5. İzmir İktisat Kongresi'nin ikinci günü, panellerle devam etti. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın moderatörlüğünü yaptığı "Yüksek ve İstikrarlı Büyüme Perspektifinde Türkiye Ekonomisi" konulu panelde Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakçı, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Naci Ağbal, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Yörükoğlu, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak ve TÜSİAD Başkan Yardımcısı Memduh Boydak, Türkiye ekonomisiyle ilgili görüşlerini dile getirdi.Panelin açılışını yapan Bakan Yılmaz, küresel ortamda yaşanan kriz ve sonra yeniden yapılanan dünyada ekonomi politikalarının tekrar ayarlanması, tartışılması ve büyüme stratejilerinin ele alınması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin son 10 yılda yüzde 5'in üzerinde büyüme sağlayarak 230 milyar dolardan 786 milyar dolarlık ekonomiye ulaştığını kaydeden Yılmaz, "Kişi başına gelirimizi 10 bin 500 dolarlara kadar çıkardık. Önümüzdeki dönemde, geçtiğimiz temmuz ayında TBMM'de kabul edilen 10. 5 Yıllık Kalkınma Planı perspektifinde önemli hedeflerimiz var. 2023 çerçevesinde önemli hedeflerimiz var. 10. planımızı, 2023 vizyonumuzun ilk dilimi şeklinde hazırladık, 2014-2018 dönemini kapsıyor. 2018 yılına geldiğimizde 1,3 trilyon dolarlık bir ekonomi, 16 bin dolarlık kişi başına gelir, 277 milyar dolarlık ihracat öngördük. İstihdamı arttırmayı, işsizliği düşürmeyi öngördük. Nerede olduğumuzu iyi bileceğiz, nereye gitmek istediğimizi iyi bileceğiz. Üçüncü ve önemli soru ise bulunduğumuz noktada, ulaşmak istediğimiz noktaya nasıl ulaşırız? Bugünkü oturum, büyüme açısından 'Nasıl?' sorusuna cevap aradığımız bir panel olacak." şeklinde konuştu. Hedeflere ulaşmak için büyümeye devam edilmesi gerektiğine dikkat çeken Cevdet Yılmaz, "Çünkü büyümeyen bir ekonomide istihdam yaratmanız, kamu harcamalarında arzu ettiğiniz politikaları uygulamanız mümkün değil. Türkiye büyümeye devam etmelidir ama 90'lı yıllarda olduğu gibi bir ileri iki geri olmamalıdır, yani istikrarsız bir büyümeden bahsetmiyorum. Sadece ekonomik büyüme değil, kaliteli bir büyüme sağlamalıyız. Bu kaliteli büyüme çerçevesinde çevreyi tahrip etmemeliyiz. Çevreyle büyümeyi eşzamanlı yapmalıyız. Yeşil büyüme diye bir kavram var, bunu da ele almamız gerekiyor." dedi. Büyümenin tüketimden mi üretimden mi kaynaklandığının çok önemli olduğunun altını çizerek, "Daha yüksek bir katma değerden mi yoksa daha hassas bir kaynaktan mı geliyor? Bunları en ince ayrıntısına kadar tartışmalıyız." diye konuştu.OLPAK: YATIRIM İÇİN HUZUR, GÜVEN VE İSTİKRAR İSTERİZMÜSİAD Başkanı Olpak ise işadamları olarak yatırım beklentilerinin huzur, güven ve istikrar ortamı olduğunu belirterek, "Son 10 yıldaki siyasi istikrar sayesinde yakalanan ekonomik istikrar, bizi iyi noktalara taşıdı. Tekrar yatırım yapılabilir ülke durumuna geldik." dedi. Nail Olpak, Türkiye'de güven ortamının sağlandığını, demokratikleşme adımlarıyla birlikte huzur ortamının oluşmasının kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Türkiye'nin kalkınması yolunda yeni eşiğin orta gelir tuzağı olduğunun altını çizerek, "Eğer biz bu eşiğe takılıp kalmak istemiyorsak katma değeri yüksek ürünleri tasarlamayı, üretmeyi ve kullanmayı bilen, eğitim seviyesi yüksek gençler yetiştirmeliyiz. Ayrıca yargı reformunu tamamlamalıyız." şeklinde konuştu. Mesleki eğitimin önemine de dikkat çeken Olpak, üniversitelerin planlamalarını bu doğrultuda yapması gerektiğini, gençlerin doğru işlerde çalışmasını sağlamanın çok önemli olduğunu vurguladı. Kaliteli finansmana kolay erişimin çözülmesin de önemli bir faktör olduğunu kaydeden Olpak, bankacılık sistemini eleştirdi. Bankaların, ticari işletmeler olmalarına rağmen risk taşımaz bir konumda bulunduğuna dikkat çekerek, teminata dayalı bankacılığı posta memurluğuna benzetti. Müsteşar Çanakcı da yüksek ve istikrarlı büyümenin G20 ülkelerinin önemli bir gündem maddesi olduğunu belirtti. Dünya ülkelerinin büyüme odaklı bir strateji izlediğini ve ticari işbirliklerinde artan bir trendin söz konusu olduğunu aktardı. Çanakçı, "AB ile Amerika ve Japonya arasında yapılan görüşmeler, küresel bir eğilimi ortaya koyuyor. Finansal sektör düzenlemeleri, artık büyüme politikalarının önemli bir parçası haline geldi. Eğer gözetim, denetim ve risk yönetimi etkin ve baskın şekilde yapılamazsa büyüme üzerinde önemli bir etkisi olabiliyor." dedi. Son 10 yıldaki Türkiye'nin ekonomik tablosunu değerlendiren İbrahim Halil Çanakçı, "Türkiye için birçok açıdan önemli, yüksek ve istikrarlı büyüme. Türkiye'nin son 10 yılda büyümesi, çok daha dalgalı görünüme sahip. 1999-2012 döneminde ortalama standart büyümeye göre istikrarlı büyümeye ihtiyacımız var, çünkü dalgalı yapı sarsıcıdır. Yüksek büyümeye ihtiyacımız var." diye konuştu. Yurtiçi tasarrufların önemine değinerek, Türkiye'ye sermaye girişlerinde de dalgalanmanın söz konusu olduğunu dile getirdi: "İstikrar arttı, belirsizlik azaldı, enflasyon düştü. Tasarruf oranlarının düşmesine önemli ölçüde yol açtı bu oranlar. Türkiye’ye sermaye girişleri de biraz dalgalı, bu yapıyı düzeltmemiz lazım. Yurtiçi tasarrufları arttırmalıyız."Müsteşar Ağbal ise 2003 ile 2007 yılları arasında faiz dışı maliye politikalarının kararlılıkla sürdürüldüğü dönemler olduğunu ve sürecin devam ettiğini açıkladı. Bütçe açığının çeşitli alanlarda olumlu gelişmelere sebep olduğunu dile getirerek, “Bütçe açındığındaki gelişmeler, kamu borç stoğundaki iyileşmelere neden oldu. Bütün olumsuz koşulların olduğu dönemden 10 yıllık dönemde, Türkiye’nin mali politikaları döneminde iyileşme, normalleşeme olduğunu söylemek mümkün." dedi.BOYDAK: UZUN DÖNEMLİ EĞİTİM, İSTİKRARA KATKI SAĞLARTÜSİAD Başkan Yardımcısı Boydak, büyümede işgücünün eğitimlive üretim teknolojilerinin yeni olmasının önemli etkenler olduğunu söyledi. Yüksek ve istikrarlı büyüme için faktör verimliliğinin artırılması gerektiğinin altını çizerek, "Sürekli değişen eğitim sistemi yerine, küresel ihtiyaçları karşılayacak uzun dönemli eğitim sistemi, istikrarlı politikalara katkı sağlayacaktır." diye konuştu. Sürekli ve istikrarlı büyüme için yapısal önlemler alınmasının önemine değinerek, KOBİ'lerin üretim verimliliğinin artırılması ve kurumlaşmasının da önem taşıdığını ifade eden Boydak, üretmeye ve yatırım yapılmaya devam edilmesi gerektiğini anlattı. Büyüme için yatırımların millî gelire oranının yüzde 24-25 seviyelerine yükseltilmesinin önemini vurgulayan Boydak, "Cari açık yapmadan bunu yapmanın yolu, iç tasarrufları arttırmakla olabilir. Bunun sağlanması, özel ve kamu kesiminde tasarrufların arttırılmasıyla olabilir." dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz