Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, cezaevlerinde açlık grevine devam edenlere, "Doğabilecek olumsuz sonuçlardan sadece siz sorumlu olursunuz. Buna gönlümüz razı değil" diye seslendi.
Bakanlar Kurulu sonrasında bir açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin cezaevlerindeki açlık grevlerini hatırlatması üzerine Arınç, açlık grevlerinde 54. güne girildiğini belirterek, açlık grevini sürdürenlere çağrıda bulundu. Ortaya atılan talepleri gündeme getirmek için açlık grevi yapmaya gerek olmadığını söyleyen Arınç, bunu TBMM'deki siyasi parti temsilcileri aracılığıyla veya kendilerine mektup yazma yoluyla yapabileceklerine dikkat çekti. "Herkesin hayat hakkının kutsallığını biliyoruz ve bu hayat hakkının sona ermemesi için her türlü tedbiri alıyoruz" diyen Arın, "Sizin taleplerinizi duyduk, sizin taleplerinizin farkındayız" diyerek açlık grevlerinin bir an önce sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Arınç, "Bütün Türkiye'yi üzecek durumlarla bizi karşı karşıya bırakmayın" derken, ortaya atılan taleplerin çözüm yerinin parlamento olduğuna işaret etti.
Açlık grevindeki mahkumlara, "Doğabilecek olumsuz sonuçlardan sadece siz sorumlu olursunuz. Buna gönlümüz razı değil" diyen Arınç, ret ve inkar politikalarının ortadan kaldırılmasına ve anadilde savunma konusunda atılan adımlara rağmen bu grevin devam etmemesi gerektiğini belirtti. Arınç, şunları söyledi:
"Bunları hem Meclis'te konuşma imkanımız var hem tartışma imkanımız var. Atılan tüm adımlara karşı anlamsız grevi devam niyetinde olursanız, biz her şeyi yapmış vicdannen sorumlu olmayacağımız bir noktada kendimizi kabul ederiz. Bizi üzmeyin, milletimizi üzmeyin. Ümit ediyorum ki, yarın bütün farkındalıkları kazanmış insanlar olarak sizin bu taleplerinizi tartışabilecek demokratik ortamın Türkiye'de var olduğunu bilerek bu grevi sona erdirin. Bunu bekliyoruz."
PKK'NIN SALDIRDIĞI OKULLARA 'ÖZEL GÜVENLİKÇİ'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK terör örgütünün saldırılar gerçekleştirdiği okullara yönelik güvenliği artırma konusunda bir çalışma olup olmadığı sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın sunumu sırasında bildiğiniz gibi 'Toplum Yararına Çalışma' diye sanıyorum 4-5 yıldan beri devam eden bir konu var. Önce 6 aydı sonra 9 ay ücret verilmek suretiyle, özellikle Milli Eğitim hizmetlerinde, temizlik hizmetlerinde, başka kurumlarda insanlar çalıştırılmaya başlandı. Bu başarılı bir süreç olarak da devam ediyor. Bir arkadaşımız 'peki bunların bir kısmı da özel güvenlikçi olarak çalışabilir mi' dediğinde, eğer sertifika alabilirse; biliyorsunuz özel güvenlik için sanıyorum kurslar var. Ve onların bir kısmı silahlı sertifika veriyor, bir kısmı da silahsız sertifika veriyor. Bunun için bir tahsil şartı var bildiğim kadarıyla. Herhalde en az lise mezunu olması lazım. Eğer sertifika sahibi olanlar varsa bunlardan bu amaçla da istifade edilebilir denilmişti. Bir düşünce olarak konuşuldu, ben şahsen olumlu olduğunu düşünüyorum."
"ADALET BAKANLIĞI BU KONUDA TEK YETKİLİ MERCİDİR"
Bülent Arınç, bir gazetecinin Öcalan'ın avukatlarıyla görüşememesinin önündeki mevzuatın ne olduğunu sorması üzerine şunları söyledi:
"Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olan bir insanın kararı kesinleşmemişse, yani dava halen devam ediyorsa, her dava için bunu söylemek mümkün; avukatlarıyla hukuki istişarelerde bulunmak amacıyla onun görüşme imkanı vardır. Hakkındaki karar kesinleşmişse, bütün derecattan geçerek ki, Öcalan'la ilgili böyle bir karar olduğunu herhalde herkes biliyor. O zaman avukatlarıyla bu konuda görüşmesinin uluslararası hukuk çerçevesinde karşılığı yoktur. Ancak o kişi, başka başka sebeplerle avukat talep ederse, olabilir ki, o kişinin ailevi bir sorunu vardır. Bir miras sorunu vardır. Yani çözülmek zorunda olan başka bir problemi olabilir. O takdirde avukatla görüşmek istediğini şüphesiz bu konuda infazla yetkili olan Adalet Bakanlığımızın uygun görmesi lazım.
Geçmişte Öcalan'ın kendi ana davasının kesinleşmekle birlikte başka açılmış ve süreci devam ettirmeye matuf davalar vardı. O davalar sebebiyle avukatlarıyla görüşüyordu. O davalar da bitti. Dolayısıyla benim söylediğim iki konu önemlidir. Bir; kendisinin kabul etmesi, arzu etmesi ve istemesi. İkincisi de; bu görüşmenin ne amaçla olacağının Adalet Bakanlığı tarafından bilinip ona göre bir karar verilmesi gerekecektir. Adalet Bakanlığı bu konuda tek yetkili mericiidir."
"RİCA EDİN, AÇLIK GREVLERİNİ SONA ERDİRSİNLER"
Bu arkadaşlarımız, özellikle bu açlık grevleriyle, oradaki tutuklu ve hükümlülerle, onların savunduğu ve dayanak yaptığı konularla yakından ilgili olarak kendilerini gösteriyorlar. Şahıslarına karşı hiçbir diyeceğim yok. Bir milletvekili arkadaşınız olarak ben onlara diyorum ki, bu içeride bu grevi sürdürmek niyetinde olan, gerek baskı gördüğünden, gerek inandığından; kalplerini yarıp bakamayız. Bu kişilerle görüşün, aileleriyle görüşün, yakınlarıyla görüşün. Onlara etkili olabilecek kimse, onlar daha iyi bilirler. Onlar daha iyi bilirler, ben onlar kadar bilemem. Onlarla görüşün ve onlardan rica edin; bu açlık grevlerini sona erdirsinler. Eğer böyle hayırlı bir iş yaparlarsa, biz BDP'li milletvekili arkadaşlarımıza sadece teşekkür ederiz."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz