Denizli'deki 15 Temmuz Demokrasi Şehitlerini Anma ve Milli Birlik Günü etkinlerine, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de katıldı. Zeybekci, ilk olarak sabah Asri Mezarlık'ta bulunan Anıt Şehitliği ziyaret etti. Denizli Valisi Hasan Karahan, AK Parti milletvekilleri Şahin Tin, Cahit Özkan ve Sema Ramazanoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Osman Zolan, 11'inci Komando Tugay Komutanı Kurmay Albay Gültekin Yaralı, AK Parti İl Başkanı Necip Filiz, belediye başkanları, daire müdürleri, askeri erkan ve şehit yakınlarının da katıldığı ziyarette Kuran okundu, dua edildi. Bakan Zeybekci, eşi Ayşen Zeybekci ile birlikte şehitlerin yakınlarıyla yakından ilgilendi. Ziyarete katılan Zeybekci ve protokol üyeleri, şehit mezarlarına karanfil bıraktı. Zeybekci ve protokol üyeleri daha sonra Asri Mezarlık'ta bulunan Polis Şehitliği'ni de ziyaret etti.
15 TEMMUZ ŞEHİDİNİN EŞİNE BAYRAK VERDİ
Bakan Zeybekci, daha sonra 15 Temmuz darbe girişimi gecesi İstanbul'da darbecilere karşı koyarken yaşamını yitiren Denizlili şehit Haki Aras'ın ailesini ziyaret etti. Lise Caddesi'nde oturan aileyi ziyaret eden Zeybekci, burada şehit Haki Aras'ın eşi Firuza Aras ve 10 yaşındaki kızı Arzu Aras'a, Haki Aras'ın ülkesi ve demokrasi için can verdiğini söyledi. Zeybekci, Aras'ın eşi Firuza Aras'a Türk bayrağı hediye etti. Zeybekci daha sonra geçen hafta Van'ın Başkale ilçesinde yol kontrolu sırasında teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan jandarma uzman çavuş Emrah Ceylan'ın ailesini, Adalet Mahallesi'ndeki evinde ziyaret etti. Zeybekci, şehit uzman çavuşun ailesine taziyelerini iletti.
ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERLE BULUŞTU
Bakan Zeybekci daha sonra, Denizli Polisevi'nde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından şehit yakınları ve gaziler onuruna verilen yemeğe katıldı. Yemekte ilk olarak söz alan Vali Hasan Karahan, Türk milletinin en zor anda bile dimdik ayakta olduğunu, 15 Temmuz'da Türk milletinin milli iradeye sahip çıktığını, iman dolu göğsünü siper ederek hain kalkışmaya izin vermediğini söyledi.
Yemekte konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise, Türk milletinin tarihi boyunca diz çökmediğini, aman dilemediğini, yazılı 3 bin yıllık tarihi boyunca hiç teslim olmadığını belirtti. Dünyada 40'ın üzerinde ülkede 80'in üzerinde şehitliği olan başka bir ülke olmadığını belirten Zeybekci, "Dünyanın en güzel topraklarını kendine vatan etmiş olan bir milletin evlatlarıyız. Muhteşem bir tarihe sahibiz. Onun için bize hep böyle kıskançlıkla bakarlar, düşmanlıkla bakan gözlerin sayısı bir anda artıverir. Sanmayın ki, bunlar hep basit. Sanmayın ki; 40 yıldan beri bu milletin başına dert olan satılmış teröristler, ruhlar o kadar basit değil. Her birinin ruhundaki, aklının en arkasında ne olduğunun hepsini biliyoruz. En derinlerinde neler var, onları da biliyoruz. Dünyanın en güzel coğrafyasını kendine vatan yapmış bu millet her zaman gözaltında olur. Onun için bu toprakları vatan yapmak bedelli olur. Biz bu bedeli ödedik. Bu toprakların hiçbir karışı yok ki, şehit kanıyla sulanmasın, suladık" dedi.
"İZMİR'E ÇIKAN YUNAN YİĞİT BİR DÜŞMANDI"
Kurtuluş Savaşı'nda İzmir'e çıkan Yunan askerlerinin bile yiğit bir düşman olduğunu söyleyen Zeybekci, "Savaş, mücadele ve saldırı artık yiğitçe olmuyor. Açıkça söylüyorum, 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkan Yunan yiğit bir düşmandı. Düşmanın yiğidi olur, kalleşi olur. Düşmanın namuslusu, namussuzu olur. 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkan düşman, çünkü üniformasıyla geldi, bayrağını çekerek, silahını omuzuna asarak geldi. Gemisiyle, topuyla, tüfeğiyle geldi. Karşımıza dikildi, niyeti de senin vatanını işgal etmek, seni Anadolu'dan sürmek için geldi. Geldi, savaştı, karşılığını aldı, yenildi ve denize döküldü gitti. Gazi Mustafa Kemal'in dediği gibi 'Geldikleri gibi gittiler.' Ama artık günümüzde değişti. Günümüzde düşmanın şekli değişti, savaşların şekli değişti. Keşke karşımıza yiğitçe çıksalar. Yok artık öyle düşmanlar. Kalleşçe çıkanlar, artı her şeyiyle çıkanlar. Yani kendisi çıkmayıp da maşa kullananlar, birilerini çıkaranlar, birilerinin birilerini yani üçünce dereceden maşalarla çıkanlar. Biliyoruz. Ama bir de diğer şeyler var. Ekonomik savaşlar var. Enerji, su, teknoloji, bilgi, propaganda savaşları. Değişti, bunların hepsi. Onun için gelecek nesillerimize, çocuklarımıza, yavrularımıza, bunu anlatıyoruz ve anlatmaya devam edeceğiz" dedi.
"TÜRKİYE KALKININCA, BÜYÜYÜNCE GEZİ OLAYLARI ÇIKARILDI"
Bugün dünyanın kendi ekonomisine bağımsız şekilde sahip çıkabilen, bilgiyi, teknolojiyi üreten milletler ve tüketen milletler olarak ikiye ayrıldığını belirten Zeybekci, Türkiye'nin teknolojiyi, bilgiyi tüketen milletler sınıfına sokulmak istendiğini belirtti. Türkiye'ye 1999-2002 yılları arasında düzenlenen operasyonların ekonomik operasyonlar olduğunu, Türkiye'nin IMF'ye muhtaç olup, talimat alan bir ülkenin bazı güçlerin hoşuna gittiğini söyleyen Zeybekci, 2002'de ülkenin 100 liralık verginin 87 lirasını faize ödeyen bir ülke olduğunu, 2013'te bu oranın 10 liraya düştüğünü, yüzde 7 bin faizin yüzde 4'e düştüğünü, IMF'ye olan borçların ödendiğini vurguladı. Türkiye'nin 2013 yılı Mayıs ayında inşa edilen havaalanları, köprüler, büyüme ve kalkınmasıyla dünyada parmakla gösterilen bir ülke haline geldiğini söyleyen Zeybekci, "Gezi olayları başımıza gelmedi mi? Gezi olaylarında demlediler mi mesele ağaç değil sen gel buraya diye. Mesele 3'üncü havaalanının iptaliydi, nükleer santralin durdurulmasıydı. Türkiye'de istihdamın artmasıydı mesele. Onun için gezi olayları çıkarıldı. Gezi olaylarında bu devlet onlara gereğini yaptı ve geldikleri yere gönderdi. Gazi Mustafa Kemal'ın dediği gibi geldikleri gibi gittiler. Nereden geldiklerini de biliyoruz. Yaklaşık 160 tane yakalayıp, sınır dışı ettiklerimizin hangi ülkelerden geldiklerini biliyoruz. Gezi olaylarından sonra 17-25 Aralık'ta Türkiye başka bir dalgayla saldırıya tutuldu. Hukukla, ekonomiyle birçok alanda ne tür yalanlar, iftiralar varsa hepsiyle beraber. Bu millet elhamdülillah, Cumhurbaşkanımızın da dirayetiyle buna direndi. Bunları birbirinden kopuk olmadığı için anlatıyorum" diye konuştu.
"FARE ÇUKURLARI GİBİ O ÇUKURLARI MEZAR OLDU"
Türkiye'nin son yıllarda yaşadıklarının Dumlupınar'dan, Sakarya'dan, Kıbrıs'tan, Karabağ'dan, Kandil'den, Tendürek'ten ayrı olmadığını söyleyen Zeybekci, "7 Haziran'dan önce bu ülkede terör örgütünün partisini Türkiye partisi, barış partisi diye boyayıp, kınalayıp, Türkiye'ye operasyon düzenlemediler mi? Tek başına iktidarı bitirdiler" dedi. Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde terör örgütünün güvenlik güçlerine karşı açtığı çukurları hatırlatan Zeybekci, "Kardeşlerin arasına nefret tohumları atılsın, iç savaş çıksın. Olmadı. Bu milletin 1500 yıl önce Orhun Kitabelerinde denildiği gibi, bu devlet gereken cevabı verdi. Fare çukurları gibi o çukurları onların mezarı oldu. Şimdi o şehirleri tekrar abad ediyoruz" dedi.
"15 TEMMUZ'DA CAMİDEN, KAHVEDEN, BİRAHANEDEN ÇIKAN KOŞTU"
Gezi Olayları, 17-25 Aralık operasyonları ve 7 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye'nin hain işgal girişimini yaşadığını vurgulayan Zeybekci, "2015'te beceremediler, son çareleri de geriye kala kala 15 Temmuz'du. 15 Temmuz'daki operasyon; ekonomik, ticari, finansal operasyonlar Çanakkale, Mekke Medine Savunması da dahil olmak üzere birbirinden ayrı değildir. Suudi Arabistan'da o operasyonu yapan Lawrence da aynı mantıkla geldi. 15 Temmuz günü bu millet dünya demokrasi tarihine geçecek bir demokrasi destanı yazdı. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı meydanlara, sokaklara inin dediğinde camiden, kahveden, birahaneden çıkan koştu. Bu şehitlerin arasında hepsi de vardı. Hepsi de bizim için, o bayrağımızın renginde şehittir. Bizim için, mekanları da cennettir. İslam'ın, bölgenin çadır direği olan bu ülke dimdik ayakta kalmıştır. Bu millet demokrasiye, yönetime, hükümete, vatanına ve bayrağına el koymuştur. Gayri bu millete hiç kimse bir şey yapamaz. Bir daha hiç kimse böyle bir ahlaksızlığa, soysuzluğa tevessül edemez. 15 Temmuz'u iyi okumak lazım. 15 Temmuz, Çanakkale'de bile bile şahadete yürüyen Mehmet'imin o davasıyla aynı. İşgal girişimiydi o. Bir darbe girişimi değildi, Recep Tayyip Erdoğan'ı, hükümeti, bakanları düşürme girişimi değildi. Tarihe not düşsün diye söylüyorum, bu bir işgal girişimiydi. Türkiye'nin güney doğusunda nesebi belli olmayan iskanlar yaratma projesiydi. Operasyon buydu. Vicdanını, soyunu, sopunu bir yerlere satmış olan o hastalıklı zihniyet bu operasyonun bir parçasıydı" dedi.
"15 TEMMUZ'U UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ"
15 Temmuz'u unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını belirten Zeybekci, "Suriye'de Irak'ta neler oldu şöyle baktığımız zaman Türkiye'yle ilgili çizilen haritanın bir bölümünün koparılması operasyonunu da görüyoruz. Bu millet 5 saatlik dahi olsa, mevzubahis vatansa gerisi teferruattır der ve bir dakika bile tereddüt göstermez. Bu milletin bu özelliğini asla unutmasınlar. Hayalleri, hevesleri olanlar heveslerine kursaklarında güzel bir mezar hazırlasınlar. Onlara bu vatanda yer yok. 15 Temmuz işgal girişiminde bir tek parçası dahi bulunmayan şehitlerimiz var. 15 Temmuz'u unutmayacağız, 15 Temmuz unutturmayacağız. 15 Temmuz hain bir işgal girişimidir. O tümseği geçme günüdür 15 Temmuz, artık ebed bizimdir. Bu mücadelelerde şehit olan, öğretmeninden doktoruna, polisinden askerine, korucusuna kadar, yol yaparken, elektrik döşerken şehadete yürüyen herkesten Allah razı olsun. Mekanları cennet olsun. Rabbim onları da bizlere cennette buluştursun inşallah" diye konuştu.
"DENİZLİ 15 TEMMUZ'DA DESTAN YAZDI"
Denizli'nin 15 Temmuz'da, Ankara'nın 'Kahraman Kazan' İlçesi gibi bir destan yazdığını, meclisin de aynı şekilde davrandığını belirten Zeybekci, "O gece Meclisteydik. Sadece kurşun ve silah seslerini duyuyorduk. Üzerimizdeki ağaçların dalları aşağı düşüyordu, meclise girdik ve bir yemin ettik o gece. 'Bu milletin bize emaneti olan iradesini, bu ihanet postalarının altına teslim etmeyeceğiz ve burada öleceğiz' dedik. Ondan sonra meclisi bombaladılar. 120 milletvekili vardı. Bir kardeşim Denizli'den aradı, 'Bunlar tugaydan çıktı, gidiyorlar' dedi. O gün Çardak'ta bir destan yazıldı. O konvoyun Çardak Havaalanı'nda döndüğü yerde durdurulması, bir kardeşimiz askeri araca çıkarak anahtarı almaya çalışıyor. Biraz sonra tekrar durduruluyorlar. Çardak Belediye Başkanı'yla konuştuk. 'Bunlar havaalanına girmeyecek' dedim. Bunlar girerse bilirim ki, belediye başkanımız şehit olmuştur dedim. İlçenin ve havaalanının elektrikleri kesildi, jeneratörlerin yakıtları boşaltıldı. Çardak bir destan yazdı, 600 kandırılmış komandonun Kayseri'den gelen askeri uçakla Ankara'ya nakledilmesini engelleyerek bir destan yazdı. Çardak'a millet adına, vatan adına bir dur anıtını oraya koyacağız" dedi.
"SENDEN İZİN İSTEYEN Mİ VAR?"
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Avusturya'nın toplantı yapmasına izin vermediği yolundaki haberlerle ilgili olarak ise, "Geçtiğimiz gün, bizim böyle bir talebimiz de yok. Oradaki kardeşlerimiz 16 Temmuz günü Avusturya'da beraber olmakla ilgili bir program ayarlıyor. Gideriz veya gitmeyiz, böyle bir şey de yok. Resmi olarak başvurumuz da yok. Duyuyor bir yerden. Sırf popülizm, sırf siyasete malzeme olsun diye, sırf bu millete sövmek onlar için kahramanlık. Diyor ki, Nihat Zeybekci gelirse izin vermeyiz. Senden izin isteyen mi var ? Bu ne nezaketsizlik ? Dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi Türkiye, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi Türkiye. En geç 10 yıl içinde dünyanın ilk 10'undan biri olacak, Avrupa'nın ilk üçünden biri olacak, 80 milyonluk nüfusu 90 milyon olacak, kişi başına milli gelir 25 bin dolar olacak. Refah ülkesi olacak. Bütün bu kültür coğrafyasının şemsiyesi olacak, toplanma merkezi olacak. Onlar ellerinde kalem bu bölgede harita çizemeyecekler. Karın ağrıları bu, dertleri bu. Onun için buna müsaade etmeyeceğiz. Gereği neyse onları yapacağız" diye konuştu.
Bakan Nihat Zeybekci, yemeğin ardından Denizli'den ayrılarak Ankara'ya döndü.