınıflardan vereceğiz, 5. sınıflarda ve 9. sınıflarda dağıtacağız, 4 yıl olacak ve 4 yıl sonra da kendisinden almayacağız. Öğretmenlerimize de her 4 yılda bir yeni bilgisayar vereceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Bilgisayar teknolojisinin 4 yıl sonra çağ dışı kaldığını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

"Önümüzdeki yıl, hem ilkokullarımıza hem meslek liselerimize hem özel eğitimlerimize alacağız ama dağıtımını öncelikle 5. sınıflarda ve 9. sınıflarda başlatacağız. 5. sınıfta alan çocuk, ortaokulu bitirene kadar, 9. sınıfta alan çocuk liseyi bitirene kadar onu kullanacak. Mevzuat eksikliklerini tamamladık. Yönetmelik eksiği vardı. Hukuki anlamda alt yapı tamamlandı. Her bir öğrenci başına en iyi hizmeti hangi bedelle verebilir diye teklif alıp, arkadaşlarla bir görüşme yapılacak, ondan sonra da dağıtımına başlayacağız diyoruz. Çok büyük mesafe aldık, çoğu gitti azı kaldı derler ya, işte burada da çoğu gitti azı kaldı."

- "Bir yabancı dili sorun olmaktan çıkaracağız"

Bakan Yılmaz, "Beşinci sınıflarda yabancı dil ağırlıklı eğitim verilmesine yönelik pilot çalışmanız sonuçlandı mı? Önümüzdeki yıl tüm Türkiye'de beşinci sınıflar yabancı dil hazırlığı mı okuyacak?" şeklindeki soru üzerine ise kendisinin Bakan olarak görevlendirildiğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eğitim alanında üç başlığı kamuya açıkladığını hatırlattı.

Bunlardan birinin ikili eğitimin kaldırılması, bir diğerinin okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve diğerinin de bir yabancı dil öğrenilmesinin sorun olmaktan çıkarılacağı olduğunu belirten Yılmaz, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla sağ olsunlar, eğitimle ilgili görüşüne başvurulacaksa, bu Milli Eğitim Bakanlığı personelidir. Arkadaşlarımız bununla ilgili bir çalışma yaptılar. 81 ilde yaklaşık 800'e yakın okul seçildi ve bu okullardaki 100 bine öğrenciye de 5. sınıfta haftada 15 saat İngilizce dersi verdik. Arkadaşlarımız, şimdi bir rapor çalışması yaptılar. O daha henüz tamamlanmadı ancak bana söyledikleri bu eğitim alan öğrencilerden bir kısmı, yurt dışında bir eğitime gitse doğrudan muafiyet kazanacak, hazırlık sınıfını atlayabilecek kapasiteye, dilde yeterliliğe, görme, okuma, yazma, anlama gibi 4 alandaki yetkinliğinin istenilen düzeye geldiğini ifade ettiler.

Bunu, yaygınlaştırmak hem de daha kalıcı hal getirmek istiyoruz. Gereken müfredatı değiştirdik. Bu yıl yaptığımız çalışmalarla yabancı kitapları, yani dille ilgili kitapları öğrencilerimize vermiştik. Önümüzdeki dönemde bu eğitimi hem yaygınlaştıracağız hem de eksiklikleri var ise ki vardır onları da gidererek inşallah önümüzdeki dönemde bir yabancı dili sorun olmaktan çıkaracağız."

- "Bizim yaptığımızı şimdi vaat olarak söylüyorlar"

Eskiden liselerde hazırlık sınıfı olduğunu, bunu ortaokula aldıklarını aktaran Yılmaz, muhalefet partilerinden birinin "erken dönemde yabancı dili öğreteceğiz." diye açıklamalarda bulunduğunu kaydetti.

Yılmaz, "Yani, bizim yaptığımızı şimdi vaat olarak söylüyorlar." dedi.

İyi bir başlangıç yaptıklarını, başlamanın işin yarısını bitirmek anlamına geldiğini vurgulayan Yılmaz, daha yapmaları gereken şeyler oluğunu bildirdi.

- "Müfredat dışı soru yok"

2 Haziran'da sınavı yapılan liselere girişte merkezi sistem ile ilgili çeşitli iddialar ortaya atıldığının anımsatılarak, "Sınavın zor olduğu, özellikle sayısal bölümde öğrencilerin çok zorlandığı, okullarda görülmeyen konuların öğrencilere soru olarak yöneltildiği, TEOG'dan çok farklı bir sınav olduğu yönünde eleştiriler var. Bu sınavda öğrencilere müfredat dışı soru soruldu mu? Sınav sistemi bundan sonra da bu şekilde mi devam edecek?" şeklindeki soru üzerine Bakan Yılmaz, kendisine de bu konuda her türlü eleştirinin geldiğini aktardı.

Yılmaz, eğitim uzmanlarının kendisine yaptıkları açıklamalar hakkında şu bilgileri verdi:

"Eğitim uzmanları, kesinlikle müfredat dışı hiçbir sorunun olmadığı, sorulan soruların öğrencilerin kazanımlarıyla beklenenle uygun olduğu, dersleri iyi anlayan, anladıktan sonra analiz yapabilen, geçmiş öğrenmeleri unutmayan, öğrendikleriyle bilmediklerini de çözebilme yeteneğini de kazanmış öğrencilerin kesinlikle bu sınavda başarılı olacağını söyledi. Ama şunun altını çizerek söylüyorum. Bu ana kadar hiçbir eğitim uzmanı, veliler diyebilir ama hiçbir eğitim uzmanı, kesinlikle müfredatta olmayan bir soru soruldu diye hiçbir yer görmedik. Her şey mutlaka müfredatta vardı, kazanımlara uygundu.

Aralık ayında biliyorsunuz, örnek sorular yayımladık. Hiçbir eğitim uzmanı, 'Aralık ayında bu soruları yayımladınız ama şimdi sorduğunuz sorularla aralık ayındaki ile bir paralellik, bir uyum yok' diyeni de görmedik. Denilen şuydu; müfredata uyumlu, kazanımlara uyumlu ve aralık ayında örnek sorularla da paralel olarak bir sınav yapıldı."

Dershane eğitimcilerinin TEOG gibi olması yönünde beklentilerinin olduğu değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, bu sınavın öyle olamayacağını belirterek, "Ders saatine göre, biz her dersten 2 veya 3 yazılı sınav yapıyorduk. Bu 2 veya 3 yazılı sınavın bir tanesini Bakanlık olarak biz yapıyorduk. Öğretmenden öğretmene değişen bir değerlendirme olmasın, okuldan okula değişen bir değerlendirme olmasın diye, öyle bir sınav hazırlayalım ki bütün öğrencilerimize Bakanlığımızın hazırlamış olduğu soruları soralım, o 2 veya 3 yazılı sınavda birisi sayılsın ve diğer yazılı sınavlarla da toplanarak öğrencinin başarı notu çıksın diyorduk. Normal sınav yapılanla şimdi bu bir sıralama ve eleme sınavı. Sıralayacağız, 1 milyon öğrencimiz sınava girmiş, kaç bin öğrencimizi yerleştireceğiz? 120 bin öğrencimizi yerleştireceğiz." diye konuştu.

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler