YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bakanlar Kurulu Toplantısı Sona Erdi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, okullarda dağıtılan sütlerden birçok çocuğun zehirlendiği şeklindeki haberler için, "Üzücü bir...

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, okullarda dağıtılan sütlerden birçok çocuğun zehirlendiği şeklindeki haberler için, "Üzücü bir olay ama büyütülebilecek veya bugün yapılan bu çok önemli faaliyeti gölgeleyebilecek bir noktada değil" derken, çocukların zehirlenmeden çok süte karşı bir alerjileri olabileceğine vurgu yaptı.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında bir açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bugün Türkiye'nin farklı illerinden gelen çocukların sütten zehirlendiğine dair haberleri değerlendirdi. Zehirlenme haberleri için, "Üzücü bir olay ama büyütülebilecek veya bugün yapılan bu çok önemli faaliyeti gölgeleyebilecek bir noktada değil" diyen Arınç, Orman ve Su İşleri Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanları'nın kendilerine bir rapor verdiğini söyledi. Arınç, okullarda yapılan süt dağıtımından önce sağlık bakımından, hijyen bakımından, insan sağlığına dikkat edilmesi gereken konular bakımından bazı ön incelemeler yapıldığını söyledi. "Program incelemesi süresince süt tüketimine müteakip ortaya çıkacak muhtemel laktoz intoleransı (süt içememek) belirtileri ve süt alerjisi için öncelikli tedbir alınmış" diyen Arınç, ilk defa süt kullanıldığında veya aşırı alındığında bazı çocuklarda sütün alerjiye sebep olabildiğine dikkat çekti. Alerjiye karşı önceden önlem alındığını kaydeden Arınç, süt alerjisine karşı ailelerden izin alındığını belirterek, kutu üzerindeki uyarılar bölümünde 'süte alerjisi olanlar öğretmenine haber vermelidir' ibaresinin konulduğunu söyledi. Ayrıca bütün okul öğretmenlerinin eğitime tabi tutulduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, süt tüketiminin izlenmesi ve öğrencilerin sağlık durumunun takip edilmesinin sağlandığını kaydetti. Arınç, zehirlenme haberlerinin geldiği illerin okul sütü komisyonundaki Sağlık Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre cereyan eden vakaların besin zehirlenmesi belirtilerinin olmadığını söyleyerek, "Aşırı gaz, karın ağrısı, şişkinlik, bulantı ve isal belirtisi olduğu da ortaya çıkmıştır. Bu da memnuniyet vericidir. Çünkü ilk planda biz de acaba bir zehirlenme söz konusu oldu mu diye endişe etmiştik. Valilikler konuyu takip ediyor. Bugün dikkat ederseniz, 7 milyon 200 bin çocuğumuza süt dağıttık. Bunların belki 10 binde birinde bu tür belirtilerin görülmesi de dikkat çekici bir diğer husustur" diye konuştu.

TİYATROLARIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tiyatroların özelleştirilmesiyle ilgili devam eden tartışmaları da değerlendirdi. Arnıç, Bakanlar Kurulu'nda konunun gündeme geldiğini ve bütün bakanların görüş bildirdiğini ifade ederek, "Konu bütün teknik ayrıntılarıyla incelenmek ve bu konuda taslak hazırlanmak üzere arkadaşlarımıza görev verildi" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının ardından konuyu destekleyen de, eleştiren de açıklamaların basında yer aldığını belirten Arınç, "Bu da işin doğasında vardır. Bunları tabii karşılıyoruz. Şunu da ifade etmem gerekir ki, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bugüne kadar yaptığı faaliyetler çerçevesinde çok memnuniyet verici gelişme şudur; geçmişte şu kadar sahne veya tiyatro varken ve hatta İstanbul'un Anadolu yakasında bile henüz bir tiyatro bulunmuyorken, bugün sayısı 50'yi aşan ve Anadolu'nun bütün bölgelerine yayılmış bir şehir tiyatrosu veya devlet tiyatrosu etkinliğinden bahsedilebilir" diye konuştu.

"Bir yerde bütün elimizdeki kadroları kullanarak tiyatroyu Anadolu'ya götürmek, halkımızın ilgisine sunmak ihtiyacı görülmüştür. Bu gerek yerine getirilmiştir. Bu bakımdan Sayın Kültür Bakanımızın çalışmalarını takdirle izlediğimizi ifade etmek istiyorum" diyen Arınç, şunları söyledi:

"Hem tiyatroların hem sanatçıların veriler ve sayılarla hangi noktaya geldiğini açıkça görebiliriz. Burada mesele şudur; devlet tiyatrosunda veya şehir tiyatrosunda tartışılan konu, belediyelerin işveren olduğu, maaşları ve tüm imkanlarını tiyatro ve çalışanlarının ödemekte olduğu yerlerde biz gerekli kalitenin artmadığını, izleyici sayısının fevkalade dikkat çekecek kadar yükselmediğini, özgürlük anlayışının yeterince yer bulamadığını görüyoruz. Dolayısıyla sanat gibi bir alanda özgürlüğün daha geniş

anlamda sağlanması lazım. Bir tarafta işveren, bir tarafta da işçiler diyelim yani daha çok çalışanlar. Bunların arasındaki ilişkileri sağlıklı olarak kurmak söz konusu değil. Bakıyorsunuz, basit bir yönetim anlayışına bile isyan edebiliyorlar. Diyelim ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi işveren konumundadır. Maaşlarını ödediği sanatçılarımızın hangi repertuarları tercih edeceklerini, neyi ne zaman orada oynayacaklarını yönetimle ilgili sorunlarını, sanatçıların, yönetimle ilgili sorunlarını, yönetimden daha güçlü birilerinin inisiyatif almasına itiraz edebilmektedirler. Kurulacak bir yönetimle her zaman ağırlıklarını hissettirenlerden bahsedebiliriz. Bunu sanatçı kimlikleriyle bağdaştıramayanlar olduğu gibi meseleye ideolojik olarak bakanlar da bulunabiliyor. O yüzden Sayın Başbakanımız çok da isabetli bir düşünceyle özerk veya devlete ait bir yaprınan bilgiye göre cereyan eden vakaların besin zehirlenmesi belirtiıyı değil, bundan sonra özelleştirme alanının daha da genişlemesiyle, rekabetin ve kalitenin daha da yükseleceğini ve özgürlük alanlarının daha da güçleneceğini ifade etti. Bu konu Bakanlar Kurulumuzda da tam bir kabul gördü. Ne sanatçıyı ihmal edelim, çünkü Anayasa'nın 64. maddesi devletin, sanata, sanatçıya değer vermesi gerektiğini söylüyor. Biz de Anayasa'nın bu maddesini ciddiye alıyoruz. Bazılarının ağzında sakız gibi çiğnediğinden değil ama Türkiye'nin sanata da, sanatçıya da ihtiyacı var. Ancak bu desteğin ne kadar daha güçlü olabileceği, sanatın ne kadar güçlenebileceği ve yönetim açısından ne kadar daha özgür olabileceklerini enine boyuna masaya yatırdık. Bu konudaki kararımız kesindir. Bu konuda teknik bir çalışmanın, dünyadaki örnekleri de dikkate alınmak suretiyle, çünkü elimizdeki veriler devlete ait tiyatro ve sanatın pek çok çağdaş Batı ülkesinde bulunmadığını gösteriyor. Sadece bazı eserlere sponsor olmak suretiyle veya imkan hazırlamak suretiyle yarı zamanlı çalışan sanatçılardan bahsedilebiliyor. Türkiye'ye özgü bir model de meydana getirebiliriz. Dolayısıyla ilgili bakanlıklar, Maliye Bakanımızla, Kültür ve Turizm Bakanımızla, diğer bakanlıklarımızla Türkiye'de nasıl özgür bir sanat ortamının meydana geleceği mevcut devlet tiyatroları ve şehir tiyatrolarının belediyeye ait tiyatroların nasıl özelleşmesi halinde daha iyi bir kalite gelebileceği konusunda bir ön inceleme yapacaklar. Bakanlar Kurulumuza sunacaklar ve ondan sonra kesin kararımızı vermiş olacağız."

MURAT ÖZÇELİK'İN İSTİFA ETTİĞİ İDDİALARI

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Murat Özçelik'in istifa ettiği yönündeki iddiaları da cevapladı. Arınç, istifa ettiği yönündeki iddiaları teyit etmediğini belirterek, "Böyle bir gelişme yok. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Murat Özçelik'in istifası söz konusu değil, şu anda görevden alınması da söz konusu değil" diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler